Yaroslavl Lokomotif Buz Hokeyi Takımı

Detroit, Amerika Birleşik Devletleri'nin Michigan eyaletinin en büyük şehridir ve ismini de 'Boğaz', 'Su yolu' anlamlarındaki Fransızca 'détroit' sözcüğünden alır. Detroit, General Motors'un kuruluş yeri olması ve daha sonra kurulan otomobil firmalarından dolayı ayrıca 'Motor Şehir' olarak da anılır.  

General Motors denince de akla hemen General Electrics gelir. 1876 yılında, Thomas Edison'un kurduğu firma, asıl ününü elektrikli lokomotifler ve uçak motorları yaparak kazanmıştır.

Bu bölgeler Kanada'ya da komşu, kışları oldukça soğuk geçen, dolayısıyla da kış sporlarının yoğun ilgi gördüğü yerlerdir. Buz Hokeyi'ne de diğer sporlara kıyasla oldukça yüksek rağbet vardır buralarda.

Zaten aslında bu sporla ilgili kitaplarda, buz hokeyinin başlangıç yeri olarak da Kanada gösterilir. Kışın donan nehir ve göllerde hareket edemeyen gemileri, sahile yakın bir yere çekip buzların çözülmesini beklermiş gemiciler, aynen kışları Rusya'da da yaptıkları gibi. Ve o donmuş nehirlerde kışı geçirirlerken de hem spor yapıp dinç kalabilmek hem de eğlenmek için donmuş güvertelerde bir oyun oynarlarmış, şimdiki hokeyin en ilkel haliyle. Yaşam nasıl sudan başlamışsa, buz hokeyi de aynı şekilde sudan başlamış yani. Ancak ne yazık ki gene aynı yaşam bazıları için kısa bir süre önce maalesef yine suda sona erdi.

Detroit Red Wings (Kızıl Kanatlar) takımı buz hokeyinde, Amerikan ve Kanada'dan farklı takımlarının yer aldığı NFL (Ulusal Hokey Ligi) Merkez Grubu'nda Detroit şehrinin temsilcisi olarak bulunur ve genellikle de her yıl ligde ön sıralarda mücadele eder.

Rusya'nın Yaroslavl Şehri'nin kırmızı beyaz renklerine sahip Lokomotif Buz Hokeyi takımı, 2011-2012 sezonu için antrenörünü daha henüz çok kısa bir süre önce, işte size yukarıda kısaca anlattığım şehrin Red Wings takımından bulup getirmişti.

Kendisi de eski bir oyuncu olan Brad McCrimmon, 2008 yılından beri yardımcı antrenörü olduğu Kızıl Kanatlar takımından, asil antrenör olarak çalışacağı yine kırmızı beyaz renklere sahip bir başka takım olan Lokomotif'e deyim yerindeyse (!) uçarak gelmişti.

Yaroslavl Lokomotif de, 2008'de yeni bir oluşum olarak ortaya çıkan, Amerika'nın geniş bir coğrafyada düzenlediği NFL örnek alınarak ileride tüm avrupa devletlerinin içinde olmasının planlandığı şimdilik ise Rusya, Beyaz Rusya, Kazakistan ve Letonya'dan toplam 24 ekipten oluşan KHL'nin (Kıtasal Hokey Ligi) iddialı takımlarındandı.

Rus Milli Takımı'ndan oyuncuların yanısıra ayrıca 3 Çek, 1 Slovak ve bir de İsveçli hokeyciyi kadrosunda bulunduran Lokomotif, iddiasını kanıtlamak için Kanadalı McCrimmon'u da takımın başına geçirmişti.

Ancak ne yazıktır ki, Amerika'da bir boğazın kıyısındaki Detroit'in Kızıl Kanatlar takımından, Volga nehri kıyısında kurulu orta büyüklükteki bir Rus şehri Yaroslavl'a gelen McCrimmon, ilk resmi maçına çıkmak üzere takımıyla beraber Beyaz Rusya'nın Minsk şehrine giderlerken kalkıştan hemen kısa bir süre sonra bindikleri uçağın düşmesi sonucu öldü.

Görgü şahitlerinin daha havadayken patladığını söyledikleri uçak göz açıp kapayana kadar yere çakılıyor ve anında da suya hasret tarlaların karpuzları gibi ortadan ikiye ayrılıyordu, bir kısmı Volga nehrinde bir kısmı da karada kalacak şekilde.

***

Ve Yuri Urychev... Kazanın olduğu akşam Yaroslavl Lokomotif'in KHL'sindeki sayfasını incelemeye başladım. Sayfanın en altında tek bir satırda 'sakatlar' başlığında bir hokeycinin ismi gözüme takıldı. Yuri Urychev: Yaş 20.

2011 yılının ocak ayından bir sahne canlanıverdi gözümde. Bir otelin büyük ekranlı televizyon salonunda, ellerinde bayraklar ile Ruslar sessiz sakin maç izliyorlardı. Pek normal bir görüntü değildi bu durum.

Merak edip ben de yanlarına gittim. Dünya U-20 Buz Hokeyi Final maçı Amerika Birleşik Devletleri'nden naklen yayınlanıyordu. Rusya, Kanada'ya karşı oynuyor ve ilk iki periyotta da Kanada 3-0 önde, o yüzden de herkes sessizce yerinde oturup sanki acı bir şeyi mecburen içiyorlarmışcasına biralarını yudumluyorlardı. Sonra 3.periyot başladı, biraz seyretmek istediğim için ben de yanlarına oturdum. İşte o gün maçı seyretmeye başladığım andan itibaren fırtına gibi geçen 3. periyotta, 5 gol birden atan Rus gençleri hem maçı hem de kupayı alıp Dünya Şampiyonu olmuşlardı.

Yuri Urychev de işte o şampiyon takımın oyuncularından biriydi o gün. Kazanın olduğunu öğrendiğim zaman baktığım sitede 'sakat' olduğu yazıyordu, Henüz daha sezon başında takımın tek sakat oyuncusu. Demek sakatlandığı için Minsk'e gitmek için havalanan uçağa binmemiş ve yaşıyor olmalı.

''Oysa kimbilir sakatlanıp sezonun ilk maçına çıkamayacağını öğrendiğinde ne kadar da üzülmüştü ancak işte şimdi o sakatlığı yüzünden hayatta kalmıştı'' diye düşündüm. Fakat sonra kendi kendime, böyle bir kaza olsa ve o kazadan sadece bir kişi kurtulacak olsa, herhalde o kişinin ben olmak istemeyeceğimi düşündüm. Yani Yuri'nin yerinde olmayı hiç de istemezdim doğrusu. Hergün beraber antreman yaptığınız, yiyip içtiğinizin ayrı gitmediği, onlarca şehre beraber uçup maçlara çıktığınız bütün arkadaşlarınız bir kazada ölecek ve siz tek başınıza hayatta kalacaksınız. Psikolojik olarak dayanmanın pek de mümkün olmadığı bir durum olsa dedim kendi kendime.

Sonra o anda ne yaptığını merak ettim. Artık üzüldüğüm için bakamadığım o yüzden de yüzlerini göremediğim, dün geceden beri televizyonlarda ağlayarak konuşan sporculardan birisi de o muydu acaba?

***

Yuri sakat olmasına karşın takımını desteklemek için oynamayacağını, oynayamayacağını bilmesine karşın gönüllü olarak yine de gelmek istemiş arkadaşlarına destek olmak için. Bu isteğini de yöneticilerine ve antrenörüne iletmiş. Dünya Şampiyonası finalinde 5-3 yendikleri Kanada'nın pasaportunu cebinde taşıyan antrenörü McCrimmon da bu gelecek vaadeden (!) genç sporcuyu kıramadığı için ...

Evet Yuri de o uçaktaymış.

Detroit şehrinin bayrağında, Latince 'Speramus meliora resurget cineribus' yazısı dikkat çeker. Şehrin geçmişinde yaşadığı sıkıntılı günlere atfen yazılmıştır, ''Umarız ki her şey bir gün küllerinden daha iyi bir şekilde yeniden doğacak.''

Mitolojide, Zümrüd-ü Anka ya da diğer bilinen adıyla Simurg, kuş şeklinde kanatlı dev bir yaratık olarak resmedilir. Kendisini alevler tamamen kaplayana kadar 1700 yıl yaşar ve daha sonra da artık ölümsüzlüğe kavuşup en nihayetinde de kendi küllerinden yeniden doğar.

Rus yapımı Yak-42 model uçak da 7 eylül 2011 tarihinde düştüğünde tam 17 yıldır gökyüzündeydi ve uçakta bulunan kim varsa hepsi de artık sevenlerinin gönüllerinde ölümsüzlüğe kavuştular, her anıldıklarında yeniden doğmak üzere...