Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Yaktın bizi "Facebook"

Yaktın bizi "Facebook"
 

Son iki aydır blogda okunma oranında bir düşüş gözlemliyorum. Nerede peki bu millet bir gariplik hissediyorum ve birden bire şu ara internet dünyasının en zirvesindeki isimle karşılaşıyorum.

Millet “Facebook”da zaman öldürmekten blog okuyacak vakit bulamıyor! Amanın da eski arkadaşlarımı bulayım, görüşmeyeli neler yapmış, ben neler yaptım o da görsün, şuraya da son resmimi koyayım, hımm şunun arkadaşlık teklifini kabul edeyim, bununkini reddedeyim, ha ha ha ilkokuldan gözlük Ercan’a bak ne hale gelmiş, birine sanal içki yollayayım, berikine hediye şeklinde vakit öldürürken bizim yazdıklarımızdan şimdi onlara ne? İşleri var, güçleri var. Herkes artık kendi sayfasının popüleri.

Zaten aklım dimağım konuyu bir türlü almıyor. Çok davet geldi; aranıp da bulunamadım, yoksunuz diye uyarıldım ama bana göre hiçbir anlamı yok. Israr etmeyin girmeyeceğim.

Görüşmek istediğim herkes şu an hayatımda. Zaman içerisinde yollarımızın kesişmediği, kesişip de tekrar ayrıldığı, hayatımın devamını paylaşmak istemediğim kişiler de hayatımın dışında. Efendim son derece güvenliymiş, istersen sadece kendi gruplarına izin veriyormuşsun seni görmeleri için, istemediğin sana ulaşamıyormuş, muş da muş. Ne kadar asosyalmişim, liseden oradan buradan görüşemediğimiz herkes oradaymış. Kimler kimler varmış?

Bana ne? Ayrıca asosyal değilim sadece kendi istediğim ortamda sosyalleşiyorum. Bu ne ısrardır, bu ne kitleler halinde sebepsiz sürükleniştir anlamış değilim.

Yahu ben unu elekten geçirmişim, eleğe daha fazla un eklemeye ne gerek var? Devamlı görüştüğüm insanı zaten telefonla arıyorum, sesini duyuyorum, elektronik posta ile yazışıyorum, müsait olunca görüşüyorum, onu niye bir de konudan geri kalmayayım diye sanal aleme taşıyayım? Hadi taşıdım bu kez de başkaları bana ulaşmasın diye abuk sabuk yasaklar koyup, niye kendime sanal duvarlar öreyim?

Hem küs olduğum var, bir vesile ile görüşmeye devam edemediklerim var, dost var, düşman var. Kafadan sınırlamalarla girip, engel koyacaksam sırf sosyallikteki son modaya uymak uğruna benim orada ne işim var?

Bu arada az sinir bozucu yer de değil hani. Herkes hayatını sayfasında döktürmüş durumda. İlkokul arkadaşımı buldum gibi sevinçlerin yanı sıra merak edip eski sevgiliyi arama sonrasında adamı evlenmiş, çocuklu bulma ve ardından bunalımlanma, eski kız arkadaşın başka bir adamın kucağında fotoğrafının görülmesi nedeni ile erkeklik gururuna darbe alma gibi istenmeyen durumlar da var.

Amacı arkadaşlarını bulmak olan sitede statünü kimse ilişmesin diye “evli” yerine istersen “feriştahı gelse yüz vermem” olarak ayarla inanılmaz ahlaksız teklifler var. Uyduruk hesaplar açıp, ulaşılamayan sevgiliyi kimselere çaktırmadan pek bir yakından takip etme ve bilerek kendi huzurunu bozma durumları bile var. Pek yakında memlekette kaş yaparken göz çıkarma nedeni ile suç oranı yükselebilir, beraberinde toplu depresyon görülebilir.

Ortalık ne zaman, başka ne icat edilir de durulur bilemiyorum. Öyle görüyorum ki; bir heves yalandan bir iki toplantıda bir araya gelinecek, sonra yine herkes kendi hayatına dönecek. Görüşemediğin yine görüşemediğin olarak kalacak. Hayata bir tıkla eklenen insana yine sudan sebeplerle vakit ayrılamayacak.

Okunmamak falan bahane, bu başını alıp gitmiş konuya bir şekilde değinmek için sebep yaratmam gerekiyordu ben de buradan gireyim dedim. Yani blog okurları size söylüyorum, “Facebook”cular siz anlayın.

 
Toplam blog
: 118
: 1607
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Bir fikirden bir başka fikre, gerçeği bulana kadar bir halden başka bir hale geçip duruyorum. İncede..