Yalnız kadınlar...

Bir şekilde yalnız kalır bazı kadınlar; eşi vefat eder mesela ya da kocası boşar; ya da kocasından boşanır... Ya da ayrı yaşamaya başlarlar...

Toplumda en saygı duyulanı "eşinin vefat etmiş" olmasıdır ki mahallenin ileri gelen erkekleri bir anlamda saygı duymayı ihmal etmezken bir taraftan da "Bir isteğin, eksiğin, arzun var mı yenge?" şeklinde sorarak yardımcı olmak isterler!...

Kocası tarafından boşanmış olanlar hakkında dedikodular bitmez; kadın kocasını mı aldattı, evinin kadını olup da çekip-çeviremedi mi?

Boşanan için de, terk edilen için de dedikodu çarkları işler ve dur-durağı da yoktur!

Mahallenin bıçkınları bu kez "Yenge" demekten vaz geçerler; "şişşttt" derler, "kızzz" derler, adını söylerler...

Sandıkları hep şudur: Kadın yalnız arkadaş; sekse ihtiyacı vardır kesin!

******

Eşleri vefat eden kadınları bir tarafa alayım; zira asla bilinçli bir tercih değildir!

Bu durumun ayrı bir psikolojisi vardır lakin sonuçta yalnız yaşamayı öğrenen kadınlardandır yine kendileri...

******

İster terk edilsin, ister terk etsin; bir şekilde yalnız yaşamaya başlayan kadınlar, yalpalasalar da, bir şekilde düzenlerini kurup, yaşama adapte olurlar...

Yeter ki ayaklarını yere basacak maddi ve manevi güçleri olsun!

(Bu eğitimdir, diplomadır; ailedir, güçtür; efendime söyleyeyim kendini kanıtlama isteğidir...)

******

Bir kez bunu başaran kadınlar kolay kolay evlerine bir adamı dahil etmezler!

Feministlikten falan değil ha!

Bir şekilde aşık olup, güzel günlerle birlikte kötü günleri de yaşayan hiçbir kadın bence feminist olmaz; olsa olsa eşitlik yanlısı olur ki iyi-kötü eğitim almış olanlarımızın da beklentisi budur!

******

Yalnız yaşamaya alışmış olan kadınlar, ayıptır söylemesi, biraz erkek gibidirler!

Holde gezen karafatma için "Ayyy yetişşşş!" demek yerine eline böcek ilacını almayı, olmadı terliğini isabet ettirmeyi bilirler...

Akan musluğa müdahale etmeyi de... 

Kiranın ne zaman ödeneceğini, elektrik-su-telefon ödemelerinin, efendime söyleyeyim, gelirin yetemeyeceği zamanlarda kredi çekmeyi falan da...

******

Bu yalnız yaşamayı öğrenmiş kadınların "Yazık yaa...", "Zavallım...", "Kim bilir ne zamandır seks yaşamıyor..." tarzında değerlendirilmeleri erkekler tarafından yapılmaktadır!

Kendilerini "Kurtarıcı" gibi görmelerinin sebebi başka türlü açıklanamaz zira!

(Bir açıklama daha var ki; sanki yalnızca onlarda pipi var ve o pipi kadınları zıplatacak tek şey! Hey allahım; dünyadaki tüm erkeklerde var o; senden daha çok kullanıyor, muhtemelen, aradaki fark şu ki: Karşısındaki kadını senin kadar hor görmüyor! Mesela tecavüz etmiyor, zor kullanmıyor; efendime söyleyeyim, senin gibi erkeksiz kadın avına çıkmıyor!)

******

Bir kadın yalnız yaşamayı öğrenmişse geride acı bir aşk, kötü bir evlilik profili vardır ve kolay-kolay hiçbir erkek o kadını ikna edemez!

Hele ki yaşadığımız toplum içinde; herşeyi göze almış ve başarmış bir kadından söz ediyorsak...

Evet, an gelir saçı okşanıp da "Geçer bunlar da tatlım!" diyen birini özler... Lakin; sırf bunu diyecek diye de yaşamının merkezine oturmak isteyene de eyvellah demez!

Demez yaa!...

Son "Eyvellah" dediğinden öğrendiği şeyler vardır; geçti-gitti dese de rüyalarında gördüğü çıkmaz sokaklar, nefes-nefese koşup da yetişemediği araçlar; güzelim evler içinde toz-toprağı bir türlü temizleyememek gibi düş değil de kabuslar görmek...

******

Şekerim; yalnız yaşamayı öğrenmiş kadınlar; erkeklerin sandığı gibi, ne kolay lokmadır ne de feministtir!

Kendi ayakları üzerinde duran, bu arada da evlat yetiştiren kadınlardır ki koca zulmünden kurtulmak için doğurduğu çocuklardan medet umanlardan değildir!

Yani; yalnız kadın "Muhtaç kadın" değildir, bir!

Yalnız yaşamayı becermiş bir kadını ikili ilişkiye davet etmek kolaydır; ikna etmektir zor olan!

İki!

"Aciz" görmek ise en büyük aptallıktır; üç!

Şekerim; kendini bulan, ayakları üzerinde duran bir kadın ne diye bir adamın kölesi olmayı tecih etsin?

Mail: gulgun_2006@hotmail.com

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu