- Kategori
- İlişkiler
- Okunma Sayısı
- 474
Yalnızlık kalabalığa yeniden karışmaktır

Aşk dörtnala koşmaktır.
Sevinç, özlem, mutluluk gibi duygularla boğulmaktır.
Aşk boğulduğunu fark etmeyip cennette gittiğini zannetmektir.
Dörtnala koşarsın nereye gittiğini bilmeden. Koşarken arkadaki ayağın öndekini kıskanır. Gözlerin de birbirini. Sadece sevgilini görmek istersin. Aşk doğaya ihanet etmektir.
Aşk geride bıraktığın tozu dumanı fark etmemektir, onları sevinç gözyaşlarını yağdıracak bulutlar olarak görme aymazlığıdır.
Kalbin uzay aracının motorundan daha hızlı atar. Gözlerindeki ışık milyarlarca vatlık bir enerji yayar . Sevgilin yanındayken güneşleri yıldızları küçümsersin.
Biz birbirimizin kalabalığıyız, diyerek hızla uzaklaşırsın insanlardan . Arkadaşların, dostların birer birer fotoğraflara, telefon fihristlerine hapsolur.
Okuduğun kitaplardaki aşk öyküleri sana “hikâye” gibi gelir, şiirler deli saçması. Sevgiliye yazdığın her bir satır, kutsal kitaplardaki âyetlerden değerlidir sanki. Onun sana yazdıkları tartışılmaz fizik kanunlarıdır.
Aşk hızla yalnızlaştırır insanı.
Aşk sürüden ayrılıp avcı menziline girmektir.
Aşk altı milyarlık dünyada iki kişilik bir yaşam planlama bencilliğidir.
Her ânını, her mekânını sevgiliye tapuladığın sahte bir cennet yaratırsın.
Aşk suyu, elektriği olmayan; başını sokabileceğin bir gecekondudur.
Aşk bu gecekonduyu senin saray zannetme gafletindir ve gafletten seni uzaklaştırmak isteyenlerle yaptığın bir sinir savaşıdır.
Bir gün bu gecekondu yıkılır.
Bunu kimin niye nasıl yıktığı önemsizdir.
Yapayalnız kalırsın.
Büyük bir boşluk desem….
Karşılamaz o durumu.
Bütün sözcükleri unutmuştun aşkı yaşarken, gezegenleri, kuşları çiçekleri, hatta insanları bile.. Dünyadaki her bir nesneyi yeniden öğrenme telaşına girersin.
Yalnızlık önce dış dünyayı, sonra kendini yeniden keşfettiğin bir süreçtir. Sokaktaki marketleri, eczaneleri, lokantaları keşfedersin . Daha önce önünden defalarca geçtiğin halde görmediğin bu mekânları görürsün. Evindeki banyonun akan musluğunu, kapının çatlak camını fark edersin, belki de susuzluktan kuruyan çiçeğini. İşyerindeki en yakın arkadaşının beş aylık hamile olduğunu, çaycının değiştiğini belki de.
Yalnızlık bu dünyaya yeniden dönmektir.
Özür : Dün yayına verdiğim bu blog bilmediğim sebeplerden ötürü başka bir yazıyla karışmış.Yazıyı bu yüzden güncelliyorum..
Yalnızlık , kaçan bir mahkûmun insanların arasına sürgüne gönderilmesidir. Aşk zaten insanın kendini başka bir gezegene sürgüne göndermesi değil midir?
Günlük gazeteleri yeniden okumaya başlarsın, siyasetle, ekonomiyle ilgilenirsin hatta burun kıvırdığın futbol maçlarını bile izlersin.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Sevgilim ; Yalnızım merak etme, Yeni bir " memnun oldum " u ziyan etmemek için ; Tanışmıyorum kimseyle.. ceyhun yılmaz..
M.Sinan SONAKIN 31.07.2010 19:28bitse de nice aşklar,bitmeyen yalnızlıklar var mıdır acaba?kimbilir belki de yanlızlık aşkın gerçek yüzü...çok güzel dile getirmişsiniz,tesekkürler
latife aydogan 29.07.2008 16:30- Cevap :
- aşk tek kişilik bir rüyadır uyandığımızda biten.... 30.07.2008 2:38
demek ki aşk tüm herşeyden çok gereksinmemiz olan şey ki o varsa diğerlerinden vazgeçiyoruz... o yoksa zaten yaşamı sürüklüyoruz eksik yaşayarak... onca şey o eksikliği dolduramıyor ve yeniden aşık olmayı deniyoruz... özgürlükten gönüllü tutsaklığa isteyerek gidiyoruz... selam ve sevgilerle
ilke Veral Coşkuner 15.07.2008 0:44- Cevap :
- katkınıza teşekkür ederim sevgilerimle..... 16.07.2008 0:40
Sonunu düşünmeksizin. Sonsuzmuşçasına. Sevdiğinin hiçbir zaman ulaşamayacağı bir paha biçer, öylece sever insan. Ve aşık sadece sevdiğini görür. Sevgisini başka yere yayamaz. Sadece bir yere odaklar. Aşkın gözü bu yüzden kördür...
Rana-Ak 28.06.2008 19:59- Cevap :
- Aşkın gözü kördür ve aşk bittiği zaman kör görmeye başlar.Zaten problem de bu...Sevgilerimle... 28.06.2008 21:12