- Kategori
- Edebiyat
- Okunma Sayısı
- 256
Yarım Asır.

Geçen yılları mı eskittim, yoksa ben mi yıllandım ?
Zamana meydan okurken,
O mu bana insaflı davrandı , yoksa ben mi onu doğru kullandım?
Hayata tutunan ben miydim , düşmemem için elimden tutan hayat mıydı?
Yaşayarak öğrendiklerim tesadüf müydü, tesadüfler yaşamın içinde zaten var mıydı?
Düşe, kalka, kan revan içinde yol almayı seçtim,
Yaralar kapansa da izleri kaldı.
Vefayı sadık zannederek sayfa yaptım,
Dostluğu dürüsttür diye kalem,
Sayfalar zamana dayanamadı sararıp düştü,
Kalem yazamayınca terk edip gitti.
Sevda uzun yolculuğa çıkarken el salladı gülerek,
Mutluluk göz kırptı -bul beni- diyerek.
Peşinden koştum dönmedi,
Aradım -sevdanın peşindeydi.-
Yarım asır geçti,
Sayfaları kopmuş bir defter,
Yazmayan bir kalem,
Dönmeyen bir yolcu,
Saklandığı yerden çıkmayan bir umut..
Yoruldum yıldızları saymaktan,
El sallayacağım geceye..
25.7.2008
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

O umut hep saklı kalsın bence. Onun varlığını bilmek, yaşam sevincidir bir yerde... Sonra, yok öyle yorulmak! Elli yaş nedir ki? :))) Ben hiç üzerime alınıyor muyum?!! Daha yaşayacak çok güzel günlerimiz olacak. Sevgiyle,sağlıkla,mutlulukla...
Melek Koç 25.07.2008 12:44- Cevap :
- Harikasın sevgili Melek. Elli yaşı üzerime alınmıyorum da muhasebesini yaptığımda eksi bakiye verdiğini fark ettim.:)))) Umut hep varolsun hepimiz için. Teşekkür ederim. Sevgilerimle.. 25.07.2008 13:51