Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Yalnızlığa terk ettiğimiz hayatlarımız

Yalnızlığa terk ettiğimiz hayatlarımız
 

http://img440.imageshack.us/img440/1881/leavemealone1sc3.gif


Dünya değişiyor, değişim her yanımızı kuşatıyor ister istemez… Yeni emperyal düzenin dayatmaları sonucu tüketim kültürünün birer parçaları haline gelen bizler; yalnızlığa itilen hayatlarımızı ne kadar muhafaza edebiliyoruz?

Hayatımızı kolaylaştıran ve hayattan daha fazla zevk alacağımız ileri sürülerek piyasaya çıkarılan ürünler gerçekten mutlu olmamızı sağlıyor mu?

Artık kefelerde buluşup dertleşmiyor, komşu ziyaretlerine gitmiyoruz… Yıllarca birlikte yaşadığımız dostlarımızın hayatları için endişelenmiyoruz… Onların sorunları bizim sorunlarımız değil artık ve bizim sorunlarımız da onların sorunları olmaktan çıkmakta…

İnsanoğlu her geçen gün yalnızlığa itilen ruhlarıyla başa çıkmayı başarabilecek mi?

Gelişen teknolojik ürünler belki hoş anlar yaşamamızı sağlıyor, belki eğlenceliler de ve en çekici taraflarından birisi de hayatlarımızı kolaylaştırıyor olmaları…

Peki, dostlarımız kadar canlı olabilirler mi? Eğlenceli aletlerimiz saçmalıklarımızı dinleyebilir, kusurlarımızı örtebilir, kavga edebilir, küsebilirler mi? Peki sarhoş olduğumuzda bizi eve bırakmak zorunda hisseder miydi bir alet!... Bir monitöre başınızı yaslayıp ağlanabilir mi? Aslında farkındayızdır büyük çoğunluğumuz; yine de kurtaramayız kendimizi yalnızlık sarmalına sürüklenmekten. Mazeretler uydurur sahipleniriz de yalnızlığımızı. Hep kendimizi avutmak için bahanelerimiz vardır; kendimizi geliştirmemiz gerekiyordur, proğram çalışıyorsunuzdur, artık bir tür bağımlılıktır oyun sizin için…internet, tv…bekler bizleri.

Değişen şartlar içerisinde geliştirmemiz gerekiyordur kendimizi, muhakkak. Fakat insanların arasına karışmadan nasıl öğrenecektik ki; insani yönlerimizi! Acıyı, hırsı, hüznü, stresi, telaşı, sevgiyi- sevilmeyi, iyiliği-kötülüğü…aldatmayı-aldatılmayı, yenmeyi-yenilmeyi…bilmeyen bizler; modern toplumun yetiştirmeye çalıştığı: sanal bireyler nasıl olacakta gerçek birer birey olmayı başaracağız? Yaşadığımız her şey başkalarının hikayesine dönüşmüşken ve sokaklar bizim için korku tünellerine dönüşmüşken tüketmekten başka gayesi olmayan yeni nesil yalnızlığa itilmekten nasıl kurtaracaktı kendini?

Eski nesillere göre daha donanımlı daha bilgili olduğumuz doğruydu. Evet bizler daha iyi imkanlara sahiptik ve daha iyi şartlarda yetişmiştik. Teknik olarak doğruydu bu. Peki hislerimiz gelişmiş miydi bizden öncekilere göre? Gelişmedi, gelişemedi. Zayıf, ürkek karakterlerdik artık bizler. Bir iki kuşak öncesinin ne duyarlılığı, ne aşk’ları ne sadakati, ne de insanlığı kalmıştı bizlerde. Bilmiyorduk çünkü kimi duyguları. Bizim yaşamadığımız hayatlardan, bize sunulanlardan öğrenmiştik hislerimizi. Ve önceden keşfettiğimiz hisler artık bizi heyecanlandırmıyordu; çünkü biz onları yaşamadan seyretmiş, farkına varmış neslin fertleriydik. Bundandır ürkekliğimiz hayata karşı.

Olsa olsa kalabalıkların içinde gezinen birer ‘yalnız’dık bizler…

İnsanoğlu milyonlarca yıl yalnız yaşamaktan korkmuş, sosyal yaşamı oluşturmak için çeşitli yöntemler geliştirmişti. Sonuçta devasa şehirlere ulaşmış, metropoller kurmuştu. Ama yalnızlığını yenememişti, içine kapanmaktan vazgeçmemişti her sıkıldığında. Kim bilir belki insanlık vazgeçmişti yalnızlığı yenme gayretinden. Belki uğraşmayacaktı artık yalnızlık’la. Birlikte yaşamayı planlamıyordu artık insan, yalnızlığa terk ediyordu hayatını.

Başarabilecek mi sizce yalnızlığa ittiği hayatın içinde yaşamayı?

murat aydemir

 
Toplam blog
: 127
: 902
Kayıt tarihi
: 06.12.07
 
 

Gazeteciliğe az çok bulaşmış, memleket meselelerini ve dünya gündemini takip eden, okuyan yazan b..