Yarın Kutlu Bir Gün

<ı>“Bayanlar, Baylar,

<ı>Bizim dünyamız topraktan, sudan ve havadan oluşmuştur. Hayatın da temel unsurları bunlar değil midir?
Bu unsurlardan birinin eksikliği, yalnız eksikliği değil sadece bozukluğu, hayatı olanaksız kılar.

<ı>Hayatı, hele ulusal hayatı seven, onu korumak isteyen; yurdunun topraklarına, denizlerine olduğu gibi, havasına da ilgisini her gün biraz daha çoğaltmalıdır.

<ı>Bu ilgi, saydığım hayat organlarına egemenlikle olur.

<ı>Tabiat insanları türetti, onları kendine taptırdı da. Ancak, insanların dünyada yaşayabilmeleri için, onların tabiata egemenliğini de şart kıldı. Tabiata egemen olmasını bilemeyen yaratıklar varlıklarını koruyamamalardır.

<ı>Tabiat, onları kendi unsurları içinde ezmekten, boğmaktan, yok etmekten ve ettirmekten, asla çekinmemiştir.

<ı>Türk, bu büyük gerçeği ezelden tanımak yeteneğini göstererek, kapsamlı bir kararlılıkla, toprağı ve onun türlü ürünlerini insanlığa verimli kılmış; büyük denizlerde göğüslemedik dalgalar bırakmayarak, insanlığa refah veren kültür yolları açmıştır.

<ı>Ancak, yaşadığımız bu çağda artık insanlar yalnız karada ve denizde kalmadılar. Tabiatın hava varlığının da içine daldılar.

<ı>Hayat için, havayı yalnız solumanın yeter olmadığı anlaşıldı. Gerek ve gerçek olan, hava egemenliği olduğu açık olarak ortaya çıktı.

<ı>Bütün ulusların büyük kararlılıkla üzerinde çalıştıkları bu cephede, Türk ulusu da kuşkusuz yerini almalıydı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti kara ordumuzun yanında donanmamızı kurarken, hava filolarımızı da en son hava araçları ile düzenlemekten geri kalmadı.

<ı>Kendileriyle onur duyduğumuz hava subaylarımız ve komutanlarımız da yetişmiş bulunuyorlar.

<ı>Pilotlarımız, her zaman ve her durumda, ulusun yüzünü ağartacak yüksek değerdedirler.

<ı>Lakin arkadaşlar; bu kadarını yeter görmek doğru olamazdı. Hava işine, onun bütün dünyada aldığı önem derecesine göre genişlik vermek lazımdı.

Bunu göz önünde tutan Cumhuriyet Hükümeti; havacılığı, bütün ulusun işi yapmak kararında idi.

<ı>Türk; yurdun dağlarında, ormanlarında, ovalarında, denizlerinde, her bucağında, nasıl bir bilgi ve kendine güvenle yürüyor, dolaşıyorsa, yurdun havasında da aynı surette dolaşabilmelidir.

<ı>Bu ise, Türk'ü, çocukluğundan, vatan kuşları ile, vatan havası içinde yarışa alıştırmakla başlar.

<ı>İşte bugün burada bizi toplayan sebep, o kutsal işe başlama ayinidir.

<ı>Havacılık çalışmalarına ciddî sarılmalarından dolayı, Hükümete, Genelkurmay Başkanı Sayın Mareşal'a (Fevzi ÇAKMAK) ve Türkiye Hava Kurumu Başkanı değerli arkadaşım Fuad'a burada özel minnetlerimi sunarım...

<ı>Türk çocuğu, Her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek düzeyde, gökte seni bekleyen yerini, az zamanda, dolduracaksın.

<ı>Bundan, gerçek dostlarımız sevinecek, Türk ulusu mutlu olacaktır."

Bu sözlerle açıyordu Türkkuşu’nu Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk.

Gök Kızı, Atatürk Kızı, Türk Kızı Dünyanın İlk Kadın Savaş Pilotu Sabiha Gökçen’de anılarında;

“3 Mayıs 1935 günü sabahı Atatürk, çok erken kalkmış, banyosunu yapmış, çok sevdiği külot pantolonlu spor elbisesini giymiş, kasketini de alarak karşıma gelmişti. Her tarafından mutluluk akıyordu. Son derece şıktı bu kıyafetiyle.

— Haydi bakalım Gökçen, gidiyoruz. Bu gün bizim için bir bayram günüdür. Hem de ileride çok öğüneceğimiz bir kuruluşun açılışını yapacağımız bir bayram. Türk Hava Kurumu'na bağlı olarak Türkkuşu'nu açıyoruz. Orada binlerce, yüz binlerce havacı genç yetiştireceğiz. Zehra'yı al, birlikte gelin..."* Sözleri ile anlatıyordu. Bu kutlu günü…

Yarın 3 Mayıs 2008, Türkkuşu’nun 73. Kuruluş Yıldönümü. Tüm Ulusumuza kutlu olsun.

Türk Hava Kurumu’nun 83., Türkkuşu’nun 73. Kuruluş Yıldönümü’nü törenlerle, havacılık gösterileri ile kutlayacağız. Güzel yurdumuzun dört bir yanından gelecek konuklarımızla, Cumhuriyet değerlerine bağlı, THK dostları ve gökyüzü sevdalıları ile birlikte olacağız. Hepinizi bekliyoruz.

Türk Hava Kurumu Genel Merkezi önünden ( Atatürk Bulvarı No: 33 Opera ) saat, 09:00’dan başlayarak Türkkuşu’na ücretsiz otobüsler kalkacak.

Günlerdir büyük bir coşkuyla hazırlandığımız bu törenleri kaçırmamanızı öneririm.

Yarıküremizde baharın doyumsuz yaşandığı Mayıs ayı biz havacılar ve Türk Hava Kurumcular için de çok özel anlamı olan bir aydır. Mayıs ayı yaklaşınca, uyanan doğa ile birlikte havacılık etkinliklerimizin başlaması, gurur kaynağımız Türkkuşu’nun kuruluş gününün bu aya rastlaması; bizleri daha bir coşkulu, daha bir hareketli kılar.

Bu yılda öyle oldu

THK Çankaya Şubesi olarak, daha çok etkinliğe katılmak, daha çok gencimizi havacılıkla tanıştırmak amacıyla, günün 24 saatini dolu dolu yaşıyoruz. Bir etkinlikten diğerine yetişebilmek için zamanla yarışırken, kuruluş kutlamaları hazırlıklarına katkı verebilmek için, özel yaşamımızı yok sayıyor, sevdiklerimizi de ihmal ediyoruz.

Yazmaktan ve yazılanları okumaktan büyük keyif aldığım Milliyet Blog sayfasına bile çok kısıtlı zamanlarda girebilmem, pek çok değerli yazarımızın yazılarını okuyabilmem de bu yüzden gerçekleşmiyor. Tüm okuma iştahımı dingin günlerimize erteliyorum. Dilerim bol bol okur ve yorumlar yazarım. MB’nin Sayın yazarlarından, Sevgili Kardeşim İzmir Mavilim, bu gün eski yazılarımdan 17’sine yorum yazmış. Kendisinden özür diliyorum. Yorumlarını, “yanıtsız” yayına vereceğim. Ama söz, ilk fırsatta yanıtta yazacağım.

30 Nisan Çarşamba günü, Bahçelievler İlköğretim Okulu öğrencileri ile birlikte olduk. “Dünyada Ve Türkiye’de Havacılık ve Türk Hava Kurumu” konulu konferansa çok sayıda gencimiz, geleceğin havacıları katıldı. Yaşadıkları, yaşattıkları çoşkuyu sizlerin de görmesini çok isterdim.

Aynı gün Polis Akademisi, Havacılık Kulübü Üyesi gençlerimizle birlikte olduk ve havacılık konusunda sohbet ettik. Geleceğimizin huzur ve güven teminatı olan Polis Akademisi öğrencilerinin havacılık sevgisi bu alana olan ilgileri ülkemizin geleceği ve Cumhuriyet Kazanımları konusunda bendeki tüm karamsar düşüncelerin silinmesine neden oldu.

Her iki etkinliğimizle ilgili fotoğrafları bu yazıma bağlı “galerim” de bulabilirsiniz.

Yangın Uçağı Kampanyamıza da değinmek istiyorum.

Üzülerek izliyorum ki, kampanyamızla ilgili pek çok spekülasyonlar yapılıyor. “atmanın sağlığa zararı olmaması” gerekçeli olarak rakamlar havada uçuşuyor.

Sözü çok uzatmak istemiyorum. Türk Hava Kurumu’nun bu kampanya ile almayı hedeflediği uçakların bir tanesinin bedeli; 2 - 4 milyon ABD doları kadardır. Kimi MB Yazarımızın vurguladığı bedellerle Yangın Uçağı Filoları kurulur.

Kampanyanın başladığı tarihten bu yana, gerek GSM operatörlerinin 3919 numaralı telefonlarına “Yangın” yazılarak atılan mesajlardan, gerek THK Şubelerine Yapılan bağışlardan ve gerekse bankalar aracılığı ile yapılan yardımlardan sağlanan bağışların toplamının; 171.517,45.-YTL’yi bulduğunu, 2009 yılı yangın sezonunda hem karadan hem de herhangi bir su rezervuarından su alma yeteneğine sahip (Amfibik) uçaklarımızın görev başında olacağını sizlere müjdelemek istiyorum.

Milliyet Blog’da sürdürdüğümüz Yangın Uçağı Kampanyamız yeni katılımlarla büyüdü. Bu katılımlar bize güç verdi, coşkumuzu artırdı. Yeni katılımlarla zenginleşen listemizi yayınlamak bana sevinç veriyor. İnanıyorum ki, bu katılımlar sizlerin ve harekete geçireceğiniz çevrenizin katkıları ile daha da büyüyecek.

TOPLAM 1.653,00.-YTL

*Atatürk’ün izinde bir ömür böyle geçti, Sabiha Gökçen, THK Yayınları, yayın No 2, s. 70.

unutmayın1: THK Yangın Uçağı alım kampanyası için, tüm operatörlerden yangın yazıp, 3919’a gönderin. Bedeli 6 YTL’dir. Ülkemize katkısı, yemyeşil ormanlar.

Unutmayın2: Bir Cumhuriyet Kurumu olan THK’na üye olun. Rejime ve Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmanın bir yolu da, rejimin ve Cumhuriyetin kurumlarına sahip çıkmaktır.