Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '21

 
Kategori
Felsefe
 

Yaratıcılık 4

Eğitim, öğretmenden; doktorluk doktordan; araba üretim işçiliği, işçiden; sosyolojik dini bilgiler imamdan; yetki ve yetkilenme, yöneticilerden sadır olan bir şey değildir.  Bunların içinde sadece imamlık üreten, kolektifi bir toplumsal ilişki değildir.

 

Ama kolektif dalgalanmayı enfekte ettiği kadar ideolojik bir uyandırış ta yapan, kolektif bir sosyolojik mühendisliktir. Diğerleri üreten toplumsal mühendisliktir.

 

Tüm bu mühendislikler üstel bir (üst yapısal bir) kolektif depo enerjisi olukla kolektif kapasite içinde depolanıp, kişiler üzerine yansıyan; kişilerle eylemli uygulama olan; kolektif bir kapasite gücüdürler.

 

Kolektif kapasite gücü kolektif alan da (alan içinde); yukarıda sayılan mühendisliklerin karşılıklı ortaklaşmanın türlü biçimleri ile vardılar. Güneşten faydalanış gibi. Manzara seyrediş gibi. Oksijen soluyuş gibi. Hastalıklara, yokluklar gark oluş gibi ortaklığın ürünüydüler.

 

Bunlar, bir kolektif alanda yağış ve yağış türleri gibi herkese göre belirim içinde üstünlük değil herkese yararlanıştılar. Herkesle yararlanıştılar. İttifak içinde veya toplum da tarımcı olmak, çoban olmak, bilgisayar mühendisi olmak, öğretmenlik, doktorluk, yöneticilik gibi türlü bilişsel frekanslarla olmaktı. Türlü bilişsel salınım yansımaları,  kolektif gücün herkesle paylaşılan, herkes üzerine boca olan dalgalanmalarıydılar.

 

Kolektif alanlı ortam dalgalanması, tıpkı ortamda on binlerce radyo dalgasının ortamı manyetik dalga ile yıkaması gibidir. Kolektif alan dalgalanmalı veya organik dalgalanmalı ve organik manyetik alanlı mesleki frekanslar da kişiler farkında olsun veya olmasınlar kolektif ortamdaki tüm kişileri adeta yıkar.

 

Bu analoji tıpkı elektriksel ortam dalgalanmasının radyo antenine boca olmakla her radyo antenine indüklenme yapması gibidir (her anten üzerine bindirile olması gibidir).

 

Nasıl ki radyo gibi bir almaç anteni, on binlerce frekans dalgalanmasıyla indüklenme olduğu halde sadece ayarlı olduğu bir frekansa duyarlıdır. Anten üzerindeki diğer indüksiyon akımları süzülüp, filtre edilirler (de kuple olurlar).

 

Kişiler de içinde oldukları organik ortamın, organik dalgalanmalı yansıması içinde kendi kapasite ve kendi yetilerini uyandıran ihtiyaç, istek ve yönelimlerle motive edilirler (bir çeşit süzme yaparlar).

 

İşte toplumun da, kişilerin de, ilgi ve ihtiyaçları; toplumun ve kişilerin isteğine bağlı ihtiyaçlarıyla hobi gibi tutumlarının seçme ayıklama süzgecinden geçerler veya elenir.  Herkese göre kolektif ortama boca olanlar, boca olan içinde seçilime uğrarlar.

 

Sizler de bu organik kolektif bileşimli kapasite dalgalanması içindeki bilişimlerin, bir veya bir kaçına yönelim yaparsınız. Kolektif ortamlı organik dalgalanma içindeki biliş tileri siz, kendi verili kapasitenize bağlı yeti ile yetenek ve yaratıcılığa dönüşürsünüz.

 

Tekrar edelim, Kişisi yeti veya kolektif yeti, kendisiyle sınırlı değildir. Yeti kapasiteyle sınırlıdır. Kapasiteler de doğal ve kişisi verili düzlemle; toplumun güncel gelişmişliği olan verili düzlemle sınırlıdır. Yeti modülasyon dalgalı uyartım olmakla, bir yeti bir kapasite içinde at koşturur. Atın gideceği yol (yeti) sınırsız, ama o yol atın kapasitesiyle sınırlıdır.

 

Kapasite ve yeti karıştırılmaya çok uygundur. Her yeti bir kapasiteyle. Ama her kişisi kapasite her yeti ile değildir. Toplumlar kişiden fazla bir kapasite ve kişiden çok çok fazla bir yetenektir. Toplumlar kişiden fazla yaratıcılıktır. Buna rağmen toplumların yetenek ve kapasitesi bile çağdan çağa, toplumdan topluma, zamandan zamana fark eder.

 

Örneğin, orta çağ toplumlarıyla günümüzün 21. yüz yıl toplumları; ya da 1900'lü yıların toplumları ile 21. yüz yıl toplumu doğuştan gelmeyen yaratıcılık nedenle aynı kapasite ve aynı yeteneğe sahip değildirler. Üreten yapı ve üreten kapasitelerin birer toplum olmaları;  her toplumu aynı yetenek ve aynı kapasitede olmalarını eşleştirmez.

 

Ve aynı yüz yıldaki Türkiye, Almanya ve Arap toplumları bile; doğuştan gelmeyen yaratıcılığın bileşeni olan biliş, buluş, teknik teknolojik kapasiteleri ile ürettikleri sanat ve edebiyat ürünleri bağlamında kapasite ve yetenekleriyle her biri aynı düzlem içinde olmayıp, aralarında fersah-fersah fark vardır.

 

Aynı çağdaşlıkla, farklı güncel gelişmişlik seviyesinin kapasite ve yetisi içinde olmakla üreten toplum yaratıcılığı aynı gelişmişlik seviyesi içinde olsalar bile farklı farklı yoldan benzer sonuçlara giderler. Bu doğrudur. Bu olması gerekendir. Bu sürecin bir örnek olmamasıdır. Bu tutum toplumlar arasında fersah-fersah fark olması demek, hiç değildir.

 

Kapasite başka bir şeydir. Yeti başka bir şeydir. Yetinin kapasiteyle eş zamanlı bir ilgisi varsa da kapasite yeti demek değildir. Her yeti bir kapasite içindedir. Ama bir kapasite her yeti ile değildir. Ve kapasite yeti demek te değildir. Kolektif kapasite ve kolektif yeti başka, kişisi kapasite ve kişisi yeti başka.

 

Trigonometri bilgisi toplumsal kapasite içindedir. Ama kişi trigonometri bilmeye bilir. Kişiler olmadan toplumsal kapasite yetiye dönüşmez. Ama bir toplum her kişisi ile toplumsal kapasiteyi yetiye dönüştürmez. Toplumsal kapasite mesleklerle, mühendisliklerle yetiye ve yaratıcılığa dönüşür. Her kişide bulunmayan trigonometri bilinci, toplumsal kapasiteden kişiye boca olan yansımadır.

 

Kişi toplum kapasitesi içinde kendisine yansıyan kadarla trigonometrik sorunları farklı yollardan farklı sorunlara cevap olarak çözer. Kişinin bu sorunu çözüyor olması; kişisi kapasiteli kişisi yetenek olup toplumsal kapasite içine eklemlenirler. Toplumlar içindeki aynı kapasite kişiler eliyle farklı yetilere dönüşen çeşitlilik ve birikimdirler.

 
Toplam blog
: 418
: 104
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

26 yıllık sınıf öğretmenliğinden sonra emekli oldu. Şiir çalışmaları ve deneme türü olan, toplum ..