Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '11

 
Kategori
Mizah
 

Yalnız ve kafası güzel ülkem

Yalnız ve kafası güzel ülkem
 

Müstehcen Tavuk


Sonunda bu da oldu ve kızarmış bir tavuk 'müstehcenlik' ile itham edildi. Daha doğrusu tavuk değil de, kızartıldıktan sonra tabağa konulmuş haldeki fotoğrafını, yemek tarifi olarak gazetesinde yayınlayan kişi, bu yüzden bir okur tarafından, yüzü bile kızarmadan 'okur mektupları' köşesine şikayet edildi.

Tam da artık 'mektup' olayı tarihe karıştı,

''Mektup göndermek için zarfın üzerine yapıştıracağı pulu yalayan son kişi olan Ahmet Yılmaz, Elazığ'ın Ağın ilçesinde 112 yaşında, son yolculuğuna uğurlandı'' gibisinden haberleri  göreceğimizi düşünürken, birden bire bu haber doğrusu bizi oldukça 'dumuralize' etti. 

Cinselliği tabu olarak görmenin ve  bastırılmış arzuların, sosyal hayatta muhtelif olumsuz yansımalarını görmüyor değildik ama bunlar daha çok 'eş ve eşeklere tecavüz' şeklinde fiiliyata yansıyor, sonra da bir şekilde 'kol kırılır yen içinde kalır' denilip, kapatılıp geçiliyordu.

Falan şehirde, bilmem kaç kişinin tecavüz ettiği, henüz reşit olmayan genç kızlarımız da zaten kendi istekleriyle alenen 'kuyruk salladıkları' için ve mahkeme önündeki kuyruklar da daha da uzamasın diye konu kapatılıyordu. Ülkedeki hukuk yolları tükendi denilip, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmak öneriliyordu ama, ya Avrupalılar da ''Bunu yapan insan olamaz'' deyip, davayı reddederlerse nereye gidilecekti, işte onu bilen yoktu.

Krizlerin teğet geçtiği bir ekonomik büyüme, dünyada sözü geçen iktidar, Lordlar Kamarası'nda Krallar gibi karşılanma falan derken doğrusu bu yemek sayfasında yayınlanan 'müstehcen tavuk' fotoğrafı, pişmiş aşa su katıyordu.

Allahtan ki Avrupalıların, bizlerin yabancı basını kelimesi kelimesine takip edip, her bir habere olmadık anlamlar yüklemek gibisinden kötü alışkanlıkları olmadığı için, muhtemelen bu haber yurtdışında çok ses getirmeyecek  ve 'kafası' güzel ülkem de cümle aleme rezil olmaktan kurtulacaktır diye umuyorum. 

Yoksa adamlar, ''Kardeşim zaten mimlisiniz, tatlısının ismi 'tavuk göğsü' olan sizden başka kaç memleket var dünya yüzünde, nasıl bir fetişizim anlayışıdır bu?'' deseler ne cevap verebiliriz? Ya kasapların vitrinlerinde asılı koyunların, afedersiniz kıçlarına soktuğumuz karanfilleri nasıl açıklarız?

Laiklik, din, Dersim falan derken, memleket aslında hepten başka bir yöne gidiyormuş da meğer biz farkında bile değilmişiz olan bitenin. Bu gidişle yakında şöyle haberlere de rastlarsak artık şaşırmamak gerekiyor galiba,

Laleli'de Tavuk Döner satan bir lokantaya yapılan baskında 2 garson, 1 bulaşıkçı ve işyeri sahibi ile lokantada tavuk göğsü ve tavuk döner yemekte olan 4 müşteriyi, savcı; Türk Ceza Kanunu'nun 226. maddesine aykırı hareket etmekten dolayı tutuklanmaları talebi ile mahkemeye sevketti. Bir vatandaşın ihbarı üzerine olay yerine giden polisler, müşterilere servis yapılmak üzere dolapta hazır halde bekleyen 10 adet tavuk göğsüne ve şişlere geçirilip kızarmak üzere ocağa yerleştirilmiş haldeki 3 sıra piliçe de 'suç aleti' gerekçesiyle el koydular. 

Bu gelişmeden sonra konuyla ilgili olabileceği düşüncesiyle, Savcılığın RTÜK'ten reklam filminin kasetlerini istemesi üzerine, Garanti Bankası da 'Emekli Ali Amca ve Tavuk' reklamını, yayından kaldırdığını açıkladı. Bilindiği gibi televizyonlarda yayınlanan reklamın son sahnesinde, bankadan emekli maaşını kolayca çeken Ali Amca'nın Tavuk'a dönerek, ''Beyaz et çok faydalı diyorlardı da doğruymuş valla'' cümlesinin suç unsuru teşkil edip etmediğinin tespiti için savcılığın soruşturma açabileceği konuşuluyor.

Türk Dil Kurumu'nun da ''Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş'' ve ''Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez'' şeklindeki atasözlerini, literatürden kaldırmak yönünde bir çalışma başlattığı, haber merkezlerine ulaşmıştır.

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..