Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '11

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Yalancı Çoban

Yalancı Çoban
 

Resim, sinestezi.net sitesinden alınmıştır.


Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…

Bir küçük çoban varmış, yalancılık yaparmış.

Sürüsünü alarak, kavalını çalarak

Çıkmış bir gün kırlara, çiçekli bayırlara.

Yalancıktan bağırmış, köy halkını çağırmış

. “Aman çabuk yetişin, kurt geldi imdat edin.”

Sopayı alan koşmuş, fakat kurt falan yokmuş.

Herkes kızmış söylenmiş, çoban gülmüş eğlenmiş.

Günler geçmiş aradan, esirgesin yaradan.

Bir gün kurt çıka gelmiş, çobanı korku salmış.

“Kurt var!” diye bağırmış, köy halkını çağırmış.

Bu kez kimse gelmemiş, yalancıyı kurt yemiş…

Bu şarkıyı ve çocukluk günlerimizde nasıl coşkuyla söylediğimizi, sanırım çoğumuz anımsayacaktır. “Yalancı-yalancı sana kimse inanmaz, sözüne kimse kanmaz.” Nakaratını tekrarlayınca melodisi de hemen dilimize düşer. Aynı yalanı iki kere söyleyenlere “yalancı çobanı”anımsatmak bir gelenek olmuştur.

Uzunca bir süredir bu sitede havacılık ve sivil toplum konularında yazıyorum. Sıklıkla yazdığım günler de oldu, uzun aralar da verdim.

Sitemiz yazarları, kimi zaman blog tanımları yaptılar. “ Blog; tarihe not düşmektir.” Diyenler de olu. “ Blog aslında bir güncedir .” Diyenler de.

İzniniz olursa ben de bu gün tarihe kişisel bir not düşmek istiyorum.

2009 yılının Ekim ayında Türk Hava Kurumu’nun 40. Büyük Genel Kurulu yapıldı. Ben de aday oldum. Bu genel kurulda, Emekli Hava Pilot Tümgeneral Osman Yıldırım Türk Hava Kurumu Genel Başkanı seçildi. Ben başarılı olamadım.

Gerek aday olmaya karar verme, gerekse adaylık süresince beni coşkuyla destekleyen, yüreklendiren bir şube yönetim kurulu üyemiz vardı. Türk Hava Kurumu Çankaya Şube Başkanı olarak bu yönetim kurulu üyesini listeme ben almıştım. Genel Başkan Adayı olduğum zaman da, THK Genel Yönetim Kurulunu oluşturacak isimler arasındaydı. Adaylık sürecimde bu yönetim kurulu üyesi, kimi zaman olayları öylesine abartıyor, öylesine garip tepkiler veriyordu ki, bizler anlamada zorlanıyorduk. Örneğin, o dönemde Genel Başkan Adaylarından Sayın Osman Yıldırım’ın gönderdiği ve Fitre ve zekat döneminde şubelere yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkür ettiği bir mesajı eline almış, Şube Yönetim Kurulu üyeleri ve o sırada şubede bulunanların önünde, “ Bu adam kendini ne sanıyor? Bu yaptığı THK Büyük Genel Kurulunun iradesini yok saymaktır. Seçilmeden Genel Başkan olunmaz” diye başlayan ve birlikte yönetime geldiğimiz zaman bunu mutlaka kendisine hatırlatacağını söyleyen uzun bir konuşma yapmış, orada bulunanların garip bir şekilde gülümsemelerine neden olmuştu. Seçimlere katıldığım zaman, Şube Başkanlığını da bu vefalı ve sadık (!) yönetim Kurulu Üyesine emanet etmiştim.

Büyük Genel Kurul’dan sonra, THK Genel Başkanlığı’na seçilen Sayın Osman Yıldırım’dan randevu aldım. Çiçeğimizi bir gün önceden göndermiştik. THK Çankaya Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ile kendisini ziyaret ettik. Çok dostça bir karşılama oldu. Medeni ölçülerde kendisini kutladık ve yanından ayrıldık. Daha THK Genel Merkezini terk etmemiştik ki, bu vefalı (!) yönetim kurulu üyesi; “ Başkanım sizi tebrik ediyorum. Adama haddini bildirdiniz.” Diye başlayan bir konuşma tutturdu. Hiç birimiz bir şey anlamadık. Yukarıda ki konuşmalarda ne had bildirme ne de ağır bir söz anlamına gelecek bir konu olmamıştı. Bunlara kendisine söylediğimiz de ise “ Olumu? Başkanım. Adamın ağzına …” gibi garip ifadeler kullandı. Onun heyecanına verdim ve böyle bir şeyi düşünmediğimi, seçimlerin bittiğini, artık THK için hep birlikte çalışma zamanı olduğunu söylediğimi de anımsıyorum.

Daha sonraki günlerde, Sayın Osman Yıldırım’ı bir önceki ziyaretimize mazereti nedeni ile katılamamış bir yönetim kurulu üyesi ile yeniden ziyarete gittiğini ve orada benim adıma Sayın Genel Başkandan özür dilediğini öğrendim.

Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ile toplandığımız ve kendisinin Şube Başkanlığını bana devredeceği, yani emaneti teslim edeceği gün, Şube Başkanlığını devredemeyeceğini, bunun kendisinden Genel Başkan tarafından rica edildiğini, benim ısrarım halinde ise, Genel Başkan’ın şubeyi kapatacağını söyledi. Şubenin kapatılması olasılığı diğer yönetim kurulu üyelerini de etkilemiş olmalı ki, onun yanında yer aldılar.

Çok kırılmıştım. O günden sonra ne Türk Hava Kurumu Genel Merkezine, ne de şubeye uğramadım.

Aylar sonra, işim nedeni ile Erzurum’da bulunduğum günlerde Türk Hava Kurumu Genel Başkanı Sayın Osman Yıldırım telefonla aradı. Benimle ilgili olarak çok güzel sözler söyledi. Seçimlerin demokratik bir yarış olduğunu seçimleri kaybedince kurumlara küsülmeyeceğini, kurumun bana ve benim gibi gönülden bağlılara gereksinimi olduğunu ve yüz yüze görüşme isteğini defalarca yeniledi. Ben kuruma küsmediğimi, ama kendilerine kırıldığımı, benim şubeden ayrılmam gerektiği yönündeki sözlerinin beni üzdüğünü söylediğimde ise; “ Ben kimseye Talip Bölükbaşı şubeden ayrısın demedim. Size bunları söyleyen kişinin, ısrarlı bir şekilde ‘ben Şube Başkanlığından ayrılmak istemiyorum.’ Sözlerine ayrılmayın o zaman şeklinde yanıt verdim” dedi. Daha sonra birkaç kez daha telefonla görüştük. Hatta Erzurum’da hazırladığım ve Avrupa Birliği Fonundan finanse edilecek bir havacılık projesine destek verdi. . Önceleri ben bu projede THK’nu düşünmemiştim. Erzurum Belediyesi ile bu projeyi yaşama geçirecektik. Bu projeden bahsettim. Sayın Genel Başkan projeye katılma arzusunu samimi olarak ifade etti. Ben de projeyi yeniden düzenledim. Proje ortağı olarak THK’nun hazırlayacağı bazı belgeler gerekliydi. Projenin teslimi için çok az bir süre kalmıştı THK’nun gönderdiği kimi evrakın eksik olması ve zamanında ulaştırılamaması nedeni ile bu projeyi yaşama geçirmek ne yazık ki mümkün olmadı.

Sayın Osman Yıldırım’ın Rahmetli babalarının vefatını öğrendiğimde, bana defalarca telefon eden, bayram, yeni yıl gibi özel günleri bizzat açtığı telefonlarla kutlayan bu kibar ve hatır bilir insana baş sağlığı için gittim. Erzurum Havacılık projesinden de söz açıldı. Bu tür projelerin her zaman yapılabileceğini, değişik bölgelerimizdeki Kalkınma Ajansları’nın zaman zaman benzer projeleri gündemine aldığını söylediğimde, Sayın Genel Başkan, bu konuda kendilerine yardımcı olmamı istedi. Kurumla ilgili herhangi bir resmi ilgimin olmamasının sorun çıkarabileceğini söyledim ve Genel Kurul sonrasında bana verdiği bir sözü olduğunu anımsattığımda, “ Hatırladım.” Dedi ve konuşmanın geçtiği odada bulunan Türk Hava Kurumu birim başkanları ve müdürleri önünde aynen şu sözleri söyledi. “ Hepinizin bilmesini istiyorum. Talip Bölükbaşı Türk Hava Kurumu Genel Başkan danışmanıdır.”

Türk Hava Kurumu Çankaya Şubesi yeni bir genel kurula hazırlanıyor. Bu genel kurulda aday olmayı da düşünmüyordum. Fakat olaylar o kadar garip gelişti ki. Hani o önceleri vefalı (!) yönetim kurulu üyesi, sonra başkanlıktan ayrılmak istemeyen, söylediği yalanlarla yönetim kurulu üyelerini de etkileyen kişi var ya. Benim de aday olma olasılığım karşısında aynı yalanı bir kez daha söyleyivermiş. “ Genel Başkan diyor ki; Talip Bölükbaşı aday olur ve seçilirse, o şubeyi kapatırım.” Aynı yalana kaç kere inanılır dersiniz?

Demokratik seçimlerle gelmiş, demokrasiyi içine sindirmiş bir Genel Başkan, Şube Üyelerinin oyu ile seçilmiş bir başkanı neden istemesin. İstemediğini varsayalım. İstemediği insan Şube Başkanı oldu diye bir şubeyi neden kapatsın. Türk Hava Kurumu Tüzüğü bir şubenin hangi nedenlerle kapatılacağını açıkça belirlemiştir. Hiçbir neden yokken, istemediğim biri başkan seçildi diye şube kapatıldığı nerede görülmüş?

Bu sayfada yazdıklarımı Genel Başkanın okuduğunu biliyorum. İş yoğunluğu nedeni ile okuyamaması halinde bile, bu yazıyı mutlaka THK ilgilileri okuyacaklar ve kendisini bilgilendireceklerdir. Elbette ki, bu konuda Sayın Genel Başkan’ın da söyleyecekleri olacaktır.

İşte tarihe kişisel bir not düştüm.

Türk Hava Kurumu Çankaya Şubesi seçimlerine günler var. Ben de adayım.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…

Bir küçük çoban varmış, yalancılık yaparmış.

Aynı yalana iki kere inanılmaz değil mi?

 
Toplam blog
: 182
: 2395
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

10 Kasım 1954 tarihinde doğdum. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Pilotum. (ultralight licence no:151)..