Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Yalnızsan; acırlar sana!

Yalnızsan; acırlar sana!
 

Ciddi ciddi önemli şahsiyet gibi hissetmeye başladım kendimi, hafta en az üç- dört defa kargo şirketleri, küçük paketlerle kapımı çalıyor.

Mutlu Yaşama Sanatı” isimli bir kitap çıktı poşetin içinden bu kez.

Kendimi sorguladım hemen “ Yazılarımda mutsuz insan profili mi çiziyorum, birileri bana mesaj mı gönderiyor”

Benim kuşağımın alışkanlığıdır bu ilke önce kendimizi sorgularız!

***

Kitap; Prof. Dr. Osman Müftüoğlunun .

Bu tarz kitapları hepimiz ezbere biliyoruz artık..

Sorunumuz bilmemekte değil ki zaten uygulayamamakta

<ı> “ Eğer iyi bir restoranda yalnız yemek yediyseniz, diğer müşterilerin size acıyarak gülümsediklerini, garsonların sürekli olarak “ Başka kimse gelecek mi diye sorduklarını iyi bilirsiniz”

Cümleyi okuyunca şaşırdım.Doğru mu anladım diye bir daha okudum..

Sonra adet olduğu üzere yine kendimi sorguladım. Benim haricimdeki insanların hepsi iyi bir restoranda yalnız yemek yediği zaman diğer müşterilerin kendisine acıyarak baktığını mı hissediyor?

Gerçekten böyle mi hissediyorsunuz?

Ya da soruyu değiştireyim yalnız insanlara siz de acıyarak mı bakıyorsunuz?

Nasıl bir gözlem bu?

Nasıl bir analiz?

<ı>“ Hayatım bak şu cam kenarında oturan bayan süslenmiş, makyajlanmış ama tek başına oturuyor, gel şuna acıyalım!”

<ı>“ Aşkım şu adam yalnız, hadi sen ona küçümseyen gözlerle, bende acıyan gözlerle bakayım ikimiz birden pis piste sırıtalım!”

<ı>“ Hoş geldiniz, yalnızsanız size servis açarken acıyarak gülümserim, sık sıkta başınıza dikilip “ Başka kimse gelecek mi?” diye sorarım, kusura bakmayın bana yüklenen misyon bu adı geçen garson benim!”

Şimdiye kadar hiç böyle hissetmediyseniz ne düşünürsünüz...

<ı>“ Demek böyle hissetmem gerekiyormuş”

<ı>“ Bir keresinde, sınıftan bir kıza arkadaşlık teklif etmiştim oda bana “ anormal misin oğlum sen git aynaya bak” demişti... Bak koskoca Prof yazmış normal değilim ben işte!”

Yukarıdaki cümlenin neden yazıldığı da önemli tabi..

Bulmak için fazla araştırma yapmanıza gerek kalmıyor, yanıt aynı sayfada. Başlık;

“Nikâhta Keramet Var”

<ı>“ Birçok çalışma evli çiftlerin daha mutlu ve daha uzun yaşadığını mutlu evlilik sürdürenlerin en uzun yaşadığını! Ve cinsel açıdan aktif olanların ( Elbette yalnızca kendi eşleriyle!) yaşamlarından en fazla memnun olduğunu göstermiştir. Evli çiftlerin mutluluğu birbirine bulaşıyor ama bu durum nikâhsız yaşayanlarda gözlemlenmiyor! ”

Osman beyle karşılıklı sohbet etme imkânım olsaydı, ince belli bardaklarda demli çaylarımızı içerken, konuyu tartışsaydık ben herhalde Pakize teyzeyi örnek gösterirdim kendisine

“ Kadın 85 yaşında hiç evlenmemiş, turp gibi maşallah”

Cevap;

<ı>“ Bekâr olmanın bazı avantajları vardır. Kararlarınızı yalnızca kendi arzu ve gereksinimlerinize göre verirken, başka birinin kaprislerine uyum sağlamak için uzlaşmaya gitmek zorunda kalmazsınız yine de sosyal bağlar önemlidir ve ailesiyle, dostlarıyla sağlam ilişkilerini sürdüren bekar kişiler sürdüremeyenlerden daha uzun yaşamaktadır. Aileleriyle dostlarıyla daha güçlü ve uzun süreli ilişkilerini sürdüren bekar kadınlar bekar erkeklerden daha uzun yaşamaktadır... ”

<ı>

Bizim Pakize teyzenin sırrı çözüldü..

Doksan yaşında hiç evlenmediği halde turp gibi olan bir Osman amcam yok ki, karşı tez üreteyim. Bizim sülalede zaten doksanı gören adam yok..Hepsi de evliydiler ama mutsuzdular demek!

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..