Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yalan, makyajı sevmişse kime ne..

Yalan, makyajı sevmişse kime ne..
 

Sevmeye devam eder misiniz?
Ne kadar durağan gidiyor aslında hayat, ama bir şey daha var, buna nasıl ve hangi açıyla baktığımız farkı yaratıyor. “izdivaç” programlarını izlerken, -evet arada çıldırıyorum kadınları isteklerine-, gülmekten yerlere yatıyorum zaman zaman. Bu insanlar benim yurdumun insanları ya. Ama ben anlatıyorum, arkadaşlarım izlediklerinde o kadar keyif almadıklarını söylüyorlar. Bu da işte bakış açısı yorumunu güçlendiriyor. Yine merak ediyorsunuzdur, acaba böyle bir giriş yaptı ama nereye doğru yola koyulacağız diye. Hemen başlıyoruz.
Dürüstlük ile ilgili bazı kafa karıştıran anlar yaşıyorum. Ne olursa olsun dürüstlük diyoruz ama gerçekten dürüst olmanın ne kadar tehlikeli olabileceği aklımıza gelmiyor herhalde. İçimizdeki her şeyi rahatça telaffuz edebiliyor olsaydık, etrafımızda kaç kişi kalırdı sanıyorsunuz? Ya da size karşı uç bir dürüstlük sergileyen birine ne kadar katlanabilirsiniz? Bu “içi dışı bir” insanları bile aşan bir dürüstlük ama bahsettiğim. Tüm içsel durumlarını dışa yansıtmak. Aslında denemek gerek, ne kadar rahatsız edici boyutlara ulaşabileceğimizi anlamış olurduk. Tabi karşıdakinin yine bakış açısı devreye giriyor. Umursamayabileceği gibi, ben de aynısını düşünüyordum da diyebilir.

İki gün önce yazdığım “Sevgilili Cinsiyetler” yazımda, bazı akıldan geçebilecek düşüncelerden bahsetmiştim. Düşünün ki, bunları seslendiriyorsunuz. “Ya ben seninle geziyorum ama şu kız da iyiymiş, şansımı kaybettim gibi hissediyorum”. Denemeyin! Aman deyim… Böyle bir dürüstlükten bahsediyorum işte. Bir anne bile çocuğunu her gün aynı sevgiyle sevemezmiş derler ki siz nasıl olur da, birini her gün aynı sevgi ile kucaklayasınız. Bir gün gelir, “Ya bu kız çok çirkin de ben mi güzel görüyorum” diyebilirsiniz. Hadi bunu da seslendirin o zaman ahaha. Bazen gerçekten çok sapkın düşünebiliyoruz. Fakat dışa vururken neyse ki bir filtreleme olabiliyor, maç kazandıran son saniye sayısı kadar değerli.
Beyaz yalan, pembe, menekşe ne derseniz deyin, her şeyi olduğu gibi yansıtmak işe yaramayacaktır. O yüzden aslında mesele, nerede ne zaman hangisini tercih edeceğini bilmektir. Diyorum ya, her şeyi pat diye söylerseniz, etrafınızda, yalanlarla büyümüş insanlar kalır mı sanıyorsunuz? Yıllarca çirkin ördek yavrusunu prenses diye çağırmış bir ailenin kızına, geçip “Aslında o kadar da güzel değilsin ama unutma her topalın bir kör alıcısı vardır” nasıl dersin ya? Âşık Veysel aslında meseleyi çok net açıklamıştır. Eğer ben sana bir kere “Seni seviyorum” diyorsam beğeniyorum demektir ama şansını da zorlama değil mi? “Güzelliğin on para etmez, bu bendeki aşk olmasa”. Hep böyle dış görünüşe takılmış olsam da, insanları en çok değiştiremeyecekleri özelliklerin yüzlerine vurulması etkiler ya, nedeni bu. O yüzden bu konunun üzerinde durmuş oldum. Yeri gelmişken nasıl düşündüğümü söyleyeyim mi ya nolur?
Bazen bir arkadaşınız ya çok güzel kızmış der, döner bakar beğenmezsiniz bir de üstüne “gay” damgası yersiniz. Ama işte İngilizce bunu anlatmak için gerçekten başarılı bir yol bulmuş. “Beautiful”, şöyle bir döner bakarsınız geçer gider, derinlemesine baktıkça kaybolur bir şeyler ama “pretty” bakınca içiniz ısınır, baktıkça da bakasınız gelir. Zaten ben bir kızı görünce hemen bir dazlak hayal ederim, hala bana göre dişi ise wishlist’ime yollarım. Aşık Veysel tadındayım anlayacağınız.

Ne diyordum, dürüstlük gerçekten de hem olumlu hem de tehlikeli olabilecek bir, - buna karakter özelliği dememek gerek ya, şimdi düşündüm de-, hareket tarzı. Başıma ne gelirse dürüstlükten gelsin diyen ben bile, zaman zaman açık renk yalanlardan sarf edebiliyorum. Son ana kadar yalan uydurmak için plan yapıp, tam o an geldiğinde hepimiz “aslında” diye çok cümleye başlamışızdır. İyilik insanın içinde var zaten. Ama yapıyoruz bir şeyler.
Dünya doğrularla dönmediğine göre, biraz kaçamak yapmakta ne var ki? “Yalandan kim ölmüş”, bu da bir bakış ama hani uçlarda yaşamıyoruz ya, o yüzden dallandırmayacağım bunu. Çoğunlukla cinsiyetler arası farkları ufak ufak görmeye çalışıyoruz ya, bir arkadaşım çok güzel bir söz tweetledi. Zaten blogumun anket konusudur. Bazı insanlar bazen yalanlar duymak isterler. Onlara bu özgürlüğü verin gitsin. Gönlünüzden ne koparsa… Ben size daha ne diyeyim ki, buyurun.
“Kadınlar duyduklarına, erkekler gördüklerine inanırlar. Bu yüzden de erkekler yalan söyler, kadınlar makyaj yaparlar”

 
Toplam blog
: 52
: 507
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Yeni mezun bir maden mühendisiyim. Yükseklisans yapıyorum. Bunun yanında, kalkınma antropolojisi, ci..