Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yalnızlığım...

Yalnızlığım...
 

Yalnızlığım, yaşamak zorunda olduğum vazgeçilmezim. O kadar alıştım ki ona beni bırakıp gittiğinde çaresiz kalacağım yegane sığınağım. Dalıp dalıp gittiğim o soğuk gecelerde sessizliğiyle bana yoldaş olan arkadaşım. Karamsar anlarımda ruhumu okşayan sevgilim. Gözyaşları mı yastığıma akıtırken başucumda saçlarımı okşayan dert ortağım. Ölüme giderken bile yanımda olacak candaş’ım. Başımı alıp gitmek istediğimde kolumdan tutan, sıkıntılara benimle göğüs geren, yaşamı güzel kılan bir tılsım!

Yalnızlığın tadını çıkartmak gerekli ama fazlada alışmamak lazım ki, insan yalnızlığa alıştığı zaman yanında başka kimseleri istemiyor, hayatına belki de neşe katacak olan insanlardan uzak duruyor.

İnsan kendisini sadece evinde yalnız hissetmez. Etrafında bir sürü arkadaşı, eşi, dostu, ailesi varken de yalnız hissedebilir. İç dünyasını açamaz hiç kimselere, kendisini ifade edemez çoğu zaman, itiraf edemez bazen karşısındakini sevdiğini.

Ama yalnızlığı bilir onun içinde neler yaşadığını. Bu yüzden etrafa kapatır kapılarını. Kalabalık yerlerde bile tek başına üzüntüsünü yada sevincini içinde yaşar etrafa göztermeksizin. Çünkü yalnızlığı onu ayıplamaz, kınamaz, kıskanmaz, yargılamaz, alay etmez.

Denizin ortasındaki kız kulesi gibi bir başına, her şeyden uzak yalnız kalmak isteriz bazen.

Herkesin, çocukların bile yalnız kalıp kendi kendisi ile hesaplaşması, belki çözülmesi, belki de her şeyi unutması gerekebilir.

Bizler nedense yalnızlığı tercih eden herkim olursa olsun sözde onların iyiliği için yalnız kalmalarına izin vermeyiz bile bile…

“Yalnızlık duygusu içe ait bir kavram olduğu için paylaşılamaz Paylaşılsaydı yalnızlık olmazdı”.

(Özdemir Asaf)

 
Toplam blog
: 19
: 898
Kayıt tarihi
: 01.12.06
 
 

Sıcak bir Ağustos günü 16:15’de Gönen Devlet Hastanesinde şimdiki gibi tombiş yanaklarım, çekik güle..