Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yalnız yaşlanma Nisan…

Yalnız yaşlanma Nisan…
 

bp1.blogger.com/.../s320/Alone_by_mlk.jpg


Pazartesi akşamları yapacak daha güzel bir şey yoksa, evde olup dizi keyfi yapmak hoşuma gidiyor. Başladığı günden bugüne konusu ve oyuncuları gereği beğeniyle izlediğim bir dizi BIÇAK SIRTI. Dizide hayran olduğum bir oyuncu yok. Ama hemen hemen hepsinin oyunculuğunu beğenirim. Fikret Kuşkan’ın oyunculuğunu, Nejat İşler’in hem oyunculuğunu hem de kendisini beğenirim. Dizideki tüm oyuncular hakkında yorum yapmak değil niyetim. Konu başka…

Geçen pazartesi Bıçak Sırtı’ nı izlemek için 22 küsürlerde kanepeme uzandım. Meşhur kareli battaniye, şarap ve peynir üçlemesiyle bütünleşerek başladım diziyi seyretmeye.

Dizinin bir sahnesinde Rana Hanım (İpek Bilgin), her zamanki asaleti ve şıklığıyla aynanın karşısına geçmiş eliyle yanaklarına, boynuna dokunuyordu. Hüzünlü bir ifade vardı yorgun gözlerinde. Nisan (Melisa Sözen) geldi yanına, ne yaptığını sordu. Rana Hanım yaşlılığın belirgin izlerine dair bir şeyler söyledi. Ve sonra o vurucu sözü ekledi – Nisan sakın yalnız yaşlanma.

Bir yudum şarap aldım, ardından minik bir peynir. Biraz zor yuttum gibi sanki. Olmadı Rana Hanım dedim, burun kıvırdığım bir şeyi gözüme soktun, burnumu sızlattın. Yalnız yaşlanma…

Yaşa göre değişiyor mu ne, büyüdükçe yalnız kalmak istemiyor insan. Yaşadıklarının %95’ini paylaşmak istiyor. Sabah uyandıktan, akşam uyuyana kadar geçen sürede ne yaşıyorsa, biriyle yaşamak ve paylaşmak istiyor. Geriye kalan %5’te her ne yapıyorsa, 95’i yüreğinde taşıyarak yapmak istiyor. Tek başına kitapçıda dolaşırken, ona da bir kitap almak gibi. Arkadaşlarınla yemek yerken bir yerlerde, aynı yere tekrar onunla gitmek gibi. İzlediğin bir filmi heyecanla ona anlatmak gibi. İş toplantısında başına gelen komik bir olayı anlatıp, birlikte gülmek gibi. Ve daha neler neler.

Çok fazla ayrıntıya gerek yok aslında. Yaşayan ve yaşamak isteyen bilir. Nedir çözüm? Sıkı yaşamak. Kopmaya fırsat tanımamak. Sorunlar yaşarken ilişkiyi bitirmek yerine, bitirmeden yeniden başlamak. Bitirmemek için her şeyi konuşmak. Olmuyorsa olmuyordur, ayrı. Ama önce konuşmak, hiç susmamak. Aksi halde, yalnız kaldığında yeterince suskun kalıyorsun zaten.

Düş Sokağı Sakinleri’nin, “Kan Revan İçinde” adlı şarkısında dediği gibi,

-Bağışlayın beni sevdalarım, kendimi parçalara ayıramadım.

Yalnız kalıp, parça parça olmadan yürek, birlikteyken kendini parçalamakta fayda var. Her şeye rağmen bitişlerden alınacak dersler de var.

Rana Hanım –Yalnız yaşlanma- dedikten sonra, Nisan çok kırgın olduğu Ali’ye (Nejat İşler) koştu.

Bir yerlerde koşacak birileri olması da güzel…

Esra/bubinick

 
Toplam blog
: 58
: 819
Kayıt tarihi
: 19.07.07
 
 

Bir çok şeyden keyif alırım, okumaktan, okuduğum kitaplarda sevdiğim satırların altını çizmekten,..