Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '17

 
Kategori
İlişkiler
 

Yardan Gelendir Hoş Gelen

Yardan Gelendir Hoş Gelen
 

Gül gelir, şükredersin; diken gelir, sabredersin. Sen göndereni unutma... Gülü de, dikeni de sanadır; sen yeter ki tutmasını bil...

Dünya denen kazana girdik, üzerimize atılanlarla karışıp pişiyoruz bir şekilde. Dert, bela, sıkıntı giriyor bir yandan; öyle kavruluyoruz. Kavruldukça daha da lezzet geliyor aslında üzerimize. Ateş odunu yiyip bitiriyor kazanın altında; ancak sönmüyor hiç, yenilerinin atılmasıyla. Pişme eylemi hep devam ediyor; ta ki kazana atan ''tamam'' diyene kadar.

Öyle anlar oluyor ki, dayanamayacak hale geliyoruz; bitmeyecek gibi hissediyoruz. Durumun derininde insan ve insana bağlı olaylar yatıyor. Dolayısıyla, insanlardan duyduğumuz sıkıntılar, olumsuzluklar başı çekiyor. Maneviyatımıza huzursuzluk veren, taleplerimize istinaden engel teşkil eden, hoşgörü sınırlarımız dışında tavırlar takınan insanlar bizi bu serzenişe intikal ettiriyor.

Öyle anlar da oluyor ki, hiç bitmesin istiyoruz. Durumun özünde yine insan ve insana bağlı olaylar vardır. Bize hakikat penceresinin önündeki perdeyi aralatan, güzel bakmayı, güzel görmeyi öğreten; sesinde güven, dilinde tat, dilinden dökülenlerde huzur bulunan, her şeyin gelip geçici olduğunu hatırlatan insanlar da birlikte geçirilen zamanın hiç bitmemesini temenni ettiriyor.

......................................................................................................................................

Bahsi geçen doğru ve yanlış insanlar hayatımızda hep vardır. Güzellikler doğru insandan, fenalıklar yanlış insandan geliyor, değil mi? Doğru insanı yüceltirken, yanlış insanı yerden yere vuruyoruz, değil mi?

Görünen bu yönde.

Ancak, görünmeyeni görebilmekte asıl hikmet... Doğru da, yanlış da bize birer hediyedir, göndereni bildikten sonra. Şükür ve sabır imtihanıyla güzelleştirmek istiyordur bizi yaratan... 

Gelmişiz pişmek için dünyaya; tabi ki iyiyle de, kötüyle de sınanacağız. Ancak, fani dünyada baki kalacakmış gibi dünyanın; yani, geçici olanın dertlerine gömülmüş, sürekli diğerleriyle yarış halindeyiz. Gerek var mı bunlara? 

Dünya denen misafirhaneye geldik; çok kalmayacağız. Peki, neden valizi açıp dolapları tıklım tıklım dolduruyoruz? Gerek var mı gerçekten?

 

O'ndan geldik, yine O'na döneceğiz. Valizi boşaltmayalım dostlar. Diğerleri de bizler gibi misafir gelmiş; bırakın başkalarının meziyetini. Dünya hancı, biz yolcu... Biz misafire değil, misafiri gönderene bakalım. 

Gül de O'nun hediyesi, diken de...

 

 

 
Toplam blog
: 70
: 689
Kayıt tarihi
: 08.10.14
 
 

YTÜ, Kimya Yüksek Mühendisi... Kağıtlar yetmiyor yazmaya... "Daha bitmedi! ..