Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yanlız ve güzel ama...

Yanlız ve güzel ama...
 

Yorum yok!


Türkiye’de güzel şeylerde oluyor.

Nuri Bilge Ceylan aldığı ödülü ülkeye armağan etti.

Uluslar arası alanda başarı sağlamak için ülkesini karalamadan yol alınabileceğini gösterdi.

Sinema sanatında geldiği nokta göğsümüzü kabarttı. Bu topraklardan beslenen bir sanatçı olarak aldığı ödülden daha anlamlı olan “Yalnız ve güzel ülkeme armağan ediyorum.” sözü tarihe bir not olarak düşüldü.

Ne kadar şaşırdık toplum olarak, değil mi. Oysa ne kadar alışıktık memleketi yönetenler dahil batıda ülkemizi şikayet etmelerine. Sözde aydınların karalamalarına.

Ceylan, alışık olduğumuz karalama kampanyalarına ters bir söylem ile kamuoyunda ezberleri bozdu.

***

Ne yazık ki sevincimiz kısa sürdü. Haber hiçbirinizin dikkatinden kaçmamıştır. Memleketimizin yetiştirdiği ve dışişleri bakanlığına kadar gelebilmiş güzide evladı Babacan azınlıklar konusunda sorulan bir soruya verdiği yanıtta “ Türkiye’de Müslümanların da özgür olmadığını” söyleyiverdi. Ve üzerinden zaman geçmesine rağmen herhangi bir düzeltme gelmedi, aksine iktidar çevreleri onayladı zülüm üzerine kesilen ahkâmı.

Demokrasinin kurumsallaştığı bir ülke olabilseydik eğer, koltuğunda bir gün bile oturamazdı malum bakan.

En sivilinden toplumsal örgütler, siyasi partiler tepkilerini çoğaltırlardı. Ama ne gezer, nasılsa her kesimin saldırısına alıştı zavallı sahipsiz Cumhuriyet. Her cepheden saldırarak kavgalarını devam ettirseler de her şeye rağmen eksikleri ile de olsa ayakta duruyor.Durmaya çalışıyor.

Bu ülkede gerçekten zulüm var. Malum bakan istemeyerek koltuğa oturtuldu.Bir kere başkent İstanbul olmalıydı. Ankara’da görev yapmak ve boğaza nazır saraylar dururken işkenceye katlanmak bilseniz ne kadar zor! Şeyhülislam efendi olmadan devlet idare etmek ne kadar zor. Ulemanın söz sahibi olmadığı hukuk düzenine katlanmak işkence değil de nedir kuzum, söylesenize…

Halâ devlet dairelerinde , kamusal alanda türbansız baldırı çıplaklar çalışmaya devam et miyor mu? Müslüman birinin bu ortamda özgür olduğu söylenebilir mi?

Söylesenize devlet görevi yapan erkekler hala arabın şalvarını giyemeden, sarığını takamadan nasıl çalışmak zorundalar, nasıl zulme katlanıyorlar bilemezsiniz.

Cuma günleri bile resmi tatil değil. Bunun ne anlama geldiğini “Müslüman “ olmayanlar bilemez! Bakan bilir…

Her ne kadar cami sayısı İslam ülkelerini bile sollamışsa da yeterli değildir. 84 yıllık zulmü yok etmeye yetmez, kuyruk acılarını dindirmez.

Ellerinden gelse bir çırpıda silip atabilseler şu 19 Mayıs 1919 ile 2008 arasını, yaşanmamış gibi resetleyebilseler. Silinse toplumun hafızası, devletlü boğaza bakan sarayında arap seyleri ile şerbetini yudumlayabilse…

Bakanı duyunca batılı ne düşünür; "zulüm sürüyor Türkiye’de, camiler kapalı. Asker, polis namaz kılanları topluyor, işkence ediyor. Gizli gizli namaz kılabilmek için Müslümanlar yer altına inmişler. Memleket nazi Almanya’sından beter günler yaşıyor.” sanırsınız...

Doğrusu bende bakan gibi zulüm var diye düşünüyorum. Farklı tabi bizim nedenlerimiz. Kör, topal demokrasimiz elimizden kayacak kaygısı ile yaşamak bana da zulüm geliyor. Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, eşitlik, sosyal devlet asla olmayacak gibi geliyor, işkence deyim...

***

İyi ki Bilge Ceylan’lar var “Yalnız ve güzel Türkiye’ye armağan”, çoğalıyorum…

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..