Yalova’daki susuzluk problemi...

Yalova'da, kentin su ihtiyacını karşılayan Gökçe Barajı'ndaki su seviyesinin, kuraklık nedeniyle tükenmek üzere olması nedeniyle su kesintileri  başlamıştı. Tabii bu su kesintilerini Yalova ve Çınarcık’da yeni  seçilen CHP’li belediye başkanlarına bağlamamak gerek.  Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’ın bu konuda söyledikleri de şunlardı:

Yalova'nun su sorununun çok önceden bilinen bir gerçek olduğunu ifade eden Salman, "Bizim suyumuzu sağlayan Gökçe Barajı'ndaki sıkıntıyı bizden önceki yönetim gayet yakından bilmekteydi ancak hiçbir radikal önlem alınmaması, yapılması gerekenlerin yapılmaması artı seçimde tekrarla beraber yaşanan bir anlamdaki makam yani otoriter boşluğu olayı vahim bir duruma soktu. Yalova tarihinde belki de ilk defa susuzluk çekiyor" dedi. 

Yalova Belediyesi olarak taşın altına elini koyduğunu söyleyen Başkan Salman, "Bunun dışında su kuyularından pompalanması gereken su için ne yazık ki Devlet Su İşleri burada geç kaldı. Pompalar tanesi 17 bin lira gibi düşük bir maliyet olmasına rağmen devreye sokulmadı. Biz yine burada devreye girdik. Yalova Belediyesi olanaklarını hizmete sunduk. Bu da bu hafta içerisinde suyun Yalova şebekesinden kullanılmasına olanak verecek.  

Başkan böyle derken, Yalova’ya günlerdir su verilmiyor. Verildiği zamanlarda da tazyiksiz olduğu için sular üst katlara çıkmıyor. Millet bahçelerden su taşıyor.

Şimdi Yalova’yı iyi bilen bir vatandaş olarak izlenimlerimi yazmak istiyorum.

Blog yazımda kullandığım şu fotoğrafa bakın. Bu fotoğrafı ben 27.3.2014 tarihinde çektim. Bir şelaleden akan suları gösteriyor. Bu şelale suları nereye gidiyor? Biliyor musunuz?

Denize gidiyor denize…

Yalova ve çevresinde sayılamayacak kadar şelale ve dereler var ve bunların suları yıllardır denize gidiyor. Üstelik bu sular içilebilecek nitelikte kaynak suları.

Yalova’da bazı semtler var. İsimleri İstanbul’daki semtlerin aynı. Kadıköy, Teşvikiye, Kurtköy gibi. Kurtköy bölgesi de şelale ve derelerin bol olduğu bir yer.  O bölgede alabalık yetiştirilir ve alabalık lokantaları vardır. Sık sık oraya gidip, taze alabalık yeriz. O alabalıkları yerken, boşa akan suları içimiz sızlayarak izlerdik. Son gittiğimizde o derenin üzerine bir baraj yapıldığın gördük. Çok geç kalınmış bir hareket, ama susuzluğu görünce mecburen baraj yapımına girişmişler.

Geçenlerde Yalova’nın Çınarcık ilçesine bağlı Teşvikiye beldesinde  bir benzin istasyonundan benzin alıyordum. Benzinci oraya 3 tane makine koymuş. Biri köpük, biri suları tazyikleştiren makine, bir de süpürge makinesi. Bu makineler birer liraya çalışıyor. Millet orada arabalarını yıkıyor. Benzinciye sordum.

“Bu su arteziyen mi?”

“Hayır şebeke suyu”

Su bedeli olarak ne kadar ödüyorsun?

“Hiç ödemiyorum.”

Adam saatten geçirmeden şebeke suyunu benzin istasyonuna bağlamış, bir liraya araba yıkatıyor. Teşvikiye Belediye’sinin bilmemesine imkan yok, ama nedense seslerini çıkarmıyorlar.  Bu arada şunu söyleyeyim, son seçimlerde Teşvikiye belediyesi MHP ‘den AK partiye geçti.

Diğer taraftan insanlar su sıkıntısı çekerken, müstakil bir evde bir kadın bahçesinde halılarını yıkıyor.

Bütün bu örneklerden sonra Marmara bölgesinde Yalova gibi şelaleleri ve  akarsuları bol olan bir kentin sularının denize gittiğini de söyledikten sonra  kentin su sıkıntısı için başka neden belirtmeme gerek var mı?