Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '09

 
Kategori
Kitap
 

Yapmamız Gereken 101 Şey!

Yapmamız Gereken 101 Şey!
 

İnsanların bazıları, bir süreç içerisinde herhangi bir eser, hizmet üretemeden ya da kendilerince anlamlı bir başarıya imza at(a)madan gezme, tozma, eğlenme konusunda ciddi bir tereddüt sergilerler. Bu duruma 'gizli karamsarlık' diyenler de var, 'başarı odaklı' ya da 'mükemmeliyetçi yaşama' refleksi diyenlerde…

Bunun iki temel nedeni var kanımca. Birincisi; onlara göre özlenen yaşama sevinci, hedeflenen amaçlarla iç içedir. Biri diğerini besler... "Sapare Aude!" ( Türkçe' siyle" Aklını kendin kullanma cesaretini göster!" ) öğüdüne uyarak okuyan, yazan, düşünen ve yorumlayan zihinlerin mutluluğu, yaşama sevincini ve direncini bulabilmeleri, dışarıdan ılımlı bir karamsarlık gibi görünen, aslında anlamlı ve zorlu bir yaklaşım içermektedir. Buradaki temel sorun " Roma'da Roma'lılar gibi olarak " mı yoksa acı gerçeklerin bilincinde, sağduyu içerisinde kalıp, sürüye kapılmayan bir direnme gücünün verdiği mutluluk arayışı mı tercih edilmeli şeklinde algılanabilir. 'Roma dışı' bu ikinci duruş, zamana ve zemine göre, dışarıdan 'biraz marazi bir mutluluk' gibi algılansa da, sanırım o tür bir yaklaşım yaşamın dayattığı halleri ve gereklilikleri bilen ve anlayan bilgeliğe ve güngörmüşlüğe daha bir yakın olanı…

Mükemelyetçilik gibi görünen ikinci tür algılama ise, sanırım, günümüzün zorlu-rekabetçi ve piyasacı yaşam koşullarının dayattığı türden bir algılama…

Benim de yaşam seyir defterimin sayfalarının oldukça kalın bir bölümü aslında bu türden tereddütlü karalamalarla doludur.

41 (+ 60) kere maşallah!

Geçenlerde uzunca süren bir işyeri ziyaretinde çok değerli bir arkadaşımın kitaplığındaki bir kitap ilgimi çekti. Girişte belirttiğim çerçevede ilgi alanlarımın pek odağında olmasa da elim uzanıverdi birdenbire bu kitaba. Değerli Akdoğan Özkan’ın “Türkiye’de Ölmeden Önce Yapmamız Gereken 101 Şey” adlı eseri (1). Biraz dudak bükerek çevirmeye başladığım sayfalara, kısa bir süre sonra yüzümdeki tebessüm ve yaşama sevincinin eşlik etmeye koyulduğunu itiraf etmeliyim. Hele de o arada, kısa bir arama motoru taramasıyla Sn. Özkanın bilişim medyasının önde gelen değerlerinden bir mühendis ve ‘Birikim’de de yazan çok yönlü bir araştırmacı olduğunu öğrenince bu ilgi ve beğenimin daha da bir arttığını itiraf etmeliyim.

Britanya eski başbakanlarından William Pitt’in 1806 yılında ölüm döşeğindeyken söylediği sözle girmiş önsöze yazar. Resmi kayıtlara göre, ölmeden önce, ülkesinin Fransa karşısındaki savaşlarda aldığı yenilgilerden kaynaklanan üzüntüsünden ötürü son nefesinde “ Ah vatanım, ah, nasıl da bırakıp giderim ben seni” dediği ifade edilen Pitt’in, aslında, son sözünde: “ Ah, keşke bir etli-börek olsa da yesem” dediği rivayet edilmekte!

Kitap, Türkiye’de şairin’ de ( N.H.Ran) tanımladığı şekilde “ bütün işi gücü yaşamak olan”lar için 101 öneri içermekte…

İçinde neler yok ki neler!

Yazarın tabiriyle bu 'dolu dolu bir hayat için aksiyon planı'nda bana en ilginç gelen 13 tanesi şöyle;

Stephen Coveyin “ Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” adlı kitabında yer alan “sonunu düşünerek işe başla” prensibinden hareketle “Bir Büyük Hayalin Olsun denilmekte…Onu kovalamak, umudu, direnci ve yaşama sevincini diri tutmakta.

Bir diğer öğüt ‘Carpe Diem- Anı Yaşa!’ tarzı ve çok hoş bir şarkının sözlerine atıfla zihinlerde güzel çağrışımlar yaratıyor: “ Gönlünü Sarhoş Et Yıldızların Altında” . Artık “ nasıl sarhoş edileceği” sanırım herkesçe malum…

W.Pitt’in yukarıda değindiğim son sözünün de etkisiyle olsa gerek ‘damak tadı’nın yaşamdaki o vazgeçilmez önemine atıfla, yaşamdaki lezzet duraklarımızın ilk ve kalıcı abideleri olan annelerimizi hoş ve güvenilir bir ortamda leziz bir yemeğe götürmemiz de önerilmekte… New York Times’ın, 15 Ekim 2006 tarihli sayısında, “ burada yemek yemek canlı bir tarih dersi” denilerek bahsedilen yer ‘Asitane’. ’Canlı tarih- Anne ve Yemek’ üçlemesi ilginç ve o kadar da çarpıcı ki “ böylesi bir yer Ankara’da nereye karşılık düşer acaba?” diye düşündüğümde, Ankara kalesindeki nezih birkaç restorandan biri olsa gerek dedim kendi kendime.
 

Diğer bir tavsiye ise, İstanbul’un, dünya tarihinin bu en hareketli ve zengin kentlerinden, coğrafya harikası ‘Yedi Tepeli Şehrin Yedi Zirvesine de Çıkmamız' yolunda.(2) Elbirliğiyle ne kadar çirkinleştirmeye çalışsak da güzelliği ve tarihiyle hep direnen o efsanevi kentimizin... Bence bu işi biran evvel yapmakta fayda var. Yoksa yarın oldukça geç olabilir.

101 öneri arasında 33. sırada yer alanı ise, ilk gençlik yılları o döneme denk düşen çoğumuzun Avrupa’ya ilk kez ayak basmamızı sağlayan, 70’li yılların ‘İnter Rail’ uygulamasından esinlenerek ‘ Çocuklarını Trenle Avrupa’ya Yolla’!(3) Günümüzün ‘AB yolunda hızla ilerlendiği’ söylenen ‘Küreselleşen dünya’ ekseninde önemi bu bağlamda daha da artan bir öneri. Ayrıca yılda ortalama altı kişiye bir kitabın düştüğü ülkemizde “ Çok okuyan değil, çok gezen bilir!” atasözüne de uyan bir öğüt. Umarım ki hayırlara vesile olur!

35. öneri; İzafiyet Teorisini Öğren’. Zamanın mutlak olduğu savını çöpe atan bu teori, bir toz zerreciği kadar yer kapladığımız bu evrende ‘hayatın anlamını” daha iyi kavrayabilmek için yer verilen bir öneri olsa gerek. Zamanın bırakın mutlaklığını, onu ‘durağan’ bir şey sanıp metafizik düşünce, eylem ve tercihlerin hep egemen kılındığı Anadolu bozkırında bu öneriye kaç kişi kulak kabartır onu bilemem.

Bu ilginç eserde yer alan 46. Öneri;’ Yeraltında Bir Çaydan Geç’. Dünyanın bilinen en uzun yeraltı nehrinin -100 km.den fazla uzunluğuyla- ülkemizin Batı Toroslar bölgesinde olduğunu ve benzeri Gümüşhane, Tokat, İnegöl’deki yeraltı mağaralarıyla altı değişik alternatifinin bulunduğunu ben de çoğunuz gibi buradan öğrendim. Bu öneriyi duymak yurtsever zihnimde hoş bir derinlik yarattı doğrusu.

48. Öneri; aradığım ve bulduğuma da çok sevindiğim bir öneri. Bu öneri, duyarlı, insani ve ulusal bir vefa borcuyla ülkemizi işgalden kurtarmaya çalışan ve bu uğurda canını seve seve veren insanların destansı öykülerine eylemli bir saygıyla eğilmekte. 1915’de Çanakkale Savaşlar’nın geçtiği bölgeyi ziyaret edip anmakla ilgili: ‘Mehmet Tevfik’e Vefa Borcunu Öde’(4)

Yazı bir blog sınırını aşacak tarzda genişledi. O nedenle, 101 öneri arasında kalan beş seçkimle naçizane bu bağlama uygun düşebilecek kendi önerilerimi ise gelecek yazıya aktarmayı -hoşgörünüze sığınarak- daha uygun gördüm.(5)

Devam edecek…

İ.Ersin KABOĞLU,

15 Mayıs 2009, Ankara
 

Kaynakça ve blognotlar:

(1) İnkilâp Kitapevi, 223 sayfa, İst. 2007. 1961 doğumlu olan yazar 1982 yılında İTÜ Metalürji Mühendisliği Bölümü’nü bitirmiştir. 1985–1989 arasında Sheffield Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora çalışmaları sonrası 1991–2003 yılları arasında yayıncılık ve bilişim teknolojileri sektörlerinde çalışmıştır. Bu dönemde ‘PC Word Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği’de yapmıştır. “Bilişim Tarihimiz” isimli kitabı 2005 yılında yayınlanmış ve bu eser aynı yıl Türkiye Bilişim Derneği Araştırma Ödülü’nü kazanmıştır. Özkan’ın Birikim dergisinde de dönem dönem yazıları yayımlanmaktadır.

(2) Benim de yazı ve yorumlarımda İstanbul için kullanmayı çok sevdiğim bu şair tanımıyla...

(3) Inter Rail, belirli bir süre için, kapsadığı ülke(ler)de, ikinci sınıf tüm trenlere ücret ödemeden ve yer ayırtmadan binebilme imkânı sağlayan özel bir tren biletidir. Nisan 2007 tarihine kadar bölgesel bilet uygulaması varken, bu sistem yerini Global (Küresel) ve Tek-Ülke şeklinde iki türe bırakmıştır. Inter Rail biletlerini alabilmek için, kapsamdaki ülkelerinden birinde veya komşu bir ülkede en az altı ay yaşamış olmak koşulu vardır.

(4) Şehit Mehmet Tevfik , 2 Haziran 1916 tarihinde Yüzbaşı (Kolağası) olan Mehmet Tevfik , Çanakkale Savaşları sırasında bir İngiliz mermisiyle yaralanmış ve şehit olmadan önce ailesine yazdığı ‘Sebeb-i Hayatım’ başlıklı ünlü ve anlamlı mektubu ile yutsever yüreklerde iz bırakmıştır.

(5) Yazının ikinci bölümü için bkz. http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=180247

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..