Yargılamak haddime mi düşer

Sosyal ağlarda bir çılgınlıktır gidiyor: Duvar yazıları o anki ruh halinize hitap eden resimli veya resimsiz alıyorsunuz Google dan yapıştırıveriyorsunuz. Sizin sayfanızı ziyaret edenlerde o günkü ruh halinizi bulutlu mu, güneşli mi, yoksa fırtınalı mısın anlayıveriyorlar. Zaten bizde o yüzden durumumuzu cümle alem öğrensin diye uygun sözleri bulup yapıştırıyoruz.

Sen şimdi yapmıyor musun? diyebilirsiniz. Olur, mu efendim kambersiz düğün o sosyal ağlarda bende varım. Duygularıma hitap edenleri bende alıp şap diye yapıştırıyorum. Bazen de kızım sana söylüyor gelinim sen anla hallerinde oluyorum.  Ne kız anlıyor ne gelin. Geçende birinin kapak fotoğraflarında gördüm. Kapak yapmış zavallı, neymiş efendim onu yargılamadan önce onun yaşadıklarını yaşayacak, onun geçtiği yollardan geçecekmişsiniz ondan sonra yargılanacakmış hatun kişi. Eeee doğrudur. Söylediği ama kimse kimseyi yargılayamaz. Sadece sorgularız, verdiğimiz cevaplar bizi aklayacak türden olacaktır. Aksi düşünülemez değil mi? Peki insanoğlu bu dünyadaki sorgudan yargılanmadan çıktı. Acaba ilahi adaletin önünde de benim yaşadıklarımı yaşa geçtiğim yollardan geç ondan sonra yargıla benimi diyeceksiniz.

Herkes hayatında birtakım olaylar yaşar, bu yaptıklarına mazeret olamaz. Ben bunu yaptım nedeni var diyemeyiz. Bizim yaşadıklarımız bizim imtihanımızdır. Her güçlük ve sıkıntıda yanlış yola gireceksek ve yaptıklarımıza kılıf uyduracaksak sınıfta kaldığımız garantidir. Sanırım yargıladığımı düşünmüş olmalı ki kapak yapmış. Bende kapak olsun diye bu yazıyı ona ithaf en yazdım. Yargılamak benim haddime düşmez, sen ilahi adaletin önünde yargılanacaksın zaman söyle benim geçtiğim yollardan geç diye. Allah bana akıl ve fikir vermişse yaşadığım her sıkıntı ve güçlükte ben o aklımı kullanıp yanlış yapmamaya dikkat ederim. Çünkü senin geçtiğin yollardan geçecek olursam kimsenin hele çocuklarımın yüzüne asla bakamam. Sen çocuğuna da bakarsın, eşinin yüzüne de bakarsın. İşte yüzden yüze fark var. Bilmem anlatabildim mi?