Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '13

 
Kategori
Futbol
 

Yarın kıyamet kopacak

Berber Mustafa, Fenerbahçe ve şike kelimelerini ilk kez yan yana duyduğunda, o sırada traş ettiği ve her seferinde futbol muhabbeti yaptığı Galatasaraylı müşterisi daha ona bir şey sormadan şöyle dedi: “yok ya, yapmamışlardır”; yüzünde endişe ve gülümseme karışımı bir ifadeyle.

Duydukları karşısında onun dudaklarından dökülen sadece bu üç kelimenin ardında elbette çok daha fazlası, bin bir düşünce ve aslında neredeyse bir hayat vardı. Kendini bildi bileli Fenerbahçeliydi Mustafa. Birçokları gibi daha bebek sayılabilecek yaşlarda Kadıköy’deki o büyük “ev” ile tanışmış, çocukluğunda mahalle maçlarında gol attığında hep “Cemil, Selçuk veya Şenol” diye bağırmış, çıraklığında ustasıyla en büyük tartışmalarını deplasman maçlarına gitme izni alma konusunda yaşamıştı. Gerçi bugün o sözünü tutamıyordu ama ustasının onun deplasmana gitmesine izin vermediği her hafta, kendine bir söz vermişti, bir gün kendi dükkânını açtığında her deplasmana gidecekti; gerekirse o gün dükkânı kapatarak.

Bugün de Mustafa, evindeki masa örtülerinde, çocukların üst başlarında, elinden geldiğince sarı ve lacivertin yan yana gelmesine dikkat edip, kırmızıya pek sıcak bakmadığı gibi karısını ikna edebilse bütün evi sarı laciverte boyardı. Fakat onun bu isteklerini nispeten gerçekleştirebildiği bir yer de yok değil; dükkânı. İçeri girer girmez, karşı duvarda kenarlarından tutturulup ortası aşağı sarkmış orta boy bir Fenerbahçe bayrağı, bayrağın etrafında irili ufaklı ve çoğu eski yıllara ait takım kartpostalları ve posterler göze çarpar onun dükkânında. Televizyon ve radyonun üzerindeki küçük çıkartmalar, dolaptaki şampiyonluk günlerinin gazeteleri ve biblo, anahtarlık gibi süs eşyaları hep Fenerbahçe ile ilgilidir. Ve tabi bir deliğinin etrafı sarı diğerininki lacivert kaplı makası…  

Bugün berber Mustafa’nın yaşadığı duygu işte tüm bunların; babasının elinden tutarak gittiği ilk maçtan, onun sarı lacivert makasına kadar sahip olduğu her güzelliği üzerine bir kat alçı çekilmesinden farksız. Daha önce de birçok kez üzülmüş, çok önemli maçlar, şampiyonluklar kaybetmiş, hatta haftalarca kendine gelemediği olmuştu ama bu kez durum hepsinden farkıydı. Zira söylenenler yenilir yutulur cinsten değil, yüz kızartıcıydı. Her yenilgi veya başarısızlıktan sonra söylenecek bir şeyleri olurdu fakat bu kez hiçbir kelime derdini anlatmaya yetmiyor, hiçbir düşünce onu teselli etmiyor, dolu almıyor, boş dolmuyor.

***

Fenerbahçe, tüm yaşananlardan sonra en basit ifadeyle 10 yıl geri gitti. Bu gerilemenin nedeni de şike davası kadar bu sürecin yönetilememesi. Zira iki yıldır Fenerbahçe yönetimi tarafından takip edilen “sadece inkâr” politikası ve TFF’nin de işgüzar tutumları, hastalığı tedavi etmek yerine büyüttü onun sonuçlarının çok daha yıpratıcı olmasına neden oldu.

Bugün yapılması gereken, ki aslında bu ne kadar önce yapılsa o kadar iyiydi, şike işi ile ilgili herkesin inisiyatif alıp adeta yarın kıyamet kopacakmışçasına hiçbir şeyden korkmadan bildiği her şeyi anlatması; eğrisi ve doğrusuyla. Bu, yöneticilerin boynunun borcu ve berber Mustafa’nın da hem ihtiyacı hem de hakkı. Suya sabuna dokunmayan her tutum ve tedaviden uzak sahip olunan her “umut” işkenceyi uzatmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Ve ne yazık ki, yanıt verilmesi gereken o kadar çok soru var ki! Şikenin kimlerle ve nasıl yapıldığı, ilk CAS davası, ülke menfaatleri, Fenerbahçe’nin ilk sene neden ceza almadığı veya neden Avrupa’ya gönderilmediği…  

***

Bugün gelinen noktada, nedeni ister gerçek bir şike isterse tamamen komplo olsun berber Mustafa’nın boynu bükük ve o bunu hiç ama hiç hak etmedi. Artık atılacak her adımda öncelik yine seneleri feda ederek sorunu derinleştirmek değil sadece onun bu bükülen boynunu kaldırmak, ondan özür dilemek olmalı; gerekirse her şeye sıfırdan başlayarak.

 

can.nizamoglu@gmail.com

twitter:_acn_              

 

 

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..