- Kategori
- Şiir
Yalaz çalmış aşklar
Yalaz Çalmış Aşklar
Lale renginde öfkesi
Kaburgama çarpan sabırsızlık
Güneş vuran arkların uğultusunda
Bir yağmuru dinlercesine
Ruhum şarap renginde
Derken gün kokulu yüreğimde
Çoktan bir kadın ölüyor
İçerek konuştular gizli gizli
Tutunacak dal arayıp
Bütün ölüler unutulur
Bir dilenci mi bir derviş mi?
Kapındaki aşık
Eskil kayalarda tırnak izleri
Şiirlerle süslenmiş gelinin yüzü
Üfürsün yüklerimi rüzgâr
Serin kükürt renkli sabahlara
Kaktüsler bana ağıt söyler
Uluyan köpeklerin arasında
Kum saati sürgünler
Göğsünün tacından yükselir
Ebemkuşağı saçların
Tenle karışık ter kokusu
Gözlerinin ipeği
Dudağının rengi
Serçelere inat dağınık bedenin
Saçılmış yoncalarla köpüklere bulanmış
Fırtınaya karşı bir yaban keçisi
Uzanmış ormanın en üst dağlarına
Fosforlu sesi kabarık ve ıssız
Ay biçiminde ölüm
Yalnızlıktır tek yasası ölümün
Denizden cesedi çıkmış serçenin
Niçin üstünü örtmemişler, üşümüş
Meltem ve cigara, denizin dalgası
Gördün mü ölümün gözündeki rengi
Yalaz çalmış arklardan arta kalan
26.10. 2009 Mehmet Özgür Ersan