Yandı yürekler yandı

Hain bölücü terör örgütü PKK, yine sınır bölgemizde hain saldırılarından birinig erçekleştirerek on beş askerimizi şehit etmiş, yüreğimizi dağlamıştır. Hainler daha öncede birçok kez saldırdığı Aktütün Karakoluna ağır silahlarla saldırarak hain planlarını gerçekleştirmiş, on beş gencecik fidanımızı şehit etmiştir.

Aktütün Karakolu üçü büyük olmak üzere beş kez saldırıya uğramış, bu saldırılarda ise;12. Eylül 1992de 22, Mayıs 2008 de ise 6, Ekim 2008 deki bu son saldırıyla da 15 askerimizi şehit etmişlerdir.

Aktütün Karakolu İran, Irak ve Türkiye Üçgeninde stratejik bir noktada olması ve PKK’ nın Kuzey Irak’a geçiş güzergâhında bulunması nedeniyle sık sık saldırıya uğramaktadır.

Otuz yıldır PKK’ya karşı sürdürülen mücadelede halen sonuç alınamamakta, hainler saldırılarına devam etmektedir. PKK’yı bu derece cesaretlendiren, kökünün kazınmasına engel olan nedir. Artık tüm gerçekleri bütün çıplaklığıyla görüp ona göre tedbir alma zamanı çoktan geldi de geçmektedir.

Irak’ın kuzeyinde yuvalanan bölücü terör örgütüne Barzani ve ABD el altından destek vermektedir.

İmralı’daki bebek katili halen dört duvar arasından bu örgütü istediği gibi yönetmektedir.

Avrupa’da PKK örgütü çirit atıyor, Avrupa Parlamentolarında basın açıklamaları yapıyor, Türkiye’ye tehditler savuruyor, ancak Dışişleri Bakanlığımız bir türlü gücünü gösteremiyor, etkin tedbirler alamıyor.

PKK’nın Avrupa’daki para kaynakları belli, devletin buna dur demesi gerekiyor, ancak hükümet bir türlü bu hainlerin para kaynaklarını kurutacak yolları ve tedbirleri alamamaktadır.

Stratejik ortağımız ABD son dönemlerde PKK ile yapılan mücadele de Türkiye’ye istihbarat bilgileri vermekte, alınan istihbaratlar doğrultusunda da Türk Güvenlik güçleri harekete geçmektedir. Özellikle Kuzey Irak’a sayısız hava saldırıları yapılmasına rağmen bugün geldiğimiz noktada PKK’nın halen Kuzey Irakta yuvalanmaya devam ettiği, Türkiye’ye yönelik saldırıların buradan yapıldığı görülmektedir.

Türk Ordusunun havadan yapılan saldırılarının yeterli olmadığı artık görülmüştür. Hava Operasyonları PKK’nın belini kırmıştır ancak tamamen yok edememiştir. Bu hain odakların yok edilebilmesinin artık bir tek yolu kalmıştır. O yolda Türkiye’nin Kuzey Irak’a girerek sınır boylarında “Kalıcı güvenlik duvarı” oluşturmasıdır. Bu kalıcı güvenlik koridorunun içeriye doğru kaç km olacağına, nerelere yeni karakollar ya da birlikler kurulacağına ise güvenlik güçleri karar vermelidir.

Türkiye’nin “güvenlik koridoru” gibi haklı bir talebi karşısında stratejik ortağımız olduğunu ve PKK ile mücadelede bizimle birlikte yürüteceğini söyleyen ABD’ninde gerçek yüzünü ortaya koyacaktır. Halen el altından PKK’ya destek veren ABD gerçek yüzünü artık tüm Türk halkına göstermek zorundadır.

Kuzey Irak’ta yuvalanan hainlerin bir diğer destekçisi ise Kuzey Irak yönetimidir. PKK unsurları halen açıkça ya da el altından dün olduğu gibi bugünde Barzani ve O’nun peşmergeleri tarafından destek görmektedir.

PKK sorunu “dış mihrakların yok edilmesiyleortadan kalkmamaktadır. Önemli bir sorunda “İç mihraklardır”.

İç mihrakların başında ise bir türlü PKK’ya terör örgütü diyemeyen, hain saldırılarık ınayamayan ve TBMM çatısı altında siyaset yapan bir yapı vardır.

Bütün eylem ve faaliyetleri İmralı’da ki bölücü başından alan, tüm siyasi mücadelelerini etnik kimlik üzerinden yürüten bu siyasi oluşuma derhal “dur” denilmelidir.

Yüce Parlamento çatısı altındaki bu hain yapılanmaya” Ya terör örgütüyle bağlarınızı kesersiniz, PKK’nın bir terör örgütü olduğunu kabul edersiniz, ya da bu yüce çatı altında siyaset yapamazsınız “denmelidir, bu irade geciktirilmeden gösterilmelidir. Aksi halde bundan sonra dökülecek her şehit kanının vebali bu parlamentonun üzerinde kalacaktır.

İşin acı tarafı ise İmralı’daki bu hainin, bu “bebek katilinin” sesinin bir türlü kesilememesidir. Yani bölücü başı bir şekilde örgütünü ve yandaşlarını içerden talimatlarla yönetmeye ve yönlendirmeye devam etmektedir. Hükümet öncelikle bölücü başının örgütle bağlantısını derhal kesmeli, acil önlem almak zorundadır.

CHP genel Başkanı Baykal’da bu konudaki hassasiyetini açıkça ortaya koymuştur:

—Bu hain saldırıyı hepimiz hep birlikte kınamalıyız. Bunun terör olduğunu ifade etmeliyiz. Bunu reddetmeliyiz. Hem bunu reddetmeyeceğiz hem bunu mazur göstereceğiz, hem himaye edeceğiz, hem de meşru siyasi bir faaliyet içersinde olacağız. Bu olamaz. Bu konu bizi hep derinden etkilemiştir.

Bu konu Sayın Baykal’ı artık derinden etkilemesin. Derhal gereğini yapsınlar. Yüce Türk Parlamento çatısı altındaki hainlere, işbirlikçilere demokratik yollardan haddini bildirmek için gerekenleri derhal, ama geciktirmeden yapsınlar. Bilsinler ki atacakları her adımda Türk milleti arkalarında olacaktır.

MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli’de yaptığı açıklamada:

“Türkiye hem silahlı terörle, hem de etnik bölücülükle mücadelede tarihi bir yol ayrımındadır. Artık milli güvenliğimiz küresel güçlerin iznine ve müsamahasına bırakılamayacak kadar ciddi, vahim ve son derece önemli hale” geldiğini ifade ederek “partiler üstü bir milli seferberlik başlatılmasının artık kaçınılmaz olduğunu” belirtmektedir.

Görüldüğü gibi muhalefetin iki lideri de “Türkiye’nin artık önemli bir yol ayırımında” olduğunu ifade etmektedir.

Hükümet ve iktidar partisi bu duruma seyirci kalmamalı, "partiler üstü bir çalışmayla” en etkin, en sert tedbirleri almalıdır. Hiç tereddüt etmeden ve geciktirmeden Kuzey Irak’a girerek Türkiye için, güvenliğimiz için hayati önem taşıyan “Güvenlik koridorunu” oluşturmalı, PKK’nın yerli siyasi işbirlikçilerine de haddini bildirmeli, gereğini derhal yapmalıdır.

Şehitlerimiz huzurunda saygıyla eğiliyor, tanrıdan rahmet diliyorum.

Sonsuzluk(Osman Özeker)