Yanı başımızdaki Bursa

Hafta başında bir yerler gitsek, nereye gitsek diye bakınırken, burnumuzun dibindeki Bursa'yı bu zamana kadar nasıl gezmediğimize şaşırarak hafta sonunu Bursa'da geçirmeğe karar verdik.

 

Sabah erkenden yola çıktık, Orhangazi köprüsünden ver elini Bursa. Köprü ücreti evet pahalı ama çok kısalmış yol. Bu kadar hızlı gelebileceğimizi düşünmemiştik.

 

Kahvaltı için Gölyazı'nda Gönül Sofrasına gittik. Hemen köyün girişinde tatlış mı tatlış bir yer. Zaten 3 kuşak aile işletiyor. Kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Sanki büyük teyzeye ziyarete gelmişsin. İlgi alaka üst düzeyde. Lezzet de bir o kadar iyiydi. Kahvaltı sonrası köyü de biraz dolaştık. Ağlayan çınarı da gördükten sonra Bursa şehir merkezine doğru harekete geçtik.

 

Bursa'da ziyaret edilmesi gereken çok yer var ama hepsini görmeye kalksak çok uzun sürer diye daha önemli olanlarını görmeye karar verdik ve "Bizevdeyokuz"un hazırladığı Bursa rotasını takip ettik.

 

Koza Hanın avlusunda çay kahve keyfini es geçmeyin, Hacı Şerif ten tahinli irmik helvası da size eşlik edebilir hatta. Gelelim İskender meselesine. Konu ile ilgili baya bir araştırma yaptım aslında. Bloger tavsiyelerine, mekan yorumlarına baktım. Sıra bekleme olayı ve mekanı da değerlendirerek Tophane Meydanındaki Bursa Kebapçısı 'nda karar kıldık. Bahçesinde oturduk. İskender (Bursa Kebap) yedik ve çok beğendik. Bir daha gelsem yine burada yerim. Üstüne de sütte kemal paşa ve incir tatlısı. Dedim yine gitti bizim diyet ama değdi.

 

Şehir ile ilgili genel izlenimime gelecek olursam sevdim, yaşanabilir, tarihi dokusu zengin, ekonomisi canlı, şehir canlı, etraf yeşil, İstanbul'a yakın ama kaosuna uzak. Hadi Bursa'ya denildiğinde en önden yerimi alırım bundan sonra. ??