Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '06

 
Kategori
Ramazan
 

Yardımı karşılıksız yapabiliyor muyuz?

Yardımı karşılıksız yapabiliyor muyuz?
 

Sadece insanlık görevini yerine getirmek amacıyla, bir ihtiyaç sahibine yardım edip, onun sorununu çözmek kadar, dünyada insana huzur ve mutluluk veren başka bir şey yoktur. Dinî literatürde buna, Allah rızası için yapılan iş, denmektedir.

Yani hayır, Allah'ın dışında herhangi bir kimsenin, bir kuruluşun gözüne girmek, ona yağ çekmek, ondan bir çıkar beklemek gibi hiçbir maddi menfaat gözetmeden yapılmalıdır. Böyle yapılırsa, Tanrı katında mutlaka ödüllendirilecek bir davranış olur.

Çoğumuz böyle bir iyilik, böyle bir yardım yapmayı yürekten istediğimiz halde, maddi durumumuz elvermediği için yapamıyoruz. Maddi durumu iyi olanlardan elbette böylesine bir samimiyet içinde fakirlere kucak açmış hayır sahipleri var. Ancak yaptığı hayrı duyurmak, reklamını yapmak, bununla bir yerlere mesaj vermek isteyenler de az değil.

Bu niyetle yapılan bir yardımın ve iyiliğin karşılığı dünyada alındığına göre, artık ondan manevî bir gelir beklemek sözkonusu olmadığı gibi, manevi bir tatmin de beklenemez.

İnsan onuru, her şeyin üstünde gelen bir değerdir. Hayatın merkezi insandır. Dinin merkezi de insandır. O yüzden insanı incitmek çok tehlikeli bir davranıştır.

Muhtaç olan insanların da bir onuru bir şerefi vardır. Kimse " veren el " olmak varken, " alan el " olmayı tercih etmez. Ama şartlar bunu zorunlu kılabilir. Bu takdirde yapılan yardımın alenen ortalığa dökülmemesi, yardım sahibinin kendini belli etmemesi, muhtaçların kendisini, filanın yardımıyla ayakta kalabilen kişi gibi görmemesi gerekir.

Gizli yapılan yardımlarda, kimsenin kimseye boyun eğmesine, minnet duymasına gerek kalmaz. Gerektiğinde yardımı alan kişi, yardım edenle aynı zamanda ve mekânda yer, içer, eğlenir, insan olmanın tadını çıkarabilir. Aksi takdirde böyle bir şey mümkün mü?

Dinin üzerinde ısrarla durduğu adalet kavramı ve eşitlik ilkesi, kimsenin kimseye karşı kendini borçlu hissetmemesi, kulun kula kulluk etmemesi esasına dayanır.

Bayramda bir çocuğu giydirip sevindiren bir kimsenin, çocuğun bu sevincini belli etmesi karşısında, onu mahcup edecek hiçbir davranışta bulunmaması gerektiği gibi, etraftakilerin bunun bir hediye olduğunu belirtmeleri durumunda da, "Ne güzel, Allah bu iyilikleri yapanlardan razı olsun, keşke imkânımız olsa da biz de böyle şeyler yapabilsek" diyerek kendini deşifre etmeden iyiliği ve iyilik yapanları teşvik edici sözler söylemesi lazımdır.

İnsanın insana üstünlüğü olmadığı gerçeğinden hareketle, imkânlarımız ölçüsünde yardımlarımızı gizli ve sadece insan olduğumuz için, Allah rızası için yaparsak, toplumun kenetlenmesine, fakir zengin herkesin birbiriyle kaynaşmasına ve mutlu bir toplum oluşmasına katkıda bulunmuş oluruz.

Yoksa sadece ego tatminine yönelik yapılan işler, ancak daha büyük tatminsizliklerin ve ruhsal bozuklukların habercisidir. Olsa olsa insana mutluluk yerine mutsuzluk, huzur yerine huzursuzluk getirir.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..