Yandınız hanımlar

Eşiniz yaptığınız yemeği beğenmezse işinize son verebilir. Sakın bu günkü gazeteleri okutmayın eşinize.

Gazete haberine bakar mısınız? Vali pastırmalı yumurtayı beğenmemiş; aşçıyı işten çıkardığı gibi aynı kurumda çalışan eşini de işten çıkarmış. Pes doğrusu. Bu kadarı da olmaz dedirtiyor insana…

“Artvin Polisevi'nde çalışan Mehmet Güner (34), 14 Ocak Pazar günü izinli olmasına rağmen Vali Cengiz Aydoğdu yemeğe geldiği için işe çağrıldı. Aydoğdu'nun folyoda yumurtalı sucuk pastırma istediği söylenen Güner, bu yemeği yapmayı bilmediğini anlattı.

Bunun üzerine Güner'i yanına çağıran Aydoğdu, yemeği tarif etti. Güner de anlatılan şekilde yemeği yaparak servis yaptırdı. Yemeği beğenmeyen Aydoğdu, aşçının yanına gelmesini istedi. Azar işiteceğini düşünen aşçı, Vali'nin yanına gitmedi. Milliyet Gazetesi 09.02.2007”

Aşçı Mehmet Güner’in yaptığına bak sen. Hem pastırmalı yumurta pişiremiyorsun hem de Vali Bey çağırınca yanına gitmiyorsun.

İnsan “Nasıl Yönetiliyoruz? ” diye düşünmekten kendini alamıyor.

Bu olay bana yıllarca önce küme düşen Ankaragücü’nün o zamanki başbakan Turgut Özal’ın 1. ligdeki takım sayısını artırarak Ankaragücü’nü tekrar 1. lige aldırmasını anımsattı. Londra’da yaşayan bir arkadaşım anlatmıştı. “Ben evde genelde Türk televizyonlarını izlerim. İngiliz bir aile de bize yemeğe gelmişti. O sırada haberleri izliyorduk. İngiliz arkadaşlarımız tek kelime Türkçe bilmiyorlar. Haberler bitti, arkadaşım “Siz padişahlıkla mı yönetiyorsunuz? ” diye sordu. Ben “Anlayamadım neden sordun? ” dedim şaşkınlıkla. Bir spor kulübü küme düşüyor başbakan emir veriyor küme düşmesin diye. Başbakan neden spora müdahale ediyor. Ancak böyle olaylar padişahlıkla yönetilen ülkelerde olur” dedi. Ben tekrar “Sen tek kelime Türkçe bilmiyorsun. Nereden çıkardın bunları? ” diye üsteledim. “Spor ilgi alanım. Türkçe bilmeme de gerek yok. Açık olarak anlatıyordu sunucunuz. Yanlış mı anladım diye sordum. Meğer doğruymuş. Çok şaşırdım” diye yanıt verdi. Dışardan böyle görünmemize çok üzüldüm.”

Ben eskiden “Eskiden” diye başlayan tümceleri pek sevmezdim. Şimdilerde ise yaşadığımız olayları düşündükçe “Eskiden böyle olmazdı” diyorum. Örneğin; bir Vali pastırmalı yumurta pişiremedi diye bir aşçıyı işten çıkarmazdı.

Yıllar önce Kastamonu Valisi Kamil Demircioğlu ve eşi bizi bir Pazar sabahı evine kahvaltıya davet etmişti. Sayın Demircioğlu ve eşi tüm ikramlarını bize kendi elleriyle yaptılar. İçtenliklerini, alçak gönüllülüklerini asla unutamam. Meraklı olan ben sorduğumda: Hatta Vali Beyin eşi bize sunduğu yiyecekleri kendisinin hazırladığını belirtmişti. Bizi kendi konutlarında değil başka bir yerde de ağırlayabilirlerdi. İstanbul’dan birlikte gittiğimiz konuklar da bu ince davranışı hala anlatırlar. Kahvaltıda pastırmalı sucuk yoktu ama sevgiyle ve özenle hazırlanmış bir menü vardı. Eskiden Valiler böyle davranışlarda bulunmazlardı.

Zonguldak Valisi Nevzat Ayaz vardı, bahçesinde yetiştirdiği çiçekleriyle. Benim doğayı çok sevdiğimi bildiği için yetiştirdiği çiçeklerin hepsinden bana da verirdi. Bahçesinde yetiştirdiği çilekleri hala unutamıyorum. Hanımlarla yaptığı toplantılarda değerli eşi Sacide Ayaz’ın kapıdan yeni girene kalkıp yer verdiğini asla unutamam. Eskiden devlet kapısında adap vardı, görgü vardı, insan sevgisi vardı.

Pastırmalı yumurta pişiremediği için işten çıkarılanı da ilk kez görüyoruz. Hele eşinin günah keçisi yapıldığına da ilk kez tanık oluyoruz diyeceğim ama orada biraz duruyorum. Çünkü daha önceden eşimle uğraşıp da onu sürdüremeyince karı koca aynı okulda çalışamaz diye beni başka okula sürdürmüşlerdi de ben kararnamemi imzalayan Vali ve genel müdürden hesap sormuştum aynen işten çıkarılan aşçı Mehmet Güner’in eşi gibi… Hakkımı arayıp almış mıydım? Yo, çözümü istifa etmekte bulmuştum ve sonra İstanbul’a gelip bir dershanede çalışmaya başlamıştım. Hani şarkı var ya “Yıkılmadım ayaktayım” diye ben de öyle yapmıştım.

Şimdi vali beyin tarifindeki gibi pastırmalı yumurtayı folyoda fırına verelim bakalım tadı nasıl olacak? Belki de çok lezzetli olur da vali beye hak mı veririz acaba?

Resim: http: //www.iskenderiye.com/yasam/yemek/ayrinti.asp? sirano=60733