Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '12

 
Kategori
Sinema
 

Yaradılışın sırrı ‘Prometheus’ta mı?

Yaradılışın sırrı ‘Prometheus’ta mı?
 

Evrende bir küçük nokta olan Dünya’nın akıllı sakinleri yani insan denilen yok edici için en gizemli konu nedir? Tabii ki, varoluş ve yok oluşu kapsayan ‘Yaradılış’! Ne hızla yol alan bilimsel gelişmeler, ne de ilkel insanlardan kalan arkeolojik bulgular bugüne dek ‘Yaradılış’ın gerçeğine ulaşamadı. Darwin’in teorisi, Büyük Patlama ya da dinler insan denilen meraklı yaratığın aklını kurcalayan bu büyük sırra yeterli açıklamayı getiremedi.

Merak, arayışı körükledi… Arayış tutkusu, cevap için dünyadan umudu kesen insanları uzayın derinliklerine yönlendirdi. Yaradan, uçsuz bucaksız evrenin bir köşesindeki gezegende olabilir miydi? Antik çağdan kalan duvar resimleri ve mitolojik öyküler, uzaydan gelen çağrının yansımaları mıydı? İşte bunları cevaplamak için yanıp tutuşanlar PROMETHEUS’u yarattı!

Nasıl yaratıldık? Yaratılış amacımız ne? Neden ölümlüyüz? Ölümsüz olmanın yolu var mı? Öldükten sonra ne oluyor? Bizi yaratan nerede? Tüm bu sorular PROMETHEUS’un ana temasını oluşturmakta. Dünya’daki hayatın bir laboratuar deneyi gibi oluşturulduğu varsayımına odaklanan öykünün başlangıcı İskoçya’nın Sky Adası’na uzanmakta. Noomi Rapace’in canlandırdığı Dr. Elizabeth Shaw’un bulduğu duvar resminin öncekilerle uyuşması sonucunda uzaya açılmaya karar verilir. Weyland projeyi finanse eder. Ekip kurulur ve ‘Tanrı’ya inancı’ndan dolayı Dr. Shaw da çağrılır. Oyunculuğu ve görünümüyle hayli başarılı olanMichael Fassbender’la hayat bulanandroid David’in gözetimindeki PROMETHEUS’un hedeflenen gezegene varması ‘sonun başlangıcı’ olacaktır…

‘Alien’le başlatılan ‘yaratık istilası’nın kökenine inen PROMETHEUS, yönetmen Ridley Scott’un olayların başlangıcına yöneldiği bir çalışma. ‘Alien’deki personelin bulduğu gemiyle PROMETHEUS’u özdeşleştiren Scott, aksiyondan çok felsefeye ağırlık verdiği bilimkurgusunun açılışında, uzaydan birileri gelip kendi yapıtaşlarını suya bırakıp dünyadaki yaşamı başlatmışlardır, tezinden hareket ediyor. Ancak Darwinizm’i yerle bir eden başlangıçla gelişen senaryo ilerleyen süreçte, karşılaşılan farklı yaratıklar sayesinde konuyu tam bir bilinmeze dönüştürerek, en mantıklı sığınak olarak yine ‘dini inanç’ üstünde yoğunlaşıyor.

‘Büyük şeylerin küçük başlangıcı olur’diyen filimdeki en ilginç karakter, ‘Yaratıcı insanı yaptı, insan robotu’ yaklaşımına fena halde bozulan ve tıpkı ‘Alien’deki android Ash gibi insanlara gıcık olan David! Kendi varoluşunu sorgulayan ve tarihi karakterleri taklit eden David, tıpkı insanlar gibi güvenilmez. ‘Şirket’e bağlı olan android, insanları rahatlıkla harcayabiliyor. Üstelik bunu yaparken de güler yüzlü ve saygılı olmayı ihmal etmiyor.

Filmin en marjinal sahnesi ise sadece erkek personele operasyon uygulamak için geliştirilmiş tıbbi cihazdaki ‘sezaryen’! Başka bir canlının, hele de isteği dışında oluşmuşsa, bedende taşınmaması hakkını ve gerekliliğini çarpıcı bir şekilde aktaran bu sahne, günümüz tartışmalarına fazlasıyla uygun düşmekte.

Yaradılışı, görselliği ve müziği başarıyla kullanarak, sorgulayan PROMETHEUS tüm görkemine karşın mantık açısından sınıfta kalan bir yapım! Aklıma takılan ve birbiriyle çelişen o kadar çok ayrıntı var ki… Bunlardan en basiti, ulaşılan gezegendeki farklı yaratıklar. Yaratık bolluğuna sahip olan filmde, dünyalı kurtçuklara anlam vermek imkânsız! Zaten bu tür yapımların en büyük eksiği, güzel başlangıcı mantıklı gelişmelerle destekleyememeleri. İzlemeyi sorgulamaya dönüştüren bu olgu, filmle bütünleşmeyi engelliyor. Yaradılışın köküne ulaşmanın mümkün olmadığı gerçeğinde aslında fazlaca sorgulamaya da gerek yok. Dolayısıyla cevabı olmayan soruların peşinde koştuğunu gören PROMETHEUS’un bir noktadan sonra sıradanlaşarak yaratık filmine dönüşmesi kaçınılmaz. Üstelik mantığı göz ardı ederek, ucunun açık bırakılması da devam filmleri için avantaj!

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.sinematur.com

 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..