Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Yarın seçim olsa kim kazanır?

Yarın seçim olsa kim kazanır?
 

Türkiye'nin Yüksek Siyasetinde öne çıkan üç partinin genel başkanı


AK Parti tarafından kısa adı SİLO olan araştırma şirketine gerçekleştirilen yeni bir seçim anketlerine göre iktidar partisinin alabileceği oy oranında ilk olarak iniş başlamış. Türkiye Siyasal Durum Araştırması adı verilen araştırmada örneklem içerisine giren katılımcılara sorulan, ‘Bugün bir genel seçim yapılsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz’ sorusuna sırasıyla AKP %38.3, CHP %20.3, MHP %11.4 ve BDP %5.4 olarak cevap verilmiş.

Araştırmaya göre %21.9 oranındaki kararsızlar kitlesi oylarının bugünkü partilere paylaştırılması sonucunda AK Parti %49’luk oy oranı ile yine birinci parti olarak çıkıyor karşımıza. Diğer partilerin sıralaması ise değişmeden kalıyor. Buna göre seçmenlerin %26’sı CHP’ye %14.6’sı MHP’ye % 6.9’u ise BDP’ye oy verebilecek. Seçime katılacak diğer partilerin toplam oyları ise ancak %3.4 oranına ulaşabiliyor.

Öyle görülüyor ki AK Parti uyguylamalarının bir kaçının kamuoyundaki aynsıması %13 gibi bir oy yitimine yol açmıştır. Bilindiği gibi Ak Parti 2011 Genel seçimi ile bir önceki seçime göre % 3.17 oranında bir oy artışı kazanarak % 46.66’lık bir oranla seçimden üçüncü kez birinci parti olarak çıkmıştı.

Bence AKP elindeki iktidar gücü ile bu oy düşümünü yenmeye çalışacaktır.  Bu oy kaybının hangi nedenlere bağlı olduğunu irdelemek ise sanırım öncelikle AKP kurmaylarının işidir. Yarın bir kaç gündem ile AKP oylarında yeniden bir çıkış da yaşanabilir. Durum ne olur ise olsun iktidar ya da siyaset yolunda olmak inişi de yokuşu da göze almak demektir. Bu kaderi Merhum İNÖNÜ de DEMİREL de Merhum ECEVİT de Merhum ERBAKAN da Merhum ÖZAL da Sayın YILMAZ da Sayın ÇİLLER de yaşadı. Şimdi sırada Sayın ERDOĞAN var.

Biliyoruz ki Yüksek Siyasetteki iktidardan iniş olayı, eğer bir askeri darbe ya da iç savaş olma zise sırasıyla olur parasıyla değil... Ancak bilinen şu ki her iktidarın yaptığı her türlü maddi kazançları ile çıkartmış oldukları yasalar, yönetmelikler ve toplumda yaratmak istedikleri değişim tortuları yanlarına ‘kâr’ kalıyor. İktidar zırhı ile dokunulmazlık sıfatı öyle bir zırh ki onları giyenin sırtı bir daha yere gelmiyor. Öncelikle onlara yargı işlemiyor. Çevreleri ile birlikte fakirlik nedir bilmiyorlar.

Onlar öyle bir kişilik sergiliyorlar ki onları görenler ya siyaset batağından kurtuldu ya fesühanallah ya maşallah ya da yerin dibine batasın memleketi yedin bitirdin diyor. Bir de görülüyor ki onlar ne tövbe etmek ne hatalarını sıralamak ne de ben yaptım sen yapma türünden bir öğüt vermek gibi bir yola giriyorlar. Bildikleri tek şey kendi devr-i iktidarlarında ve kişisel çabalarında hep en doğru işlerin yapılmış olduğunu savunmaktır. Bu konularda o da ‘askeri darbeler’ konusundaki yürekli açıklamaları ile bir tek Sayın DEMİREL gereğini yapmıştır. Ondan başka siyasi açmazları açıklamak için gereğini yapan başka bir babayiğit var mı, ben duymadım. Eğer var ise onlara en içten saygılarımı sunarım.

Yıllar önce seçimi neden kaybettin diye sorduğumda bir siyasetçi bulunduğu ilçedeki belediye başkanının bazı yanlış işlerini, bir diğeri ülke sorunları için yapmış olduğu bir konuşmayı, bir diğeri ise kentte yükselişe geçmeye başlayan ayrılıkçı eğilimler ile terör saldırıları olduğunu açıklamıştı. Bu gelişmeler içerisinde milletvekillerinin genel merkezlerce belirlenen aday sıralamasının da etkisi olduğunu unutmayalım. Durum ne olur ise olsun söz konusu siyaset erbabı kimi konuşmalarında kendi partilerini eleştirseler bile çevrelerini saran kişilere karşı eski partilerini savunmaktan başka bir çıkar yol bulamıyorlar. Bir gün bir siyasetçiye, ‘Geri baktığınızda keşke şunları, şunları yapmasaydım dediğiniz durumlar var mı, diye sorduğumda, ‘Şimdi o konulara girmeyelim’ diyerek sohbeti bitirmiştik. Bu da siyasi eğilimlerin, ‘Ser verir, sır vermez’ türünden bir kaderi olsa gerek. 

Ülkemizde yaşanan seçme ve seçilme sorunu için son bir değerlendirme için şunu da söylemek isterim:

Ülkemizde kör topal geliştirilmeye çalışılan demokrasinin üzerinden AKP’nin yoğun çalışması ile ‘askeri darbe’ gölgesi kaldırılmış olsa bile kaynakları kurutulamayan terör saldırılarına bağlı olarak gelişen Silahlı Siyaset iktidar partisi kadar diğer partiler için de ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi bir etki yaratmaya devam edecektir.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..