Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '19

 
Kategori
Deneme
 

Yanlış Doğrular Üzerinde

İnsan beyni son derece karmakarışık bir yapıya sahiptir ve sırları hala çözülebilmiş değildir. En azından sıradan bir insan olarak bizler uzmanlık alanlarımız olmaması itibariyle onun hakkında pek sağlıklı bilgiye sahip olmamız beklenemez.

Sıradan insanlar olarak bizler pek çok konuda eksik bilgimize ilave olarak birçok şeyi bilme imkânından yoksunuz. Uzmanlık gerektiren konularda elbette hemen her konuda bilgi sahibi olmamız beklenmez, kapasitemiz belki de bunun için yeterli olmadığından birçok konuda uzmanlardan bedeli karşılığında destek veya hizmet satın alma yoluna gideriz.

Aynı zamanda uzmanların dahi birçok konuda birçok şeyin sırlarına tam olarak vakıf olmamaları nedeniyle halen tam ve eksiksiz bilgi alabilme ihtimalimiz yoktur. Olsa dahi biz doğru kişilere ulaşma ve doğru kişilerin bedeli mukabilinde yapacağı hizmeti, vereceği bilginin karşılığını ödeyecek durumda değilizdir.

Günümüz insanına sosyal medya, iletişim araçları ve bilgisayar teknolojisi hele de internet doğru bilgilere ulaşma açısından doğru araçlar gibi algılanabilir ki, günümüz Türkiye’sinde tüm iletişim araçları eksiksiz kullanılabildiği halde en azından ilgili yasalara derhal ulaşabileceğimiz halde kendi kendimizin avukatı doktoru olamayabiliyoruz. Mevzu yasalar olunca ise bu yasaların daha ziyade güçlülerin haklarını garantilediğini sıradan insanlar tecrübelerle yaşamak zorunda kalarak çaresizliklerinin ve çarelerinin ne olduğu konusunda doğruları bilseler dahi ellerinden gelen bir şey olmadığını acı tecrübelerle anlıyor, algılıyorlar ve doğal olarak kendilerini bir hiçlik bunalımında bulabiliyorlar. İntihar vakaları, bağımlılıklar günden güne bilgi teknolojisindeki gelişmeler arttıkça artıyor olması da başka bir çelişkinin eseri. O halde bilgilerin artışının insanlar üzerinde çok büyük pozitif bir etkiye sahip olamamasını nasıl açıklamak lazım? Hele de bağımlılıkların daha ziyade gelişmiş toplumlarda daha fazla olması, intihar vakalarının ise en fazla en medeni toplumlarda olması açıklamaya muhtaç olsa da sosyal bilimciler bunun insanın yalnızlaşmasına, tek başına ve çaresiz kalışına bağlarken, bazı çevreler de bunun insanın ulaşabileceği zirveden sonra tat alacağı hiçbir dünya tadı, lezzeti kalmamasına bağlayabiliyorlar.

Normal şartlarda ülkemiz gibi muhafazakârlığın daha fazla olduğu toplumda sigara ve diğer bağımlılıkların artması, neredeyse hayatın anlamının bağımlılıkların doyurulmasından başka bir şey olmadığı gibi bir yargı oluşması, işi insan kurtarmak olan kendini yetiştirmiş insanların dahi bu bağımlılıkların pençesinden kopamaması anlamlıdır. Örneğin sigara insan ağzında duman çıkaran bir ot yığınının işlenip paketlenmiş halinden alınan dumanı içine çekmek suretiyle yaptığı eylem çok anlamsız görünse de sadece bir sigarada dahi bir bilgi, bir çalışma, tuzak kurma yöntemiyle biz ölümlülerin beyinlerinin ikna edilmesi saçma olmakla beraber, devlet bütçelerinde önemli kalemlerden birisi tütün mamullerinden alınan vergi olduğunda böylesine saçma davranışın akıl çağında mantıklı açıklaması olmaması görünmese de mutlaka bir açıklama yapılacaksa insan beyninin öyle doğru kararlar almak için hiç de doğru bir makine olmadığına dalalet etse de aslında beyine yapılan sistematik çalışmalarla bağımlılık kölesi haline gelme aracı olduğuna dair bir kanıt olsa gerekir. Bu durumda ben de dâhil hemen hiçbir konuda tam ve doğru karar veriyorum algısına kendimizi kaptırmamamız ve bizi yanlış karar almaya zorlayan ya da etkileyen şeyin ne olduğunu düşünmemiz ve onunla ciddi bir şekilde sadece sigara örneğinden hareketle hayatımızın ciddi bir mücadele ile geçeceği aşikâr. Kendisi için sağlıklı kararlar vermekte zorlanan birisinin çok daha ciddi konularda ülke yönetiminde, doğa ile ilgili konularda harfiyen doğru karar vermesini beklemek hayalcilik olur.

İnsan beynin olması insan için avantaj olabileceği gibi onun en büyük düşmanı haline getirilmesi kaderin bir cilvesinden ziyade sistemin başarısı olsa gerek. Düzen ya da sistem bir şekilde insan beynine doğruları öğretse dahi diğer taraftan doğrular hala görecelidir ve birçok şey hala açıklamaya muhtaçtır. Kendine aşırı güvenen kişinin yanıldığı yanıltıldığı bunun gibi binlerce konu olduğu aşikâr ise, o halde yapılan tüm ve her alandaki çalışmalar aslında ne işe yarıyor? Gerçekte iddialarının hemen hemen tam tersini insana dikte ettiren sistemde doğruyu bilmek pek de bir şeyi çözmediği gibi, çoğu bilginin de aslında doğru olmaması gerçekte doğru olmasından daha güçlü bir ihtimaldir.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..