Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yarışma

Yarışma
 

Televizyon, gönlümüzün sultanı. Evlerimizde baş köşenin sahibi. Öyle alışmışız, öyle şartlanmışız ki, her konuda ve her düşüncemizde televizyondan bir örnek geliyor aklımıza.

Yarışmalarla ilgili yazmayı düşününce de öyle oldu. Yıllardır televizyonlarda yarışma programları düzenleniyor. BBG, Kaynanalar, Benimle Evlenir misin? Gelinim Olur musun? İkinci Bahar, adını belki de doğru hatırlayamadığım ya da hiç hatırlayamadığım bir sürü yarışma…

Hepsinde ortak özellik; kavga, sevgisizlik, kıskançlık, hırs, kendini beğenip karşısındaki kişiyi aşağılama, parmak ısırtacak hainlikler…

Harcadığımız zamana yazık dedik. Ama yine de televizyonun başından kalkamadık. Kendimizce taraf tuttuk. “O haklı, bu haksız” diye hakemlik yaptık. Fakat olaylar öylesine büyüdü, öylesine çirkinleşti ki aklımız ermemeye başladı. Sonra dediler ki “yok, yok bu davranışları mahsus yapıyorlarmış reyting artsın diye. Hatta böyle yapmaları, böyle söylemeleri özellikle isteniyormuş. Ne kadar çok kavga eder, birileriyle çatışırsa izleyicilerin SMS’leri daha çok geliyormuş. Onun için iyi yönleri ile değil kavgacılıkla, terbiyesizlik boyutlarında davranışlarla üstünlük elde ediyorlarmış”

Bütün bunlar olurken ekran başında bziler sinir içinde kalıyorduk. Tansiyonlar çıkıyor. Bu kadarı da olmaz ki diye kendi kendimizi yiyorduk. Ama televizyon başından da kalkamıyorduk.

Yeni bir yarışma var. “Var mısın, Yok musun?” Ne kadar güzel, ne kadar sevecen ne kadar efendice…Yapımcısı başka yarışmalardan da tanıdığımız Acun Ilıcalı. Yarışma başladığı günden beri yükselen bir çizgisi var. Diğer programların önüne geçti. Akşam üstü saatlerinden, gece kuşağına alındı. Tatil günlerine, herkesin televizyon başında olduğu saatlere geçirildi.

Yarışmanın özelliği şans denemesi, soru sorulmuyor, bilgi yarışması yok, beceri göstermesi yok. Sadece birbirleri ile kaynaşan, kardeş gibi seven yirmi iki kişi var. Kura’da birinin ismi çıktığı zaman hem para kazanacak diye seviniyorlar, hem de aramızdan ayrılacak diye üzülüyorlar. Sevdikleri aralarından ayrılacak arkadaşları için en iyisini diliyorlar. Para ödülünün büyüğünü alsın diye çırpınıyorlar. Sevgisizlik yok, rekabet yok, kıskançlık yok.

Oh, nihayet insanca bir yarışma. Televizyonun karşısında rahatlıyorsunuz. Sizde evden bu güzelliğe iştirak ediyorsunuz.

Bu yarışmada rekabet yok. Yine de bu kadar olmasa bile rekabet olan yarışmalarda daha nazik daha sevecen olunabilir.

Uzun lafın kısası, sevgi, hoşgörü, sıcaklık, içtenlik, karşınızdaki kişiyi kendi yerinize koyma (empati) azalan bu duyguların bir an evvel tekrar kazanılması.

İnsanlığını unutmamaktan, sadece insanları sevmekten güzel ne var?Severek, sevilerek yaşamak çok güzel…

 
Toplam blog
: 28
: 625
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

Çok, çok, çok yıllar önce Ankara'da doğmuşum. İlk,Orta, Lise ve Yüksek Öğrenimimi,çalışma hayatımı, ..