Yardım ve yardımlaşma

Yeni öğrendim.
Deniz Feneri; kamu yararına çalışan ve izin almadan yardım toplayan dernek statüsüne alınmış.
Şimdi buraya yapılan tüm bağışlar vergiden düşüyormuş.
Hal böyle olunca da;
Yandaş iş adamları birilerine yaranmak, hatta birbirlerine şirin gözükmek adına...
Dönmekte olan çarklarına çomak sokulmaması için vergi dairesi yerine Deniz Feneri Derneğine bağışta bulunuyormuş.
Yanisi;
Deniz Feneri Derneği; Deniz Feneri Vergi Dairesi olmuş.
Devlete vergi yok...
 
Yazıklar olsun.
Cahilliğime verin.
Dedim ya; yeni öğrendim diye...
Bir kez daha yazıklar olsun...
 
Bu derneğe, "pardon" Deniz Feneri Vergi Dairesine destek verenler...
Geleceğe ışık(?)
Günah/sevap hesaplarında da;
Kendi dualarına ilaveten;
Hiç bilmedikleri dillerde yapılan duaların sahibi olacaklarmış...
 
Günün sözü:
Bu kadar cahillik; ancak 'bu kadar' eğitimle olur...
 
Devam edelim:
 
Devletin vergi dairesine kuruşu nasip olmamak...
"Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır" diyememek ne acı...
Hele hele...
"Mehmetçik Vakfı"nın "Deniz Feneri" kadar olamayışı, kabul edilmeyişi...
 
Bu yazım:
Kıldan, tüyden dem vurup; kendisine yetimin hakkını savunma görüntüsü (Süsü) verenlere armağan olsun...
 
* * * * * *
Şimdiki konumuz da yardım içerikli olsun istedim.
İstedim ama siz yukarıdaki konuyla sakın mukayese etmeyin.
Bu konu, o konunun yanında; attan inip eşeğe binmek gibi bir şey...
 
Hani bir şehrin sıradan bir pasajında ya da mahallenin, olmadı sokağın bir kenarında;
Tabelasında "... yardım ve/veya yardımlaşma derneği" yazan yerler olur.
Buraları bir giriş, bilemedin bir giriş + bir odalık yerlerdir...
Bir masa, masa üstünde bir  telefon, bir blok not, kalemlik ve "olmazsa olmaz" dernek başkanının isminden oluşan isimlik.
Hemen yanda toplama bir bilgisayar. Etrafa serpiştirilmiş bir kaç sandalye...
Personel mi?
Genellikle, "Yardım toplayana da, yardım edebilirsiniz" görüntüsündedirler.
Ve varsa; hemen hepsinin gönüllü olduğu söylenir.
Veya asgari ücretin üçte birini aldığı...
Budur.
 
Belirli ve de özel günleri iple çekerler.
"Ramazan ayı" ve "Kurban Bayramı" gibi...
Senede üç/beş ramazan ve bir o kadar kurban bayramı olsa mahsuru olmaz.
Memnuniyetle...
 
İcraata gelelim:
Şehrin önde gelenleri (Tercihen zenginleri, eski ve yeni politikacıları, hevesliler) portföylerindedir.
Aranır, duygu ve düşünceler paylaşılır.
İlla ki; "okey" diyen sponsorlar çıkacaktır.
Çıkar.
Uygun günde karar kılınarak; davetiyeler bastırılır, dağıtılır.
- Misal:
"... Derneğimizin düzenlediği iftara teşriflerinizden onur duyacağız" denir.
Ulusal basın ilgilenmez ama yerelde gereğinden fazla fotoyla kendine yer bulur.
Birinci aşama başarıyla tamamlanmıştır.
 
İkinci ve son aşamada ise:
İyiliksever sponsorların ayrıca vermiş olduğu ayni ve nakdi yardımlar pay edilir.
Önceden belirlenen ihtiyaç sahiplerine verilir.
Tamamen toplumsal dayanışma adına, tamamen duygusal olarak(!)
 
Not:
Burada yetişip gelişim gösterenlerin; yazımın birinci bölümündeki özelliğe sahip yerlerden iş teklifleri alma olasılıkları yüksektir(!)