Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Yaratıcı drama(3) ''Ömer Seyfettin'in Öyküleri''

Yaratıcı drama(3) ''Ömer Seyfettin'in Öyküleri''
 

Ülkemizin karmaşık eğitim sistemi içerisinde , Yaratıcı Drama çalışmalarının, öncelikle okul yaşamındaki uygulama serüveninin yeni başlamış gibi algılanması dikkat çekicidir.1950'li yıllarda başlayan okul içinde oyun ağırlıklı eğitim anlayışıyla müzik ve beden eğitimi derslerine önem verilişi şimdilerde unutulmuş gibidir.

Köy enstitüsü mezunu öğretmenlerin, en az bir enstrümanı çalarak ve spor dallarından birinden başarıyla mezun olmaları, eğitimimizde dışa dönük öğrenci yetiştirilmesine önemli katkıları olmuştur.1960'lı yıllarda, İlkokul öğrencilerinin, her sabah, alkış temposu içinde, Anadolu Halk Türküleriyle okullarına girişleri, Yaratıcı dramanın o yıllarda temelinin atıldığının göstergesidir.

Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlama törenlerimiz, kırk yıl önce, geniş katılımlı ve gerçek spor gösterilerine sahne olurdu. Müzikler ve marşlar, öğrencilerin doğal sesleriyle sergilenirdi.

1960 ve sonrasında, Pedagog Orhan Çaplı'nın, o günlerde adı duyulmayan ''Empati'' kavramını eserlerinde, röportajlarında başarıyla sergilediği bir gerçektir.Özellikle pedagogların yazmaya cesaret edemedikleri, pavyon vb.yerlerde çalışan kadınların yaşam öykülerini tüm açıklığıyla dile getiren ''Neden Böyle Oldular'' isimli röportaj dizisi, bugün de akademik tezlere ışık tutmuş;tiyatro eserlerine ilham kaynağı olmuştur.

Ülkemizin folklörik değerlerine sahip çıkan öğretmenlerin yetiştirdiği halk dansları ekiplerinin uluslararası yarışmalarda başarılı oluşları da bugün unutulmaya yüz tutmuştur.1970'li yıllarda Fransa-Dijon'da 5 yıl boyunca, Dünya Halk Dansları Şampiyonu olan Adıyaman ekibimizin başarıları Avrupa'da halen konuşulmaktadır.

Batı'dan bir özenti tablosu içinde aldığımız bazı eğitim proğramlarının adaptasyon sorunları nedeniyle, yıllar içinde bizleri öz değerlerimizden uzaklaştırdığı gibi çocuklarımızın üretkenliklerini de engellemiştir. Eflatun Cem Güney'in uğruna bir ömür tükettiği ''Binbir Gece Masalları'' yeniden gözden geçirilmeli ve Yaratıcı Drama çalışmalarına uyarlanmalıdır.Talip Apaydının eserleri de unutulmamalıdır.

Mevlana araştırmacısı, Dr. Mehmet Önder'in Mevlana'dan Çocuklara Öyküler kitabı tüm eğitimciler ve veliler tarafından okunmalıdır.Seminerlerimde örnek olarak sunduğum, Ömer Seyfettin'e ait tüm öyküler, çocukların rahatlıkla drama olarak sergileyebileceği sadelikte ve eğitici içeriktedir.

Pembe İncil Kaftan'dan esinlenerek hazırladığım, ''Demir Yürek '' isimli drama çalışmalarım, çocuklar ve tarafından beğeniyle izlenmişti.Uluslararası üne sahip ünlü mizah bilginimiz Nasreddin Hocamız'ın 85 fıkrasından derleyip oyunlaştırdığım, ''Ye Kürküm Ye '' İsimli tiyatro oyunumun, bu yıl düzenlenecek olan 800.yıl şenliklerinde sahnelenmek üzere proğrama alınmış olduğunu öğrenmenin mutluluğunu yaşıyorum.
..........

*''Ömer Seyfettin, hikâye türünü başlı başına bir meslek olarak seçen ve bu türe saygınlık kazandıran bir sanatçımızdır. Yeni Lisan ilkeleri doğrultusunda konuşulan Türkçeyle kaleme aldığı hikâyelerinde, öncüsü olduğu memleket edebiyatı akımının da bir gereği olarak, konularını yalnız İstanbul’dan seçmemiş, yurdun her köşesinden hayatı edebiyata taşımıştır.

Çevre betimlemeleri ve ruhsal çözümlemelerden çok, olaya önem verdiği ve sıkça mizah çeşnisi kattığı öyküleri, gerek konu / tema gerekse dil ve üslûp özellikleri bakımından her yaştan okuyucunun beğenisini kazanmıştır.
2005 yılında uygulamaya konulan İlköğretim Programı, yapılandırmacı anlayışa dayalı olarak ve çoklu zekâ kuramı ilkeleri esas alınarak düzenlenmiştir.

Program, dersleri birbirinden bağımsız olarak ele almamış, tüm dersleri bütünlüklü bir yapı içinde ilişkilendirerek düzenlemektedir. Bu anlayışa göre, örneğin Türkçe dersi, sadece kendi disiplini içinde değil; diğer derslerle de ilişkilendirilerek planlanmak durumundadır. Türkçe derslerinde kullanılan edebî metin örnekleri, hayatı tasvir etme ve duyuşsal boyutları ortaya koyma özellikleri yönüyle, diğer dersler için de önemli bir kaynak teşkil edecektir.


Ömer Seyfettin’in
hikâyeleri tema yönünden irdelendiğinde, ilköğretim programında yer alan derslerin birçoğuyla ilişkilendirilebilecek ve öğretim materyali olarak kullanılabilecek bir özellik göstermektedir. Dönemin siyasal akımlarını ve Balkan savaşlarını konu alan hikâyeleri; halk fıkra, masal ve menkıbelerinden yararlanan hikâyeleri; çocukluk anılarının işlendiği hikâyeleri vb. ilköğretim Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler dersleri etkinliklerinde de kullanılabilecek niteliktedir.


Yeni İlköğretim programında, dersler bütüncül bir yaklaşımla ele alınmış, farklı disiplinlere ait bilgiler toplulaştırılarak “tematik yaklaşım” benimsenmiştir. Yeni anlayışa göre, öğretmen programda üç türlü ilişkilendirme ile karşılaşmaktadır. Bunlar, üniteler arası (ders içi), dersler arası (Türkçe, matematik, resim, müzik vb.) ve ara disiplinlerle (afet eğitimi, insan hakları ve vatandaşlık, spor kültürü vb.) ilişkilendirmedir.

Öğretmenler, öğrencilerinin sık sık bu bağlantıları kurmalarına yardımcı olmalı ve planlarını diğer branş öğretmenleriyle toplantı yaparak oluşturmalıdırlar. Yeni etkinlikler tasarlanırken, dersin genel amaçları, ünite kazanımları, farklı öğrenme stilleri ve zekâ türlerine sahip öğrencilerin ilgi, yetenek ve ihtiyaçları göz önüne alınmalı; derse ilişkin konuları sevdirecek hikâye, roman, şiir, hatıra, gezi yazısı, fıkra gibi edebî ürünlerden yararlanılmalıdır (MEB, 2005).

İlköğretim çağı çocuklarının ilgilerine, hayat tecrübelerine ve kavrayış güçlerine uygun bir konuyu işleyen her türden edebiyat metni, her ders için bir öğretim materyali olabilme özelliğine sahiptir. Düzenlenecek bu tür etkinlikler, bireysel farklılıklar nedeniyle her öğrencinin farklı zekâ alanlarında ve farklı öğrenme stillerini kullanarak daha iyi öğrenebileceği varsayımına dayanan “çoklu zekâ” kuramına da uygun bir öğrenme-öğretme ortamının oluşturulmasına kakı sağlayacaktır.

Örneğin Kurtuluş Savaşı, çevre sorunları, insan hakları, demokrasi, hayvan hakları vb. gibi faklı derslere ait konular işlenirken, özellikle duyuşsal hedeflere ulaşmada şiir, fabl, öykü, roman, piyes, hatıra, günlük vb. türlerden yararlanmanın büyük katkısı olacaktır.

Öğretim programının hangi hedeflerini hayata geçirmede kullanılacağı saptanarak hazırlanacak bir edebî metinler listesinde, öğrencilerin beğenileri mutlaka dikkate alınmalıdır. Bu aşamada, Ömer Seyfettin’in öykülerinin büyük bir çoğunluğu, öğretim materyali olarak öğretmenlere yardımcı olacak niteliktedir.

Ömer Seyfettin, gerek dil ve üslûp gerekse konu / tema özellikleri bakımından her yaştan okurun beğenerek okuduğu bir yazardır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilköğretim öğrencileri için tavsiye ettiği 100 Temel Eser arasında, Ömer Seyfettin’in “Yalnız Efe” adlı eseri de bulunmaktadır.

İlköğretim 4-7. sınıflarda okutulan Sosyal Bilgiler dersinde; tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, felsefe, siyaset bilimi ve hukuk gibi sosyal bilimler ve insan hakları ve vatandaşlık bilgisi konuları toplulaştırılmış olarak ele alınmaktadır.

Sosyal Bilgiler Öğretim Programının Uygulanması ile İlgili Açıklamalar kısmında, bu dersin eğitim ve öğretiminde, konuların “tarih ünitesi, coğrafya ünitesi, insan hakları ve vatandaşlık ünitesi diye ayrı ayrı değil, çok yönlü olarak işlenmesi gerektiği” belirtilerek şu ifadelere yer verilmektedir:

Örneğin, Türkiye’nin coğrafî bölgeleri ele alınırken, Millî Mücadele yıllarında bu bölgedeki faaliyetlere yer verilerek, coğrafya, tarih, insan hakları ve vatandaşlık konuları ilişkilendirilerek, milli bilinç, insan hakları ve tarih duyarlılığı oluşturulmaya çalışılmalıdır.

Benzer şekilde edebî ürünler ve yazılı materyallerden (efsaneler, destanlar, masallar, atasözleri, halk hikâyeleri, türküler ve şiirler vb.) yararlanılarak, sosyal bilgiler, Türkçe dersleriyle kaynaştırılmalı, öğrencilere vatan sevgisi kazandırılmalıdır (Sosyal Bilgiler Programı).

İlköğretim Sosyal Bilgiler 4. sınıf programı’nda “Yaşadığımız Yer” ünitesi kazanımları arasında; “efsane, destan, öykü, türkü ve şiirlerden yararlanarak yaşadığı yerin coğrafî özellikleri ile ilgili çıkarımlarda bulunur” ifadesi yer almaktadır.

İlköğretim Sosyal Bilgiler 4. sınıf programı’nda “Geçmişimi Öğreniyorum” ve 5. sınıf programı’nda “Bir Ülke, Bir Bayrak” ünitelerinin işlenmesinde, yine Ömer Seyfettin’in birçok hikâyesi eğitim ve öğretim materyali olarak kullanılabilir.

Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde ele aldığı konular arasında yaşadığı dönemin Osmanlıcılık, Türkçülük, Batıcılık gibi siyasal akımları (Ashab-ı Kehfimiz, Boykotaj Düşmanı, Hürriyet Bayrakları vb.); Balkan Savaşı’nın acıklı olayları (Bomba, Beyaz Lale, Tuhaf Bir Zulüm vb.) ve tarihsel olaylar (Pembe İncili Kaftan, Topuz, Vire, Teke Tek, Forsa vb.) geniş yer tutmaktadır.


Bu özelliklerinden dolayı öğretmen, sosyal bilgiler öğretiminde, özellikle tarih ünitelerinde, ders kitaplarını tamamlayan bir öğretim aracı olarak tarihî romanları kullanabilir. Bunun için, her şeyden önce, tarihî romanın hangi konuların işlenişinde kullanılacağının saptanması gerekir.

Ömer Seyfettin, “Başını Vermeyen Şehit” hikâyesini 1917 yılında yazmış, başta Ziya Gökalp olmak üzere, millî edebiyat akımı mensuplarının çıkardıkları “Yeni Mecmua”da yayımlamıştır. Yazar, hikâyesi ile Birinci Dünya Savaşı’na katılan genç subaylara ve erlere tarihî kahramanlardan bir örnek vermek istemiştir. Milli edebiyat akımının oluşumunda, Balkan, Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşlarının büyük rolü olmuştur.

Dikkate değer bir nokta, bu devir yazarlarından çoğunun Osmanlı tarihine yeni bir gözle bakmaları ve onda buldukları millî değerleri çağdaş bir şekil ve üslûp içinde işlemeleridir.

Çocuklar, dokuz yaşından sonra özellikle serüven hikâye ve romanlarından hoşlanırlar. Sosyal Bilgiler dersinin işlenmesinde, okuyucunun kendisini, tarihini, geleneklerini, üstün ahlâk ve karakterini bulduğu Ömer Seyfettin hikâyelerinden özellikle yararlanma yoluna gidilmelidir.

Çoklu zekâ kuramına uygun olarak da düzenlenmesi gereken ders etkinliklerinde, gerek dilsel zekâyı kullanmada, gerekse Türkçe dersiyle doğrudan bağlantı kurmada edebiyat metinleri, bir eğitim-öğretim materyali olarak da önem kazanmaktadır.

Ayrıca, “eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünme, iletişim, Türkçeyi güzel kullanma” gibi ortak becerilerin geliştirilmesi, öğrencilerde okuma zevk ve alışkanlığı kazandırılmasına da bağlıdır.

İlköğretim çağı çocuklarının ilgilerine, hayat tecrübelerine ve kavrayış güçlerine uygun konuları işleyen Ömer Seyfettin, öğrencilere okuma zevk ve alışkanlığı kazandırılmasında ilk akla gelen yazarlar arasında yer almaktadır. Ayrıca, onun hikâyeleri konu ve tema özellikleri yönüyle; Türkçe, Sosyal Bilgiler, Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi, T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük gibi derslerin etkinliklerinde kullanılabilecek nitelikte eğitim-öğretim materyali olma özelliğine de sahiptir. ''*(Hulusi Geçgel)
..............

''Gençlerini kitapla beslemeyen milletlerin sonu acıdır.'' Mustafa Kemal ATATÜRK
..............

KAYNAKÇA
Duymaz, R. (2006): Ömer Seyfettin Çocukluk Cenneti Gönen Hikâyeleri, Gönen Belediyesi Kültür Yayınları, 2. Baskı.
Kaplan, M. (1986): Hikâye Tahlilleri, İstanbul: Dergâh Yayınları, 3. Baskı.
MEB (2005): İlköğretim Okulu Programı, Ankara: MEB Yayınları.
Öztürk C. ve R. Otluoğlu (2005): Sosyal Bilgiler Öğretiminde Edebî Ürünler ve Yazılı Materyaller, Ankara: Pegem A Yayıncılık, 3. Baskı.
Ünlü M. ve Ö. Özcan (2003): 20. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Cilt 1, İstanbul: İnkılâp Kitabevi.
*Geçgel, Hulusi(B.Ü.Öğr.Üyesi)
Selek, Mesut:Sevginin Gücü(MEB Dergisi)
Selek, Mesut:''Ye Kürküm Ye''(Y.Drama)
 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..