Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '21

 
Kategori
Sinema
 

YARBAY TSUMURA

 

Bir insanın ne kadar asil olduğu zor şartlar altında takındığı tavırdan anlaşılır derler.Kaliteli insanlar  ne kadar zorlama olsa da kurallarında asla taviz vermezler.Belki kendilerine tanınan özel hükümlerden bile yararlanmak istemezler.İşte tam da bu sebeple böyle insanlarda var diye tarihin sayfalarında şerefle yerlerini alırlar.Bu bazen bir kadın yada çocuk,bazen de bize çok uzak coğrafyalardan insanlar olarak karşımıza çıkarlar. Japon donanmasında görevli yarbayda bunlardan birisidir.

Dünyanın gördüğü ilk büyük savaşın sonlarına doğru Ruslara esir düşerek Sibirya’daki esir kamplarında tutulan 1012 Osmanlı esiri bulunmaktaydı.  1917 Komünist devrimi başlayınca ilerleyen Japon askerleri kendi askerleriyle birlikte bizim askerleri de kurtarırlar.Bazı askerlerimiz burada kendilerine büyük saygı gösteren Müslüman halktan kişilerle evlenmişlerdir.Japon makamları Şubat 1922 de kırk sekiz bin sterlinlik yol masrafları karşılanırsa esirlerimizi getirmeye söz verirler.Ödenen yol masrafları üzerine Vlodivostok tan yola çıkan yarbay Yukichi Tsumura yönetimindeki Heimei-Maru  gemisi 3 Nisan günü Süveyş kanalını geçerek Çanakkale’ye ulaşmak üzereyken Midilli adası açıklarında Yunan savaş gemileri tarafından durdurulur.Gemiyi inceleyen Yunan askerleri esirlerin kendilerine teslim edilmesini isterler.Fakat Yarbay Tsumura bunu reddederek,

-Bu esirler Japon imparatorunun himayesi altındadır,ancak İstanbul’da yetkililere teslim edebilirim der.Bunun üzerine geçişine izin verilmeyerek gemi Pire limanına çekilir.Devreye Japon makamları da girer ancak problem çözülemez.Japon hükümeti İngiltere ve Fransa’nın konunun çözülmesi için yardımcı olmalarını istedi,fakat gelişme sağlanamadı.Gemi altı ay erzak girişine izin verilmeden bekletilince insani açıdan sıkıntılı durumlar oluşmaya başlamıştı.Bu sıkıntılı durumdan kurtulmak için Milletler Cemiyeti devreye girerek hiç olmazsa kadın ve çocukların selbest bırakılmasını istedi.Bunun üzerine gemideki 395 kadın -çocuk ve hasta Olympos isimli Yunan gemisiyle İstanbula götürüldü.

İtalya arabuluculuk yapmak isteyince taraflarla görüşerek çözüm getirmeye çalıştıysa da yine çözüm bulunamadı.Son çare olarak Türk esirler İtalya makamlarına teslim edilmesi kararlaştırıldı.Böylece Yunan makamları geminin ayrılmasına izin verirken,Japonlarda askerlerimizin Osmanlıya olmasa da İtalyan makamlarına teslim etmeyi seçmiş oldular. İtalyanlarda askerlerimizi Akdenizdeki Asinara adasına koymaya karar verdiler. Gözyaşları içinde gemi personeliyle vedalaşan askerlerimiz adadaki zor şartlara ayak uydurmaya çalıştılar.Burası özellikle su konusunda çok sıkıntılı bir adaydı.

Bu adada yedi ay kalan esirlerimiz İstanbul hükümetinin orduya katılmayacakları konusunda teminat vermesi üzerine Mayıs 1922 Ümit adlı gemiyle İstanbula getirildi.Türkler bu asil Japon komutanı asla unutmadılar ve ismini İstanbul Beykoz’da bir caddeye verildi.Gemide dedesi bulunan Hayriye Savaşçıoğlu konuyla ilgilenerek belgesel film hazırladı. 

 
Toplam blog
: 85
: 54
Kayıt tarihi
: 25.07.20
 
 

herkese iyi günler dilerim,Isparta doğumluyum,  emekli öğretmenim.TDF Dağcılık eğitimi aldım.Doğayı..