Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '14

 
Kategori
Kitap
 

Yangın Gülleri

Yangın Gülleri
 

Yangın Gülleri, Kemal Gündüzalp-Neziher Yayınları


Yangın Gülleri

Mine Ömer

Kemal Gündüzalp, kırk yılı aşkın bir zamandır yazma eylemi içinde. Eleştiri, deneme, şiir, öykü ve roman yazıyor... "Kayıtlara göre 1953 yılında Urfa'nın bir köyünde doğar. Gerçek doğum tarihi ise bilinmiyor. Altı yaşında annesi öldürülür. Öksüz büyüyen Gündüzalp, yaşıtları ilkokulu bitirdiği yıllarda, on iki yaşında okula başlar. Dört yılda ilkokulu bitirmesine rağmen yaşıtlarından yine de geridedir.  Bu geç kalış yazarın tüm hayatını olumsuz etkiler. Lise ve üniversiteyi gece çalışarak, gündüz okuyarak bitirir. *

Ekim 2013'te Neziher Yayınlarından çıkan "Yangın Gülleri" öykü kitabı toplam 108 Sayfa, iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümdeki öyküler, "Yıkımlar -Yakımlar" ikinci bölümdeki öyküler de "Deli Düşler"  adı altında toplandı. İlk bölümde üç, ikinci bölümde ise dört öykü yer alıyor. Öykülerinde imgelere fazla yer vermez. Onun öyküleri rahat okunur ve anlaşılır. Okuru yormadan, öykülerdeki  olayların içine gömülmesini ister.

 "Babamla Konuşma" kitabın ilk öyküsü. Öykünün kahramanı Hale, anne ve babası ayrıldıktan sonra sürekli eski günlere özlem duyarak büyür. Çocukluk dönemindeki anne ve babasının ayrılığı onun tüm hayatını etkiler. İçinde oluşan boşluğu annesi ile doldurmaya çalışır. Anne ve babası ile birlikte yaşadıkları evi, anıları özler. Babasının geri döneceğini hayal etse de babası bir süre sonra Nursel Hanım'la evlenir.  Annesi Kadriye de başka bir adamla evlenir. Kızının mutsuzluğunu görmezden gelir. Aslında Kadriye Hanım da mutlu değildir. Mutluğu alkolde aramaya başlar. Hale ise yaşıtlarından çok babası yaşındaki erkeklerden hoşlanır ve onları babasının yerine koyar. Baba özlemini bu şekilde de olsa hissetmeyi ister. Oysa artık çocuk değil genç bir kızdır... Babası kaza geçirip yaralandığında Nursel'le hastanedeki ilişkileri anne kız ilişkisine dönüşür. Annesinin aksine sevgi dolu bir kadındır Nursel.

Sevgi üzerine kurgulanan bir öyküdür "Babamla Konuşma." Davranışlar sevgiyi çoğaltabildiği gibi azaltabiliyor da. Örneğin anne- kız ilişkisi dünyada en güzel en yakın ilişki olarak kabul edilirken bu öyküde olduğu gibi sorunlu bir ilişkiye de dönüşebiliyor. Hiç sevemeyeceğini düşündüğü babasının ikinci eşini anne olarak benimsemesinin nedeni Nursel Hanım'ın içten ve sevgi dolu olmasıdır. Kemal Gündüzalp'in savunduğu Yeryüzü insanı burada da karşımıza çıkarak öykünün temasını oluşturur. Bir insanı sevmek için akraba olmak şart değildir. Onun davranışları bizim ona besleyeceğimiz sevginin yönlendiricisidir. İyi nedir? Kötü nedir? Neden kutuplaşmalar ve neden önyargılar var hayatımızda? Okuru önyargılı hayatlardan uzaklaştırmak ister Gündüzalp. Kötü diye adlandırılanın aslında iyi olabileceği ayrımına dikkat çekiyor.  Bireysel mutluluk ve mutsuzlukları - davranışların kontrol ettiğini-  anlatan bir öykü Babamla Konuşma.

"insan adı taşıyan bu kan kırmızı güllere dokunmak istedi. Elleri yanıyordu sanki. Sevinmek istedi, bir türlü soğumuyordu yüreğindeki ateş. Uzak bir kentte yangının güllere dönüştüğünü düşündü.

 Çiçekçinin önünden geçerken, cebindeki paraya baktı. İki gül alacak kadar parası vardı.

  "Abi, sevgiliye mi?" diye sormuştu nedense çiçekçi.

 "Hayır" dedi, "birisi Asaf, öteki Koray için..."

  Ötekiler için de birileri alacaktı nasılsa, unutmamak için.

 Eve gidince yanmasın diye vazoya koyacaktı "yangın gülleri"ni.

 

Yangın Gülleri isimli öyküsünde Madımak Yangınını anarken geçmişte yaşanan benzer acıları da hatırlatır. Şair arkadaşlarının ölümünü anılarla destekleyerek yazar kitabın ikinci öyküsü 'Yangın Gülleri'ni. Kemal Gündüzalp, hümanist bir yazardır. Yazdığı öykülerde de bunu imler. Öykü dilini abartıdan uzak tutar. Anlatımın içine yeni anlatımlar katarak görsellik yaratır. Örneğin Topal Kılavuz öyküsünde olduğu gibi... Anılar ve şimdiki zaman iç içe geçebiliyor. Öyküye doku katıyor. Tarihi öyküye alırken halkın direnişini öne çıkarıyor. Tarihin bilinmeyen arka sokaklarıyla kuruyor öyküsünü. Hem tarih kokuyor sokaklar, hem  halk. Doğal afetler ve savaşların benzerliğini farklı açılardan alıp okura mesaj veriyor. Depremlerdeki acıların benzerini savaşlarda da yaşayan halklardır. Ölümlerin geride bıraktığı burukluk, yalnızlık ve acılar benzerdir.  İşte bu yüzden Gündüzalp kendisini yeryüzü insanı olarak görüyor. Bu düşüncesinden yola çıkarak "Bir Yeryüzü Öyküsü"nü  yazar. Burası Neresi? diye sorar öyküdeki kahramanlara. Nereden geldin diye soran öykü kahramanlarına yeryüzünden diyerek onların önceleri şaşırmasına neden olsa da bir süre sonra burası neresi sorusuna onların da yanıtı yeryüzü olabiliyor. Öyküde kurguladığı aslında kendi yeryüzü özlemidir.  Bugün bir kişi, yarın iki, derken birbirini seven, dost olan yeryüzü insanlarının çoğalmasını arzu etmektedir...

 

Toplumsal acılara duyarlı öykülerin yanı sıra iki kişi arasında geçen günü birlik ilişkileri de kaleme alır. Aşk öldü diyerek kalemin öteki yüzü ile yazar. Aşkın olmadığı ama geçici bir hevesle yaşanan ilişkilerin kısa bir anı olarak kaldığını imlerken de karamsar değildir.

Kemal Gündüzalp'in  bu öyküleri deli düşler başlığı altında kitabın ikinci kısmında yer alır. Aşkın olmadığı boşluklardaki düşlerin deli düşler olduğuna dikkat çekiyor. Bir Gecenin Üç Düşü öyküsünde ise farklı deli düşleri irdeler. Tanıklıklar düşlere girer. Yaşam düşte de sürer. Normal hayatında karşı karşıya gelip sohbet edemeyeceği bir zamanların ünlü siyasetçisi Kemal Derviş  ile konuşur düşü boyunca. Jassel Hayyen adlı öyküde düş boyunca Jassel Hayyen'i nerden tanıdığını kim olduğunu bulmaya çalışır. Uzak geçmişe gider, tarihin sayfalarını aralar, Ortadoğu'da gezinir ve sonunda Jassel Hayyen'i nerden hatırladığını bulur. Dünyanın bütün yeryüzü insanlarına ait olduğunu nereye gidersek gidelim oraya yabancı olamayacağımızı vurgular öykü. Kemal Gündüzalp düşlerden yararlanarak okurla arasındaki bağı etkileyici kılar.

 

*  Kemal Gündüzalp'le Söyleşi-Nezvat S. Sezgin,Kurşun Kalem 26,  Kasım-Aralık 2013

 
Toplam blog
: 56
: 504
Kayıt tarihi
: 05.10.09
 
 

Mine Ömer; Larnaka, Kıbrıs doğumludur. Kıbrıs Bayrak Radyosu'nda memur olarak çalıştı. Haber ..