Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '06

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Yanılsama

Odasında oturmuş, yarın bitmesi gereken ödevini hazırlamaya çalışıyordu. Bu ara hiçbir şeye yetişemez olmuştu. Okul, iş, özel hayat ... Kendini bir kobay fare gibi hissediyordu. Kafesinin içinde durmadan ve bile bile hiçbir yere gitmeyen tekerleğini döndürüyor, bıkmadan usanmadan biryerlere gitmeye çalışıyordu. Ödevini bitirmesi gerekiyordu ama aklı ondaydı. Na yapıyordu acaba şimdi? Bu soru içini oyuyordu sanki. Aramıştı bu gece "gel" demişti. Öyle dolambaçlı süslü cümlelerle konuşmaz ne istiyorsa açıkça söyler senin de aynı açıklıkta olmanı beklerdi. " Gel hazzın denizinde yüzelim" Gülmüşlerdi beraber bu şairane cümleye ama böyle bir ilişkileri vardı. Zevk ırmağıyla beslenen bir haz deniziydi onların içinde yüzdüğü. İLişkileri başladığından beri ilk defa ışığı görmesine rağmen pervane yanmak için ışığa doğru uçmadı.

Ama yanmak, yeniden yanabilmek için ölüyordu. Elde avuçta tutulamayacak kadar özgür biriydi o. Haz denizinin anahtarı ondaydı. İçeri kimi alacağına, kimi hünerleriyle sarhoş edeceğine o karar veriyordu. İşta bu yüzden korkuyordu ya kapısını başka bir haz deneyimleyicisine açabilirdi. Ona göre bu doğal bir süreçti. Bir an görür gibi oldu bu anı ama bu sadece bir yanılsamaydı. Beyni ona oyun oynuyordu sadece. Aslında ona gitmemesinin ve burada kendisini yemesinin bir anlamı yoktu, çünkü çalışamıyordu. Onu bütün hücreleriyle duyumsamak istiyordu, buna ihtiyacı vardı. O hayatına girdiğinden beri, yaşamı azalan bir eğri gibi başarısızlığa doğru sürükleniyordu. İşe hep geç kalıyor, her gün birşeyler kırıyor, ders kaçırıyor, sınavlarına çalışamıyordu. Onun uyuşturucusu gibiydi bu adam. Arkadaşları bu ilişkiden kurtulması gerektiğini söylüyordu. Ama bu bir anda kestirip atabileceği bir durum değildi. Kimsenin anlamadığı buydu. Kimseninde kendisini onunla özdeşleştirip "ben olsaydım..."la başlayan cümleler kurmasını istemiyordu. Herkes onun hissettiklerini basit bir hayvani zevke indirgiyor ve buna uygun basit önermelerde bulunuyorlardı, artık dinlemekten sıkıldığı. O da biliyordu bu ilişki bitmeliydi, bilmediği bunun nasıl olacağıydı, bunu başarıp başaramayacağıydı. Daha bu ilk ilişkiye ilk başladığı gün o dipsiz kuyuya düşmüş, sonra kendi attığı kovaya tutunarak kendini yeniden aydınlıklara çıkarmaya çalışmıştı. Ama en sonunda aydınlıklardan vazgeçmiş ve karanlıkta acı çekerek bunu deneyimlemek istediğine karar vermişti. Bu bir süreçti ve yaşanacaktı. Ancak bu acıları kendi de yaşarsa iyi bir psikolog olacağını düşünüyordu.

Kendi deneyimlemediği bir şeyde başkalarına da yardımı dokunamzmış gibi geliyordu ona. Bu düşüncelerini arkadaşlarıyla da paylaştı. Ona kendini kandırdığını bu ilişkiyi devam ettirebilmek için beyninin bu durumu bir kılıf bularak ona güzel gösterdiğini söylediler. Belki de haklılardı. Ani bir kararla ona gitmeye karar verdi. İlk defa ona haber vermeden, karşılaşacağı sürprizlere hazır bir şekilde hazırlanmaya başladı. Belki bütün vaktini onunla geçirmeli ve onun tüketmeliydi. Hazzın sıradanlaşması mümkün müydü acaba? Kısa zamanda onun yarattığı bir varlığa dönüşmüştü. Onun istediği gibi giyiniyor,onun istediği gibi makyaj yapıyor onun istediği gibi yaşıyordu... Hızla hazırlandı, parfümünü sıktı ve evden çıktı. Garip bir korku vardı içinde göreceklerinden dolayı. Hep heyecanlandığında olduğu gibi midesine kramplar giriyor, nefes almakta güçlük çekiyor ve elleri terliyordu. İki durak vardı evleri arasında, evin penceresinden cılız bir ışık sızıyordu. Gece lambasının ışığında oturduğu belliydi. Kapıya geldi derin bir nefes aldı. Derinden bir müzik sesi geliyordu. Saat sabahın iksiydi belki de uyumuştu çoktan. Bütün cesaretini toplayıp zile bastı. Bir süre bekledi ama kapı açılmadı, tekrar bastı. Kapı açıldı bu sefer ama apartmanın ışığı sönmüştü kapıyı açanla birbirleni göremedler. İKisinin elide ışığa gitti. Işıklar yandığında ikisi de çok şaşırdı birbirlerini karşılarında görmekten. Adam şaşırmıştı çünkü asla haber vermeden gelmezdi kız. Kız şaşırdı çünkü adam asla kırmızı jartiyerli kadın iç çamaşırları giymezdi. İkisinin ağzından da bir tek söz çıkmadı. O sırad içeriden deri kıyafetler içinde elinde bir kırbaçla bir adam belirdi "kim geldi hayatım" dedi. Kızın kusmak üzereydi, arkasına bakmadan koşarak oradan uzaklaştı. Eve geldiğinde nefes nefese kalmıştı. Bir su içti ve sakinleşti. Sonra masasına oturup ödevini hazırlamaya başladı. Yeterince deneyimlemişti bu konuyu, ödevinin başarılı olacağından emindi. " Biseksüellik ve Poligomi" ...

 
Toplam blog
: 42
: 6600
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben hep yazmak istedim ama hayata sıçrama tahtam beni yazılardan ve yazarak para kazanmaktan çok ..