Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yalan

Yalan
 

Yalan....Babamdan yediğim ilk ve tek tokatın sebebi...Hem de ben yalan söylememişken, iftiraya uğramışken...Ne yapıp edip, söylediğimin gerçek olduğunu ispatladım ve hem babam özür diledi benden, hem de bana bu iftirayı atan yani asıl yalan söyleyene dünyayı dar ettim.
O tokat bana çok şey öğretmiş olmalı ki, hayatta nefret ettiğim şeylerin başında gelir yalan. Ve en çekindiğim insanlar da yalancılardır. Çünkü rahatça yalan söyleyen bir insan, yalanın ardından battıkça her şeyi göze alabilir.
Biraz araştırdım yalanın tanımı hakkında. Gerçeğin gizlenmesi veya bilinen tam tersinin söylenmesiymiş yalan. Daha çok anlık yaşayan insanların başvurduğu bir yöntem. Sadece ‘’an'’ı kurtarmak için. Gerçekten korkan insanların sığındığı bir liman....Ancak fırtınalardan korumak yerine yıldırımı çeken bir paratoner sanki...Bu konuda kısa bir hikaye var:
Bir gün, oduncunun teki nehrin hemen üzerinde, bir ağacın dallarını keserken, kazara baltasını suya düşürür. Kederinden ağlamaya başlayan oduncunun haline üzülen Tanrı aşağı iner ve "Niye ağlıyorsun?" diye sorar. Oduncu durumu anlatır ve baltası olmazsa aç kalacağını söyler. Tanrı hemen suya dalar ve dipten altın bir balta çıkarır.
"Bu mu senin baltan?" diye sorar tanrı.
Oduncu "Hayır" diye cevap verir.
Tanrı tekrar suya dalar ve bu sefer dipten gümüş bir balta çıkarır.
"Bu mu senin baltan?" diye sorar tanrı.
Oduncu "Hayır" diye cevap verir yeniden.
Tanrı tekrar suya dalar ve bu sefer demir bir balta ile çıkar "Bu mu senin baltan?"
Oduncu sevinçle, "Evet" der.
Tanrı adamın dürüstlüğünden memnun olur ve üç baltayı da ona verir. Oduncu baltalarını alır ve mutlulukla evine döner.
Aradan zaman geçer bir gün oduncu karısı ile birlikte nehir kenarında yürürken, karısının ayağı takılır ve suya düşer. Baltacı üzüntü ile karsının ardından ağlamaya başlar.
Tanrı yeniden görünür ve oduncuya sorar, "Niye ağlıyorsun?"
"Tanrım lütfen yardım et bana, karım suya düştü!"diye yakarır oduncu. Tanrı suya dalar ve yukarıya Jennifer Lopez ile çıkar. Bu mu senin karın?" diye sorar. "Evet," diye bağırır adam.
Tanrı adamın yalan söylemesine çok kızar. Oduncu hemen açıklamaya çalışır, "Tanrım lütfen beni affet, beni yanlış anladın. İşin gerçeği eğer sana Jennifer Lopez için hayır demiş olsaydım, bu sefer Catherine Zeta-Jones ile gelecektin. Gene hayır deseydim karımı getirecektin ve ben bu sefer evet dediğimde üçünü de bana verecektin. Ama tanrım ben fakir bir adamım ve üç kadını birden bakmam mümkün değil. İşte bu yüzden ilk seferinde evet dedim."
Peki sadece erkekler mi yalan söyler?Tabi ki hayır. Hayatımda tanıdığım en büyük yalancı bir kadındı. Hem de hayat biçimi olmuştu O’nun yalan. Gerekli gereksiz yalana başvururdu. Gerekli yalan nasıl olur derseniz, beyaz yalanlar diyor ruh bilimciler bu türe...
Kadınlar ‘’fazla renk’’ vermedikleri için yalancılıkları daha zor anlaşılıyor. Karşısındaki kırmama adına başvurdukları bir yöntem beyaz yalanlar. Arkadaşlarına hiç yakışmayan bir giysisiyi bile yakışıyormuş gibi anlatmak gibi. Üstelik el kol hareketleriyle destekleyerek, sözlerini daha inandırıcı hale getirebiliyorlar. Erkeklerde ise avuçlar terleyip, gözler kaçırılmaya ve kızarmaya başlıyor. Yalan söylendiğini destekleyen başlıca hareketler:
Yüze dokunma, yapay gülümseme, gözünü kırpıştırma, gözlerini kaçırma,tereddüt, ayağını yere vurma, kollarını kavuşturma, tik sergileme.
Peki ya yalan söyleyenlerin belirtileri:
Kızarma, garip tepkiler, konunun dışına çıkma, konuyu değiştirme, huzursuzluk, tutarsızlık, ses titremesi, hızlı konuşma, terleme, yutkunma, dudaklarını ıslatma, aşırı dostça yaklaşım.
İngiliz Ruhbilimci Dr. Jez Rose’a göre kadınların yalan söylediğinin zor anlaşılmasının sebebi daha sosyal bir yapıya sahip oluşları.
“Kadınlar sözlerini el kol hareketleri ve rahat davranışlarıyla desteklediği için yalanları maskeleniyor” diyen Rose, kadınların konuşurken inandırıcı şekilde karşısındakinin gözünün içine baktığını belirtiyor. Rose, “Bu da sözlerin yanlışlığının ortaya çıkmamasına sebep oluyor. Oysa erkekler bu konuda başarısız. Erkekler kadınlarla aynı metotları kullanarak yalanlarını maskelemeye çalışsa da bunu inandırıcı yapamıyor” diyor.
Erkeklerin eşlerini aldattığında kolayca ortaya çıkmasının nedenini de buna bağlayan Rose, “Erkekler sadece şimdiyi düşünür. Detayları kafalarında kuramadıkları için de söylediklerini unutur” sözleriyle erkeklerin yalan söyleme konusundaki başarısızlığını açıklıyor.
Sebep her ne olursa olsun, yalan mutlaka kendini sabote edecek bir yanlıştır. Yalan söyleyenler de o gün geldiğinde ilk yalan söyledikleri güne oranla çok daha zor bir durum içine düşeceklerdir. Bozdukları tüm dengeler ve hayatlar sonucu, itilmiş ve yalnız yaşama hazır olmaları gerekiyor.
Özellikle çağımızda sanal ortamda, hiç bir belirti vermeden ortaya atılan yalanlar ve yalan bir dünya oluşmaya başladı ki, sadece gençleri değil; yaşamın her noktasındaki insanları bile tehdit eder hale geldi.
Yalansız bir dünya....
En büyük hayal olarak kaldı galiba, yalansız bir dünya!

Kaynak: NTVMSNBC


 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..