YalakaNeDemekKimeYalakaDenir

Onu nerde görsem, tüylerim diken diken olur. Her devrin adamıdır çünkü yalaka. Bulunmadığı yer yok. Olmadığı yeri bulamazsın. Arama hiç. Hele de bizim diyarda. Elini sallasan ellisi. Saçını sallasan tellisi çıkar önüne. Her adımda, başka bir yalakaya çarparsın burada. Hem de her türlüsüne, her çeşitine.

Kahvede, pazarda, çarşıda, sokakta. Evinin içinde, burnunun dibinde, yan sandalyede, ön koltukta, karşı masada, öbür dairede. Aklına gelen her yerde en az bir adet yalaka vardır. Bizde yok, deme sakın. Sadece iyi bakmamışsındır etrafına. Olan biteni, kimliklerle kişilikleri tam olarak irdeleyememişsindir. Ruhumuza işlemiştir yalakalık. O yüzden bizim olduğumuz yerde bulunmaması mümkün değil.

Basında, kışlada, devlet dairesinde, özel sektörde. O her yerde. Eğitimde, çalışma hayatında, sendika, dernek ve hayır kurumlarıyla yardım derneklerinde de görülür ama… En iyi örnekleri, siyaset dünyasıyla bürokratlar arasından çıkar.

Liyakata önem veren olmadığından/bulunmadığından yeryüzünün bu parçasında… Bakan değişip dururken müsteşar yerinde çakılı kalıyorsa… Bürokratlar bozuk para gibi harcanırken, genel müdür istifini bile bozmuyorsa… Genel müdürlerin biri gidip biri gelirken, koordinatör demirbaşıysa kurumun…  Hadi çöz bakalım. Bu bilmecede yalaka kim? Ya da kime yalaka denir?

Basında kalemini satar. Siyasette kimliğiyle kişiliğini. Bürokraside en yüzsüz bulduğun kimse, işte odur yalaka. Ya çekil önümüzden, ya göster kendisini. Göster ki, bilmeyen, görmeyen kalmasın o muteberi. Yalakalığın ne olduğunu, nasıl yapıldığını öğrenmeyen çıkmasın içimizden. Gençler ibret alırken, Diğerleri elleriyle mimlesin yalakayı.

Hiç ummadığın yerde, aniden ortaya çıkıverir yalaka.

Büyük başarıların, yalakalıveştirir çoğunluğu. Ailen, eşin, dostun, en yakın arkadaşın… Hatta bazen, karın, çocuğun, kardeşin, ananla baban bile. Farkına dahi varmadan yalakalaşıverirler kendiliklerinden. Paranın dalkavuklaştıramayacağı şahsiyet, çok nadir görülür buralarda. Onun da kıymetini bileni ara ki bulasın. Paraya itibar etmyene, deli derler bizim ellerde.

 Gücün, iktidarın yalakalaştıramayacağı kadar sağlam karakter sahipleri; çok az bulunur bu topraklarda. Onlar da anında dışlanırlar zaten. Yalaka olmayanı sevmeyiz biz. Yalakaları çok seven, onlara bayılan milletizdir. Bana/buna inanmayan, yurdunun konumuna, ağlanacak halimize gülenlere baksın lütfen. Bunca yalaka olmasaydık, bu hale gelir miydik hiç? Ne varmış halimizde? Diye soruyor ya şu. Bak bakalım tanıyabilecek misin beyfendiyi/hanfendiyi? Algılayabilecek misin o soruyu neden sorduğunu?

Dalkavukla patlıcanın hikayesini bilir misiniz siz? Onu da inşallah başka zaman anlatırım.