Yarın bayram, dertlere mola...

Aksilik ya bu, tüm olumsuzluklar üst, üste geldi/geliyor. Kriz, küresel ısınma, yerel sorunlar; etnik ve inanç farklılığına yaklaşım vs.

Hem dünyada, hem de ülkemizde buhranlardan kaynaklanan sıkıntı, gerilim ve didişmeler bir türlü dinmek bilmiyorlar...

Bu nedenle aylardır, topyekûn gündemdeki sorunları konuşup, tartışarak zamanı geçirmeye çalıştık.

Her şeye rağmen, çözüm noktasında fazla bir mesafe alındığı da söylenemez. Çünkü gün geçtikçe işler daha da sarpa sarmakta...

Gelişmeler, iyimserlikten karamsarlığa doğru bir yönelişin devam ettiği işaretini vermekte...

Dahası, kötüye yönelişi pekiştiren olaylar dinmek bilmiyor. Sıkıntıların biri bitmeden öteki başlıyor.

Şimdi de Domuz Gribi ortaya çıktı.

İlaçların ithalinden tutun da aşının yapılmasına kadar, birçok konuda tartışma ve sıkıntılar yaşandı/yaşanmakta.

İşlerin ters gitmesinde ve aksiliklerin ortaya çıkmasında tek başına birini veya bir kurumu sorumlu tutmak, haksızlık olur.

Ancak önemli bir gerçeği de görmekte fayda var...

Sorunlar ortaya çıktığında, sanki hükümet; çözümden ziyade sorunun parçası olmayı yeğliyor.

Hatırlarsanız, ekonomik kriz baş gösterdiğinde, başbakan çıkıp ne demişti?

‘Kriz, bizi etkilemez, ne krizi; dünyayı sarsan bu ekonomik bunalım bizim için bir fırsattır.’ dememiş miydi?

Ama ne oldu? Maalesef kriz bizi etkiledi, hem de derinden...

İlgililer; benzeri tavırlarını ısrarla, demokratik açılımlarda da sürdürdüler...

Asırlardır toplumda kangrene dönüşmüş etnik ayrımcılık ve inanç farklılığı konularını bir açılım paketiyle gündeme getirdiler.

Ancak yasal zemin eksikliği, öngörüsüz girişimler ve muhalefetin olumsuz çabaları birlikte, açılım paketini heba etmeye yetti.

Olanlar sayesinde ülkedeki ayrımcılık ve ötekileştirme süreci durmak yerine, hızlandı.

Son örneklerini maçlarda (Diyarbakır-Bursa) ve DTP’nin İzmir gezisinde, yaşanan toplumsal olaylarda gördük.

Bu arada yapılan talihsiz açıklamalar neticesinde, bilmeyerek de olsa, alevi vatandaşlar rencide edildiler.

Onca karmaşa ve krizin yaşandığı bir zamanda, yarın hep birlikte Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz.

Birkaç günlüğüne de olsa, belki gündemin can sıkıcı gelişmelerinden uzak kalacağız. Yani ‘dertlere mola’ diyeceğiz.

Yerine, güzel hasletlerimizin gereği ziyaretlerde bulunacağız. Hal hatır sorup, karşılıklı sevgi ve saygı göstereceğiz.

Ziyaretlerde, sevgi ve saygıda çocuklar, hastalar ve yaşlılar öncelikli olacaklar...

Umarım, tüm bunlar bir nebze olsun yorgunluğumuzu ve sıkıntılarımızı gidermeye vesile olurlar...

Aynı beklenti ve dileklerle herkesin bayramını kutluyor, sağlık ve esenlikler diliyorum...