Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '11

 
Kategori
Şiir
 

Yalancı Dünya

Yalancı Dünya
 

Toprağından bunca canlı doğurdun 

Aç koymadın karınları doyurdun 

Yaprak gibi ortalığa savurdun 

Sen de savrulursun, yalancı dünya 

*** 

Kral sendin emirleri buyurdun 

Tüm aleme kuralları duyurdun 

Hamur gibi insafsızca yoğurdun 

Sen de yoğrulursun, yalancı dünya 

*** 

Boş durmadın toprağını evirdin 

İnsanları halden hale çevirdin 

Tahtlar yıktın, kralları devirdin 

Sen de devrilirsin, yalancı dünya 

*** 

Sıra ile toprağına dizildik 

Günü geldi kalem ile çizildik 

Yine senin böğürüne kazıldık 

Sen de kazılırsın, yalancı dünya 

*** 

Seni yerden yere vurmak isterdim 

Dağlarını devirip sermek isterdim 

Savrulduğun günü görmek isterdim 

Sen de biteceksin yalancı dünya 

*** 

Büyüğe yedirdin küçük balığı 

Boynuza dayanmaz yavru buzağı 

Zalimin eline verdin kaşağı 

Sen de kaşınırsın, yalancı dünya 

*** 

Bunca halkın derisini yüzdürdün 

Zalimleri lüks içinde gezdirdin 

Yığınları pestil gibi ezdirdin 

Sen de ezilirsin, yalancı dünya 

*** 

Kimisi hastadır, alamaz ilaç 

Kiminin işi yok, toprağı kıraç 

Kimisi bir lokma ekmeğe muhtaç 

Sen de çekeceksin, yalancı dünya 

*** 

Yat verdin, kat verdin, olmadı dünya 

Uçakla limuzin yetmedi dünya 

İçimizde huzur kalmadı dünya 

Sen de şaşırırsın, yalancı dünya 

*** 

Bağcıyı dövmeden yemeli üzüm 

Hancıya değildi, yolcuya sözüm 

Sen emir kuluydun, kızardı yüzüm 

Özrümü kabul et, yalancı dünya 

*** 

Olaylar karışık sırra erilmez 

Hepsinde bir ibret vardır, bilinmez 

Her şeyi gözleyen vardır, görünmez 

Hesabı sorulur, yalancı dünya 

*** 

Biz senin üstünde sınavdan geçtik 

Doğru mu, yanlış mı, acaba seçtik? 

Sonsuzluk şerbeti suyundan içtik 

İmtihan yeriydin, yalancı dünya 

*** 

Geçici zevkleri tattırdın bize 

Hakkın dostlarını sattırdın bize 

Helale haramı kattırdın bize 

Kandırdın sen bizi, yalancı dünya 

*** 

Geçmişin karanlık kimse bilmiyor 

Gidenler bir daha geri gelmiyor 

Gittiği yerden de haber vermiyor 

Sırlarla dolusun, yalancı dünya 

*** 

Bittikçe yeniden başlanıyorsun 

Güneş'ten kavrulup haşlanıyorsun 

Sen de yavaş yavaş yaşlanıyorsun 

Ecelin yakındır, yalancı dünya 

*** 

Doğarken ağladık gelmemek için 

Bunca çileleri çekmemek için 

Şimdi direniriz, gitmemek için 

Bu nasıl muamma, yalancı dünya? 

*** 

Madem kabul ettin, neden kovarsın? 

Karanlık boşluğa bizi atarsın 

Tazeyi bulunca bayat satarsın 

İşini bilirsin, yalancı dünya 

*** 

Mevlana'yı burda anmamız lazım 

Şeb-i Arus'unu görmemiz lazım 

Hakka kavuşmayı sevmemiz lazım 

Uğurla sen bizi, yalancı dünya 

*** 

Biz senin hanına misafir olduk 

Bize ne lazımsa her şeyi bulduk 

Haberin olmadan çok şeyler aldık 

Hakkını helal et, yalancı dünya 

*** 

Her şeyinde açık bir alamet var 

Düşündükçe büyük bir azamet var 

Depreminde bile bir keramet var 

Terazi gibisin, yalancı dünya 

*** 

Yalancı dediysek sakın alınma 

Yalan olan biziz, sen tasalanma 

Dün neysen bugün de aynısın amma 

Bizler anlamadık, sahici dünya... 

(Sarıyer, Ağustos 2003) 

 

 

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..