- Kategori
- Psikoloji
Yalnızlığa veda...
Kalabalıklar içinde bile bir adım geridedir yalnızın adımları. Hafif bir hüzün tebessümüyle sever yalnız, vazgeçmeye kıyamadığı yalnızlığını.
Ne telefon sesi ister ne de bir dost muhabbeti, kapanır kapılar siyahla beyazın farklılığında, mandalla tutturulmuş bir hayatın çaprazında.
Hem var hem yok, hem hep hem hiç, hem ağır hem de çok hafif. Sever yalnız yalnızlığını sigarasının dumanlı görüntüsünde.
Renkler belirler sevgisine eş, grisini-siyahını saklar belirlenmiş renklerinin içine.
Kadehinin kenarında bir damla ışıltılı pırıltı. Yalnızlığının ışıltılı şekle dönüşü gözyaşlarının görüntüsü pırıl pırıl pırıldarken tadında tuzlu bir acılık. Acının gözle görünür son haliyse yalnızlık.
Bilir ki herkes kendi gibidir yüreğinin kapı arkasında. Herkes kendi yalnızlığını tek başına paylaşır hayatın sofrasında. Hayat kendi başınalığını paylaşmak istemiştir.
Sonbaharın sarısı-kırmızısı, kuru dallar, hüzünle esen rüzgarlar, zifir karanlıklar, köpek ulumaları, denizin her türlü görüntüsü yalnızlığına arkadaş.
Siyah renkli bir elbisenin içinde umudun her türlü rengi saklı... İri inci taneleri bembeyaz...
Gülümser gözleri kış güneşinde. Yalnızlığı çekilmiştir bir süreliğine dinlenmeye...