Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '09

 
Kategori
Sinema
 

Yalan Makinaları , umut süpabı ve "Cinderella Man"

Yalan Makinaları , umut süpabı ve "Cinderella Man"
 

Şafak gül rengi parmakları ile önce mora çevirdi laciverti sonra da tatlı bir pembe tonu uçuşan bulut kümelerinde altın simler dokuyarak, kavuştu sabahına. Düşünüyordum yalan makinelerini, filmi izlemeden önce aklıma takılmıştı kanallar arasında yaptığım tuhaf gezintiden sonra... Bugün olayları saklamak, yanlış bilgi vermek, yanılgı yaratmak için o kadar çok araç gereç var ki. Sahi kaç kanal var? 200 ü geçmiş sayıları. Büyük buhran yıllarında, seksen yıl önce böylesi araç gereçler olsaydı, neler olurdu? Bu yanıtının hiçbir zaman alınamayacağı bir soru olarak kalacak. İktisatta yaratılan modeller sadece olgu süreçleri boyunca var olurlar ve hortlaklar gibi dirilmezler. Bu nedenle de her devrin ekonomisine iz vuran bir model çıkar ortaya, geçmiş bir model. Paradigma değişimi ile açıklanabilecek olgular kalıyor arkada. En çok sosyal bilimler ve ekonomi için kullanılması uygun olan böylesi bir terimin paradigma değişimi ya da paradigma kaymasının fen bilimlerine mal ederek esas etki alanını içerdikleri sosyal bilimler ve ekonomiden uzak tutulması da yalan makinelerinin bir başka müthiş icadıdır.

1929 'lı buhran yılları. Amerika ve New Jersey'deki yaşamlar. Bir boksör ( Russell Crowe) , azimli, çalışkan. İşleri yolunda giden boksörün krizin başlangıcında tam anlamıyla meteliğe kurşun atmaya başlaması üç çocuk ve sevecen bir eşten oluşan ailesinin sefalete düşmesi. Yine de büyük oğluna verdiği bir söz vardır, çocuğun açlık dürtüsü ile çaldığı salamı bakkala geri götürdüklerinde. Asla ayrılmayacaklardır çocuklarından. Hem yakında bir boks karşılaşması olacak ve oradan bir miktar kazanacaktır. Açlıkla boğuşan bir insan fiziksel kondisyon gerektiren böylesi bir karşılaşmada ne yapabilir? Kendisinden beklenen başarıyı gösteremeyince karşılaşmada oyaladığı gerekçesi ile para ödemez karşılaşmayı düzenleyen zengin adam.. Paraları, yatırım yaptığı senetleri buhranla buharlaşmış ve daha sonra da evdeki tüm eşyaları yiyecek alabilmek , elektrik ve gaz paralarını ödeyebilmek için satmışlardır. Karşılaşmadan söz verilen parayı alamadığı gibi lisansını da kaybeder. Doklarda kapılarda aç bilaç bekler iş bulabilmek için diğerleri gibi. Elinde kırık vardır ama ona zamanında hayranlık duyan ve kim olduğunu tanıyan diğer işçi, kendi işini dahi tehlikeye sokan bu sıkıntılı durumu açık etmez. Daha sonra bir rastlantı Amerika ikincisi olan boksörün gösteri maçındaki rakibi beklenmeyen bir kaza geçirdiği için bir maçlık dönüş önerir menajeri.

Hiç beklenmeyen bir şey olur ve Amerika ikinci şampiyonunu yener. Bu durumda birinci ile karşılşmasını ayarlamaya çalışır menajeri. Bu arada pek çok acılı sahne ve adamın çocuklarını göndermemek için, gaz faturasını ödeyebilmek için, eski boks camiasından neredeyse para dilenir durumlara düşmesi. Çocukların tabaklarına konan neredeyse damlalıkla damlatılan yiyecek kırıntıları.

İşte bu büyük bunalımda çoğunluk bu sefaleti yaşarken, yine büyük otellerin önünden lüks arabalara binen elleri kolları paketlerle dolu zenginleri de filmin satır aralarında görmek olasıdır, hatta muslukları altından olan oteller bile vardır.

Muhteşem evinde iki sandalyeden başka hiç bir şeyi kalmadığı halde, düştüğü durumu saklayarak elinde puro şık takım elbisesi ile gezinen menajerler de acımasız kapitalist dünyanın gerçek yüzünü daha bir acı sergiler.

Amerikan şampiyonu olan boksör de korkunç bir genç adamdır. İki kişiyi ringde çaktığı yumruklarla öldürmüş biridir. Üstelik kendisinden daha yaşlı ve lisansı bile olmayan bu böksörü küçümsemektedir.

Bu arada sendikalaşma faaliyetleri için direnen ve çalışan insanlar bir bir, komünist olarak avlanmaktadır. Bir gösteride yakın bir dostunu kaybeden Russell Crowe artık bu maça çıkacaktır. maçı düzenleyen kendi isteğiyle bu maça çıktığını söylemesini, hatta düşünmesi için de süre vermeyi teklif eder o vahşi boksörün öldüren yumrukları attığı maçı da seyrettirir Russell'e. Menajerinin bile izlemeye dayanamadığı filmi Russell'in ikinci kez izlemek istemesi azmini gösterir.

Herkes ölümcül yumruklarla şampiyon tarafından öldürüleceğini söylemektedir. Bu durumda sanki yaşlı boksör çoğunluğun sesi olmuştur.

" Geçen gece karton kulübelerde kaç kişi öldü bilen var mı? Çünkü senin gibi düşünen insanlar, henüz böylesi insanların ölümünden henüz nasıl para kazanacağınızı çözemediniz" der karşılaşmayı düzenleyenlere.

Filmde can alıcı sözcüklerden biriydi burası.

Şimdi tam da seksen yıl sonra buhrandan, krizlerin yarattığı her türlü ölüm şeklinden para kazanma yollarını da artık çözmüş olan yalan makinalarının harıl harıl çalıştığı bir dünyadayız diye düşündüm pembe bulutlar AK yalanlar gibi uçuşurken, şafak vaktinde.

Yoksa boksör "Cinderella Man" lakabıyla tanıtılırken amaç, haksızlığa uğramış aç milyonların zararsızca patlamasını sağlayan bir umut süpabı mı oluşturmaktı? (Onca insan kiliselere doluşup kazanması için ne diye dua etsin? Bunu da bilemeyeceğiz değil mi?

Filmin adı: Cinderella Man
Yönetmen: Ron Howard,
Russell Crowe, Rene Zellweger

ezgi umut
26 7 2009


Yine Büyük Buhran dönemini anlatan bir başka filmi de yazdım başoyuncu David Carradine'nin olduğu.


http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=184205

 

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..