- Kategori
- Deneme
Yalnızlık...
Yalnızlık doluyor içime gün ve gün. Her göz açıp kapayışımda sanki daha bir yalnız kalıyorum. Oysa hak etmiyorum; ne boğazımdaki düğümü ne de acı veren anılarımı. Madem beni yalnız bırakıyorsunuz onları da alın götürün, beni salt yalnızlığıma bırakın. Dalıp dalıp gitmeyeyim geçmişe, iyi kareler de sizin olsun kötülerde.
İçinde film olmayan bir fotoğraf makinesi olmak isterdim. Sadece anı yaşamak ve unutmak iyisiyle kötüsüyle; ya da bir balık hafızasına sahip olmak. Kocaaaaaa akvaryumumda dolanır dururdum siz küçücük kavanoz derken dünyama. Ağır geliyor bu yük, çok ağır. Taşıyamayacağım kadar değil elbet; kendimi sitem etmekten alıkoyamadığım "adalet" sağ olsun; ve ne acıdır ki en değer verdiğim duygum bu yükün aslı. Söküp atmak istiyorum; belki de istemiyorum. Sanki onsuz ben olmayacakmışım gibime geliyor. Halbuki demiyor mu Can Dündar "Bağlanmayacaksın bir şeye öyle körü körüne, "onsuz yaşayamam" demeyeceksin" diye. Güzel demiş, zaten ben de "Onsuz yaşayamam" demiyorum yaşarım elbet; ama o zaman ne anlam katacak hayatıma? Beni ben yapan ne olacak? Kariyer mi? Siyaset mi? para pul mu?...(...) hepsini de! Hangisi bana huzur verecek sarılıp yatmak kadar sevdiğime!