Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '09

 
Kategori
Deneme
 

Yalnızlık senfonisi

Sevgiliye Mektuplar / YALNIZLıK SENFONİSİ

................Savruk düşlerimden solgun yaşantıma giren efsanedeki prenses değildin sen. Günler, yıllar süren yüzyıllık savurganlıklarda tekil yalnızlıklar yaşadığım, sofradaki aşım, çorbadaki tuzum, bardaktaki suyum oldun gelişinle ve henüz kutsanmayan gizemimsin tapınaklarımda...

................Eflatun rengi ve kırılgan ve hüzün ve uçurum çiçeği serinliğinde yazarken dizelerimi, hazırlanırken yoksul semt pazarlarında satılan eski giysilerin sokak çocuklarındaki eskiz duruşunun dayanılmaz sancılı
tariflenmesine… Dizelerin çarptı yüzüme. Gök gürültülü sağanakların ardı sıra rengarenk gökkuşağının ebruya dökülen yansımasıydın yüzümde...

............... Virtüöz'süz konserlerden solo yaşamlara açılıyordum... Henüz pencere önündeki sarmaşıkların, ıtırlı saksı çiçeklerinin, ortancaların tükenmediği emekçi bir mahallenin sabahlardaki izdüşümlerinden. Ve her sabah kimliksiz, cinsiyetsiz yollardan gidiyordum, geri dönüşü olan, güneşi hep karşımda yansıyan...

................Tahrip gücü yüksek patlayıcılar yüklüyordum geceden usuma, sessiz patlayan... Dip dalgalarım olsun ruh sürgünü sevdalarda firari aşıkların manifestosu, çöl ayazı susuşlarda gecenin gökkuşağı doğsun diye,
ruhu dağınık bir aşk yaşarken yankı yankı sessiz infilaklara gebeydim...

................Ateşi sönmeyen gözlerime film arası mola vermişliğimin yıllar sürecek sancılı bekleyişlere uzantısının farkında ol(a) madım... Su vermedim içimdeki köksüz çiçeklere… Kokusu yayılır benden alırlar hoyrat koklarlar diye... Buğday tanesi koymadım yemliğine yüreğimde şakıyan kanaryaların, nağmelerini duyar sustururlar diye... Altın kafese koymadım hiçbir bülbülü vatansız kalmasın diye...

................ Panayır kalabalığında giydiğim yalnızlık giysilerim yüreğime düşen Cemre'nle son buldu. Yeryüzündeki son cemreydin bilinemeyen, saklanan, keşfedilemeyen... İçimdeki deniz, gönlümdeki toprak, soluduğum havaya
düştün... Önce yavaş, dingin, sessiz... Şimdi Tsunami esrikliğinde bentleri yıkan, coşarak dalga dalga, sevgi sevgi, ırmak ırmak... Terkisi hazır şimdi beyaz atımın kanaviçesiz, çeyizsiz gelişlerine... Güneşi karşımda doğan, karşımda batan yolları kısaltıyorum ulaşmak için... Susuz çiçeklerim kökleniyor, kokusunu sevdana sunmaya… Başak taneleri biriktiriyorum, kanaryalarım ara nağmelerde son ve sonsuz valsımıza senfonileriyle eşlik etsin diye... Ve vatansız sevdalarda bitirmek için firari aşkları, yaşasın yaşansın diye aykırı aşkların tutsakları…



S enfoniler fısıldayan, keman yayındaki konçert O
E zgilerin nağmelerinde sen... söylenmemiş fası L
V e boğaziçinden sahildeki piyaniste uzanan or G
T ürkülerin kıvamında halay çeken... usta oyunc U
A şk yolunda savaşan, en yalın en güzel amazo N
P otbori anılarla efsanem…sevdamsın…


- Adana

 
Toplam blog
: 111
: 726
Kayıt tarihi
: 22.01.09
 
 

Adana doğumluyum halen bu kentteyim.. Marmara Üniversitesi İşletme mezunuyum. Deneme ve şiir yazıy..