Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '10

 
Kategori
Hukuk
 

Yargıdaki zafiyet...

Yargıdaki zafiyet...
 

AYRGI


YARGI SORUNU

Anayasa değişikliğinin referanduma gidilmesi halinde yapılan anketler doğruysa, yaklaşık % 50-60 gibi bir “EVET” oyu var. Kamuoyundan daha çok destek alınabilmesi için, vatandaşı birebir ilgilendiren önemli bir nokta var ki, bunun yapılması halinde bu oran çok daha yukarılara çıkacaktır. Bu, her açıdan çok daha iyi olacaktır.

Bir örnek vereyim: 1991 yılında, İzmir’de katıldığım bir seminerde, hukukçu olan seminer hocamıza şunu sordum: “ hocam, komşumuz olan iki kardeş, bir koyun sebebiyle mahkemelik olmuşlardı. Bu dava tam 20 yıl sürmüştü. Kardeşlerden biri ölünce diğer kardeş ise davayı bıraktı. Yani dava sonuçlanamadan öylece yüzüstü kaldı. Hukukta buna ne ad verilir bilemem. Çok basit bile olsa vatandaşın davası çok uzun sürüyor. Bunun sebebi nedir?"

İlk defa o zaman benim duyduğum ve söylediğine göre, bütün hukukçuların da bildiği bir hikâye varmış, onu anlattı.


“Hâkimin birinin çocuğu okumuş ve babası gibi hâkim olmuş. Olmuş ve babası emekli olduktan sonra da onun yerine atanmış. Oğul hâkim eski dosyaları gözden geçirmiş. Bir bakmış ki; kendisi doğmadan önceki davalar bile, bütün delillerin toplanmış olmasına rağmen karar verilmesi gerekirken hala sonuçlandırılmamış. Böyle yüzlerce dava dosyası var. Bu dosyaların hepsini karara bağlamış. Babasının yanına gittiğinde ise babasına bunu sormuş; “baba, senin dönemindeki o eski davaları karar verilmesi gerekirken neden sonuçlandırmamış ve bugüne kadar bekletmişsiniz?" Baba telaşla oğluna sormuş: “sen ne yaptın, sen, o dosyaları karara bağlayıp sonuçlandırdın mı yoksa?” demiş. Oğul “evet” demiş. Baba; “iyi halt ettin, o dosyalar olmasaydı ben seni nasıl okutabilirdim ve sen şimdi nasıl hakim olabilirdin?!”...demiş.

Bizzat yaşadığım başka bir olay: Birkaç yıl önce ilçemiz adliyesindeki memurlar bana; “Adliyede neredeyse eski dava dosyası kalmadı. Taa 1965 yıllarından kalan eski bütün dosyaların çoğunu sonuçlandırdı” dediler. İlçemize nasip olan bu hâkim ile bir keşfe giderken bu konuyu kendisine de sordum. Bana; “evet, onca eski dava dosyası var ve toplanması gereken bütün deliller, bilgi ve belgeler toplanmış olmasına rağmen hala karar verilmemiş. Karar verilsin de vatandaş ne yapacağını bilsin” dedi.

Vatandaş haksızlığa uğradığını düşündüğünde işte bu yüzden mahkemeye gitmeyi yani devlete gitmeyi düşünmüyor. Hukuka başvuramuyor. Çünkü, ne zaman sonuçlanaca ve ne kadar süreceği belli değildi. “Kim uğraşacak ve ne zaman sonuçlanacak” diyor. Bu sebeple, yargıyı kendisi yapıp, cezayı kendisi kesiyor. İşte bildik cinayetler vs…

Sorun belli ise çözümü de kolaydır. İşte yapılması gereken budur.
Şimdi burada yapılması gereken iki nokta vardır:

1. davalar böyle çok uzun sürmemelidir. Hele bugünkü teknoloji ve çok iyi seviyelere ulaşmış hukukçular varken davalar çok erken sonuçlanabilir.

Herkesin bildiği gibi: “ geç kalmış adalet, adalet değildir.”

2. bazı basit sorunlar var ki, çok daha erken ve basit yoldan sonuçlandırılabilir. 2x2 =4 eder gibi bilinen sorunlar var…

Bu aynı zamanda, toplumda barışı ve sükûneti de sağlayacaktır. Vatandaş daha çağdaş olacaktır. Daha katılımcı olacaktır. Daha duyarlı olacaktır. Vatandaş işte o zaman daha medeni olacak ve silahı eline alıp kiminin topuğuna ve kiminin ise başına sıkmayacaktır.

İşte bu konu ele alınırsa Türk yargı sitemi çağ atlayacaktır ve referandum çok yüksek oranlarla kabul edilecektir.

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..