Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yalnızlığa dayanırım da...

Yalnızlığa dayanırım da...
 

Uzaklara dalıp gitme, gözlerin de dolmasın, kimse böyle yalnız olmasın....


Kapının önünden geçerken alıyorum o yemek kokusunu. Ne olduğunu anlamıyorum ama evden gelen kıpırtılı hareketler, sesler, telaşlı ayak sesleri durup dinliyorum bir süre, hayat var bu evde, anne var...

Yalnızlığımın sızısı düşüyor içime birden. Çok uzaklardaki annemi anımsıyorum bu saatlerde mutfakta telaşla oraya buraya koştururken sesindeki yorgun ama heyecanlı, evi ev yapan yemek kokusunun içinde herkesi teker teker düşünüp, en sevdiklerini hazırlamaya çalışan annemi…

O telaşta kalbinde bir sızıyla uzakta bıraktığı yavrusunun ne yiyeceğini, içindeki sızlamıyı dindirmek için bir sesini duyayım diye aklından geçirmesini.

Yalnızlığın gezindiği evlerde yemek kokusu gezmez. Ailenin kokusudur yemek, çeşi çeşit donatılmış sofraların, telaşlı ayak seslerinin, kahkahaların, hep bir ağızdan konuşmaların sinyalleridir aile. Bir kapının önünden geçerken hissediyor insan içerdeki yaşamı, yalnızlığın kokusunu da ailenin kokusunu da alarak anlıyor mutlu ya da mutsuz kapı ardını…

Annemin bir telefonda söyledikleri çınlıyor kulaklarımda ‘ arkadaşsız elbet olmaz ama kapını kapattığında ardında bıraktığın hayatın telaşı da kalır o kapının öncesinde, bir ses arar insan, yalnızlık sana kalmaz, yoldaş ararsın gününü anlatacak, yalnızlık acıdır kızım, bu cezadan vazgeç, yorma kendini de beni de….’

Anneler hep haklıdır sanırım, bu söylediklerinin canımda yarattığı izleri bilmeden bir yol göstermek istercesine sarfederken, gözümden akanları anlamasın diye tutmuştum nefesimi, bir de buna sıkmasın canını diye ama aklıma geldikçe bıçak gibi keser oldu nefesimi. Haklıydı annem o yemek kokusunun aile sıcaklığını hissederken yine boğazıma dayandı aynı keskinlik….

Yalnızlığın keyfiyle yaşarken özlediklerin hiç olmadık zamanlarda çıkıyor nefesini keserek. Kapıyı kapatıyorum ardımdan, içimden gelmiyor ocağın başına geçmek, bir çay yeter diyip isyan ediyorum hem kendime hem kaderime. Aklıma geliyor büyük üstadın dizeleri;

**

‘’Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla.

Yaşlanmak hoş değil öyle duvarlara baka, baka.

Bir dost göz arayışıyla.

Saat tıkırtısıyla

Korkmam, geçinip gideriz biz mutlulukla.

Ama; ''Günün aydın, akşamın iyi olsun''
diyen biri olmalı.

Bir telefon sesi çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.

Yoksa, zor değil, hiç zor değil, demli çayı bardakta karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya.

Ama; '' Çaya kaç şeker alırsın ? ''

Diye bir ses sormalı ya ara sıra….’’

**Can YÜCEL

http://www.dailymotion.com/video/xbrgwq_yebnem-ferah-yalnyz_music

 
Toplam blog
: 127
: 820
Kayıt tarihi
: 22.09.07
 
 

Sıcağıyla bilinen memleketimde bir kış gününde geldim dünyaya. Bütün tezatlıklar hayatımda farklı r..