Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '09

 
Kategori
Siyaset
 

Yargı bağımsızlığı… [ve yine] Yargı bağımsızlığı!...

Yargı bağımsızlığı… [ve yine] Yargı bağımsızlığı!...
 

Türkiye’yi bölmek ve ele geçirme stratejisinin içindeyseniz, Türkiye’yi savunan güçleri karşınıza alacak ve bunları yıpratmayı [ve hatta yıkmayı] temel hedef yapacaksınız…

Bu politika kendi içinde tutarlı ve doğru bir politikadır.

Ama, “onlar” için bu böyledir.

Bizler için ise, bu politikanın tam tersi geçerlidir; doğrudur ve tutarlıdır…

Türk Silahlı Kuvvetleri bu ülkenin rejimini, sınırlarını ve Atatürk ilkelerinin en sağlam bekçisidir.

Türk silahlı Kuvvetleri, üniter devletin [Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün], Cumhuriyetin, devrimlerin, sosyal hukuk devletinin ve demokrasinin teminatıdır.

Ve bütün bu nedenler yüzündendir ki, bu gün ordu, belirli çevrelerin boy hedefi haline getirilmiştir.

Üniter devlet ile silahlı çatışma içinde olan PKK ordunun karşısındadır.

Cumhuriyetin değerleri ile sorunu olanlar ordunun karşısındadır.

Atatürk devrimleri ile uzlaşmaz çelişki içinde olan hedef ve stratejilerin sahipleri Ordu’nun karşısındadır.

Sosyal hukuk devleti ilkesinin karşısında global sermaye ile ortaklık ilişkileri içinde olan kesimler Ordu’nun karşısındadır.

Ve demokrasiyi sadece kendi amaçlarına varmak için bir vasıta olarak gören ve bu yönde kullanan kesimler Ordu’nun karşısındadır.

Bu türden saflaşmalar ve ortak “düşman” karşısında güçlerini bir arada toplama stratejisi, “eşyanın tabiatı” gereğidir; doğaldır; ve kendi içinde tutarlı bir oluşumdur.

Ama, sözünü ettiğimiz bu değer ve ilkeleri… Ve dolayısı da bu ülkeyi savunmak durumunda olan güçler, görebildiğimiz kadarı ile, dağınık, neredeyse örgütsüz ve yurttaş olma sorumluluklarını yeteri derece üstlenmiş değildirler…

Örnek mi istiyorsunuz?..

Buyurun…

Önemli bir süredir Türk Silahlı Kuvvetleri üzerine sistemli bir “çullanma” hareketi gündeme sokulmuştur…

Yargı cephesinde, medya arenasında ve pervasızca girişilen provokasyonlar aracılığı ile halkın bir numaralı güven kaynağı ve teminatı olan bu saygın kurum çökertilmek istenmektedir.

Peki nerededir Atatürkçü aydınlar?..

Nerededir toplumsal muhalefetin temsil etme konumunda olan Cumhuriyet Halk Partisi?..

Nerededir gerçek hukuk adamları?

Ve nerededir medyanın aydınlık yüzü?..

Nerededirler?..

Yargı bağımsızlığını tümü ile ortadan kaldıran girişimler büyük bir pervasızlıkla gündemin ortasını işgal ederken, yargı bağımsızlığı ilkesi dayanak yapılarak, bağımsız bir Anayasal kurum olan Askeri Yargı’yı budama çalışmaları bütün hızı ile sürürken… Nerededirler?..

Türkiye’de,

    <ı>Hâkimler ve savcılar, idari görev ve yetkileri bakımından Adalet Bakanlığı’na bağlıdır. <ı>Yargıyı düzenleyen temel kurum olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, kendi bütçe ve yazmanlığına sahip değildir. <ı>Bu kurumun çalışma mekânı, hâlâ Adalet Bakanlığı binası içindedir. <ı>Hâkim ve savcıların performansını değerlendirecek adli müfettişler, Yüksek Kurul’a değil, Adalet Bakanlığı’na bağlıdırlar. <ı>Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarı, kurulun oy hakkına sahip yedi üyesinden ikisidir. <ı>Hükümet temsilcisinin kurulun üyesi olması, siyasi otoritenin, hâkimlerin kararlarını ve mesleki geleceklerini etkileme olasılığı apaçık bir gerçektir…

Yargı bağımsızlığı ilkesini kökünden silip süpüren bu hüküm ve uygulamalar sistemimiz içinde kök salmışken, yargı bağımsızlığını gerekçe göstererek Askeri Yargı’nın yetki ve görev alanın daraltılması her türlü inandırıcılıktan yoksun, sistemli bir girişimdir…

Ve girişim karşısında, hukuk devletini bu ülkede gerçek anlamda tesisini talep eden güçleri bulmak ve hatta oluşturmak zorundadır…

http://www.soruyusormak.com/

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..