Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '11

 
Kategori
İnançlar
 

Yapamadıklarımız: 1. Denize girmek yada girmemek

Yapamadıklarımız: 1. Denize girmek yada girmemek
 

Yaz tatillerini Erdek’te geçiriyorum. Erdek bence dünyanın en güzel diyarlarından biri. .. . “Kargaya yavrusu Anka görünürmüş..” Burası da bana dünyanın en güzel yeriymiş gibi geliyor… Yoksa bütün dünyayı görüp, gezdiğimden değil… Bir iki yer gördük ama… Kulak asma..! 

Erdek’e gelirseniz , bir caddenin (İskele caddesi) kenti ikiye böldüğünü görürsünüz. Aslında Erdek büyük bir koy’un çevresinde yeralan Balıkesir’in bir ilçesi. İskele’nin sağ tarafında gazinolar yer alır… Ordan ötesi kumluk plajlar ve onların arkasında yer alan, oteller, moteller, pansiyonlar, çadır yerleri… Her zevke , her keseye göre yer bulunabilir. Kışın nüfusu 50 bin iken , bu nüfus yazın 150 bine çıkar… İlçe konuklarını ağırlamakta zorluk çeker… 

İskelenin sol tarafında ise “Kurbağalı” semti yer alır… Adına bakmayın aslında Marmara’nın zenginleri bu “Flamingo Yolu” denilen deniz boyunda yaşarlar… Çok güzel malikaneler , otantik evler vardır… 

Bizim evimiz de bu semtte ama deniz kıyısında değil, daha içerde. Olsun , balkondan bakınca denizi bir köşeden görüyoruz. Hiç de uzak değil. Önümüzdeki evin bahçesinden geçince deniz kıyısındasın. İşte o kadar… 

Sabahleyin evden çıkarım. Doğru Bakkal Saim’e giderim. Gazetelerimi alırım. Sonra oradan hemen deniz kıyısına çıkarım. O güzel evleri, yalıları, malikaneleri seyrede seyrede aşağı doğru yürürüm; en sonda, Belediyenin kurduğu yeni “ORANGE” Gazinosuna gelirim. Gölgeliklerin altında çayımı, kahvemi içer, gazetelere bakar… Sonra manzaranın tadını çıkarırım. 

Buradan Erdek’in enfes bir manzarası vardır. Sabah saat 9.30’da Adalar’dan Avşa ve Marmara’ya giden gemi kalkar, biraz sonra da onun karşılığı olan gemi gelir yanaşır. Aslında bunlar birer feribot. Yük ve araba da taşıyorlar. Kıyıda , plajda yüzen, açılan insanları seyretmeye doyamam. Ben artık denize giremiyorum. Tansiyonum izin vermiyor. Ama yine de yüzenleri görmek bana da büyük mutluluk veriyor. 

Bu sabah gördüklerim beni hem çok mutlu etti , hem de üzdü…Denizin bir kıyısında bir genç adam çocuğu için aldığı bir küçük motorlu oyuncak kayığı yüzdürmek için epey çabaladı. Motor çalışıyor, küçük gemi açılıyor ama orada birden duruyordu… Genç adam , ufak motoru getirmek için epey bir yüzüp, onu geri getiyordu….Sonra hadi yeniden deneme… Oğlu kıyıdan babasını seyrediyor , belli ki keyifleniyordu ama, babasının daha çok zevk aldığı belliydi. Çok güzel eğleniyorlardı… 

Biraz ötede bir büyük kentten geldikleri belli olan genç bir aile; erkek, kadın ve köpekleri kıyıda geziniyorlardı. Kadın köpeği yüzdürmeye karar verdi. Denizin kıyısına indiler. Bayan elbiselerini çıkardı; altından çıkan bikini mayosuyla denize girdi… Erkek , kenarda oturdu, onları seyretti… Kadın bağlı olan köpeği çözer çözmez köpek denizin içinde ama derinlere gitmeden delicesine bir koşu tutturdu. Sahibi hanım , ”Gel Cansu…” deyince dönüyor, koşup geliyor bu kez havlaya havlaya öteki yana koşturuyordu. Yine hanımı çağırınca geri dönüyor bu kez ona cilveler yapıyor; mutluluk sesleri çıkarıyordu. 

Ama köpeğin şimdiye kadar denize girmediği, suya yabancı olduğu belliydi. Yoksa Erdek’te nice köpekler vardır… Denize girerler , birbirleriyle saatlerce suyun içinde boğuşur dururlar. Bir Alman Kurdu olan bu köpek , aynen denizi yeni görmüş çocuklar gibiydi. Müthiş mutluluk duyuyor; koşuyor , oynuyor ; ama denizin içinde olan sahibi, “Gel biraz beraber yüzelim…” deyince çekiniyor , girmek istemiyordu. Oysa bilirsiniz, köpekler bütün hayvanlar gibi tabii yüzücüdürler. ABelli ki bu köpek bu yeteneğinin farkında değildi… Ama , sahibini çok seviyor ve ona güveniyordu, onun için sonunda sahibinin bulunduğu yere kadar yavaş yavaş yüze yüze gitti ve hemen geri döndü… Sonra yine başladı sahil boyuncu delice koşturmaya… Aman Allahım, bu kadar mutluluğunu açıkça gösteren bir hayvan görmemiştim… Şimdi tanık oldum… Demek ki “Deniz” , hayvanlar için de büyük bir mutluluk kaynağıydı. 

Ama ne yazık ki , sahilde bu köpeği ve sahibini gözleyen bazıları o kadar mutlu değildiler. Kıyıdaki banklara yayılmış bazı kapalı (6-7 tane vardı) bayanlar, eşleri ve çocuklarıyla bu manzarayı büyük bir hayranlıkla ve zevkle seyrediyorlar , fakat sadece seyrediyorlardı… Çünkü belli ki onlar denize giremezlerdi… İnançları müsaade etmezdi… İnançları izin verse bile, eşleri izin vermezdi.. Onlar sadece hayran hayran bu manzarayı; denizi; köpeği ve sahibini; diğer denize girenleri seyrediyorlardı…İşte okadar. Onlar giremiyordu. 

Bazen dünyada Allahın verdiği nimetleri nasıl pas geçiyoruz. Oysa deniz ne büyük mutluluk kaynağıdır. Herkes denizde, yüzerek mutlu olabilir. Ama deniz bazıları için değil… İşte insanlar dünyada bazen kendi kendilerine gereksiz yere neleri yasakladıklarının farkına bile varmıyorlar.. 

Oysa güzel günler gelip geçiyor… Onlar belki de öteki dünyadaki denizlerde mutlu olup yıkanacaklar… Kimbilir? Dünyada bazılarının yapamadığı şeyler var. 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..