Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '17

 
Kategori
Güncel
 

Yansızlık ve demokrasi/hukuk talebi

Seçimlerin güvenli bir şekilde yürütülmesinden ve yine aynı şekilde denetiminden bildiğiniz gibi Yüksek Seçim Kurulu yetkilidir. Son referandum oylamasında, “Evetlerin” yüzde 51 seviyelerinde çıkması, 2.500.000 oyun iddia edildiği üzere şaibeli bir biçimde “Evet” hanesine yazıldığının dillendirilmesi, gözlerin Yüksek Seçim Kuruluna(YSK) çevrilmesine neden oldu.

Özellikle, bilimadamları ve yargıçlar, yaptıkları işlerde “Yansız/Nesnel” olmak durumundadır/zorundadır. Bu doğrultudan bakıldığında bir bilimadamı, ulaştığı gerçekleri dünyaya eğip-bükmeden yansıtmak durumundadır. Yargıçlar da hukukun ne dediğini, yasanın tüm zamanlar için geçerli temel/nesnel mantığına göre söyleyecektir. Maalesef, hâkimlerin, yazılı hukuku beğenmeme, uygulamadan çekme gibi bir hakkı ve lüksü yoktur. Laboratuvarı’nda önlüğüyle çalışan bilimadamı da, duruşma salonunda cüppesini giymiş hukuk adamı da, “gerçek bilgi” ve “doğru karar” adına kendi inançlarına, görüşlerine, hattızatında kendi duygularına karşı da bağımsız olmalıdır.

Bu bağlamda hâkimlerin, yasaların amil hükmünün dışında yeni bir hukuksal norm ihdas etme yetkileri yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi, mühürsüz zarf ve oy pusulalarının geçerli sayılmasından sonra, referandumun “meşruiyetini” kaybettiği gerekçesiyle YSK’na “itirazda” bulundu; ve bu talep YSK tarafından reddedildi. Kamuoyumuzda bu durum da tartışılmaya devam etmekte. Acaba, bundan sonra ne yapılabilinir? Hâlbuki 1982 ANAYASAMIZA göre YSK kararlarının bir üst makamı yok.

1982 ANAYASASININ 79. maddesi şöyle demektedir:

“Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.”

Madde gayet açık ve sarih iken, CHP’nin veya itirazda bulunacak sivil toplum kuruluşlarının; mesela ANAYASA MAHKEMESİNE ya da AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE gideceğiz demelerinin hiçbir hukuki mantığı var mıdır?

O vakit ne yapılabilir? Bilemiyorum… Ama, pek tabi ki anarşiye sebebiyet vermeden “direnmek”, hukuku talep etmek, vatandaşlarımızın en doğal demokratik haklarıdır.

 

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..