Yaratıcılığı Bitmiş Bir Sanatçının Ar Damarı Kopmuş

Ata “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” demiş. Onu güncelleyerek “Yaratıcılığı bitmiş bir sanatçının ar damarı kopmuş.” diyebiliriz.

Söz konusu görüntüleri izleyince bayağı üzüldüm. İkisine de yakıştıramadım. Hele yapılan savunmalar işi daha da vahimleştirdi.

Ercan Saatçi yıllar önce mizah tarzında şarkılarıyla önce Grup Vitamin sonra Ufuk-Ercan olarak kasetler yaptı. İzel-Çelik-Ercan üçlüsü olarak pop çalışmaları da yaptılar. Ufuk-Ercan olarak yaptıkları parçalarda kırolarla dalga geçen, reklamları eleştiren, 900’lü hatlar ve futbol fanatikliğinin zararları gibi konuları işlemişlerdi. Tabi parçalarında 900’lü hatları eleştirip ardından “Arayın 0 900 … numaralı telefonu, Ufuk-Ercan’la görüşün!” şeklinde bir davranış yapmaları teoriyle pratiklerinin aynı olmadığını göstermişti. Tıpkı futbol fanatikliğini eleştirip meğer kendisinin en büyük fanatiklerden birisi olduğunu öğrenmemiz gibi. Ercan Saatçi kulüp içinde öyle bir ilerledi ki zamanla 50.000 kişiye Galatasaray’a koro halinde bile küfür ettirdi.

İlk Fotospor’la faaliyete geçen ve İtalyan La Gazzetta Dello Sport gibi spor gazeteciliği ekolüyle birlikte büyük takımlarımıza kocaman sayfalar ayıran spor gazeteciliği başladı. İlk zamanlarda spor içinden gelen yazarlar bu gazetelerde köşe yazıları yazdı. Zamanla deneyimli kişilerin yerine spor gazetelerinde Ercan Saatçi, Yalçın Dümer gibi fanatik taraftarlar hatta tribün liderleri de yazılar yazmaya başladı. Spor yerine taraftarların duymak istediği yazılar yazılınca spor gazeteleri ciddiyetten uzaklaştı.

Ercan Saatçi ilerlemeye devam etti. Hürriyet’te yazmaya başladı. Özellikle geçen yıl Aziz Yıldırım’a muhalif yazılar yazdı. Bir ara Galatasaray taraftarına PKK demeye kalkıştı. Bir gün duyduk spor müdürü olmuş. Eskiden büyük gazete diyebileceğimiz ama şimdilerde sadece fiyatı büyük bir gazete olan Hürriyet’e. Bence Posta, Hürriyet’ten daha ciddi bir gazete oldu.

Gelelim görüntülere: Ercan Saatçi güya espri yapıyor Galatasaray’a pis bir küfür ediyor, Metin geri kalır mı? O da ediyor. Ercan Saatçi normal zeka seviyesinin altındakilere hitap eden esprisinden sonra “Hih hih hih” şeklinde gülüp ve aslında bu söylediği küfrü o anlamda söylemediğini başka anlamda söylediğini belirtiyor. Bu lafın başka ne anlamı var Sayın Ercan Saatçi? Metin Özülkü sonra daha dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor, ortamda bayanların olduğunu söyleyip gözünü kameranın yanına dikiyor.

Özür açıklamalarına gelince yani bir insan özür diler geçer ne başkasını karıştırırsınız işin içine? Tamer Karadağlı karısını aldatınca özür açıklamasında “Bütün erkeklerin yaptığı hatayı yaptım.” demişti. Ercan Saatçi ise “Herkes küfür ediyor, orası dost bir ortamdı, asıl suç görüntüleri sızdıranda…” gibi açıklamalarla suça çok sağolsun bizleri ortak ediverdi. Öncelikle çağımız telekominikasyon çağı. Hepimiz MOBESE denilen kameralar ağıyla izleniyoruz. IP numarasından hangi sitelere girdiğimiz izlenebiliyor. Katillerin, hırsızların hangi sokaktan gelerek nasıl suç işledikleri açık seçik görünüyor. Böyle bir ortamda hangi özel hayatmış Ercan Saatçi? Diyelim özel hayat ve Yılmaz Erdoğan’ın Organize İşler filmine gidelim:

-Buralarda Müslüm denilen bir hıyar varmış. Aradan 5 dakika sonra Müslüm, kendisiyle hesaplaşmak isteyen Yılmaz Erdoğan ve çetesini yakalayınca:

-Siz benden özel hayatınızda konuşurken hıyar diye mi bahsediyorsunuz?

-Yoo…

Sayın Ercan Saatçi ve Metin Özülkü siz özel hayatınızda Galatasaray’dan bahsederken hep … şeklinde mi konuşuyorsunuz? Özrünüz yaptığınızdan ayıp.

Anlamadığım diğer husus Fenerbahçe camiasının, taraftarının Ercan Saatçi’ye destek olma çalışmaları. Ercan Saatçi’nin ve Metin Özülkü’nün ettikleri küfür kendi terbiyelerini gösterir. Niye kollamaya çalışıyorsunuz? Fenerbahçe taraftarları ari ırk mı? Aralarından Ercan Saatçi gibileri çıkmaz mı? Bence hiç kollamaya çalışmayın. Bir insan sizinle aynı takımı tutuyor diye bu onu sevmeniz için yeterli olmamalıdır.