Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '08

 
Kategori
Sinema
 

Yalnız "Mustafa"

Uzun zamandır merakla beklediğimiz “Mustafa” belgeselini, sonunda film ekibinin de katılımıyla Altın portakalın özel gösteriminde izleme fırsatı bulduk. Bir tablonun içinde başlayan film, Atatürk’ü en insani duygularıyla yalın bir biçimde aktarırken, dönemin çetin koşullarında aldığı kritik kararları, yine o dönem içinde değerlendirmeye çalışıyor.

Film, hiç ara yollara sapmıyor, Mustafa’nın zaferlerini, aşklarını, başarılarını bir yandan verirken, diğer yandan da ızdıraplarını, yalnızlıklarını ve hayal kırıklıklarını; kişisel yorumlara girmeden, Atatürk’ün kendi günlüklerinden, tarihi belgelerden yararlanılarak aktarıyor. Tarafsız, alışılmış yaklaşımın dışında, övmeden, yermeden, acıtasyona girip duygusal sömürü yapmadan, tüm yaşam hikâyesini daracık iki saate özüyle sunuyor. Filmden sonra, söyleşi de Can Dündar, bir çok eksikleri bulunduğunu ama koskoca hayat hikâyesini iki saate sığdırmanın kolay olmadığını, bir çok sahnenin de montaj sırasında kesilmek zorunda kaldığını, bilinenlerden çok yeni şeyleri koymayı tercih ettiklerini, belki de Atatürk’ü hala tam anlayamadığımızı, onu tabularla soğuk bir heykele dönüştürüp, kendimizden uzaklaştırdığımızı, bu filmle insani yönünü de bir nebze olsun verilmeye çalışıldığını, Atatürk’ün hayatında çok büyük dersler olduğunu, genç kuşağa bunun anlatılması yönünden, bu filmle bir fırsat yakalamış olabileceğini düşündüğünü söyledi.

Gerçekten yıllardır bize sunulan Atatürk’ten farklı bir porte çıkmış ortaya. Hakkından çok bahsedilecek sahneler, hayatından farklı kesitler, şaşırtıcı bilgiler var. Film şimdiye kadar Atatürk’ü kendi ideolojisi için kullanmaya çalışanlar, ilahlaştıranlar ve muhafazakâr kesimler tarafından çok eleştirileceğe benziyor. Ben izlerken karşımda etten kemikten, ihtiraslı, azimli ve yenilgiyi kabul etmeyen, vatanı için arı gibi çalışan, kendi hayatını yok etme pahasına devletin milletin çıkarlarını düşünen, bu uğurda arkadaşlarını bile idama gönderebilen, her türlü çaresizliğe direnebilen, hasta yatağında bile çözümler yaratan, dik başlı, sempatik, bazen çocuk ruhlu, bazen diktatör, devasa başarılarının yanı sıra hatalarıda olmuş, iyisiyle kötüsüyle yalnız bir insan, eşsiz bir devrimci gördüm. Filmden sonra Atatürk’ün hayatı hakkında birçok şeyi tam olarak bilmediğimi, kişiliğini de yanlış tanıdığımı anladım. Bu film kafama puttan bir kale gibi örülmüş Atatürk heykelini yerle bir edip, bana eten kemikten, içten samimi bir Atatürk hediye etti.Can Dündar ve ekibine Atatürk’e farklı bir bakış açısı getirebildikleri için teşekkür ediyorum.

 
Toplam blog
: 18
: 1308
Kayıt tarihi
: 04.05.07
 
 

Önce kendinle geçinmeyi dene, ve eğer kendini anlamıyorsan başkalarını üzmeye kalkma ..