Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '10

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Yaş meyve sebze pazarlamasında kooperatifler etkin olmadıkça üretici ve tüketici zarar görecektir.

Yaş meyve sebze pazarlamasında kooperatifler etkin olmadıkça üretici ve tüketici zarar görecektir.
 

Pahalılık tüm toplumun en önemli gündemlerinden biridir. Satın alma gücümüzdeki düşüş önce ceplerimizi sonra yüreklerimizi yakar. Yanan yüreklerin feryatları ya içimizde patlar ya da bir aile dramı ile kamuoyunun gündemine girer ve hepimizi derinden yaralar. Halkımızın büyük çoğunluğunun geliri açlık sınırındadır. Yüksek görünen milli gelirimizin sokaktaki insanımıza yansıyan bir tarafı yoktur. Gelirlerimiz ayın sonunu getirmekten uzaktır. Ayın yarısından sonra boynumuz bükülmeye, kredi kartlarının verdiği sahte güç ile ayın sonunu getirmeye çalışırız. Maaşlar yerinde sayarken çarşıda ve pazarda tüketim maddelerinin fiyatlarındaki artış devam eder gider. Akaryakıt, doğalgaz, elektrik fiyatları ise bir başka âlemdir. Güya fiyatlar serbest oluşur, bu fiyat oluşumunda tüketiciyi koruyan ayak adeta yok gibidir. Ama gelin bakın ki haberlerde enflasyon düşük seyrediyor diye haberleri dinlersiniz. Aslında enflasyon daha da düşecektir ama bir tarım ürününün fiyatının artması bunu engellemiştir.

Tabii bu gelişmeler karşısında haber başlıkları da hazırdır. Sorun sadece biberdeki veya soğandaki veya limondaki fiyat artışı olarak okuyucunun veya izleyicinin karşısına gelir. Bilmeyenler için “bu çiftçilerde çok oluyor canım” diye akıldan geçer.

Ne yazık ki, bu tablo yıllardan beri böyle gösterilmektedir.

Kimse bilmez ki gerçeğin ne olduğunu, kimse görmez ki uygulamanın nasıl olduğunu,

Bizim içim o an ki gerçek olayların ekrana yansıyan yüzüdür. Ürününü yok pahasına satmak istemeyen ve sokakta insanlara dağıtan Ispartalı çiftçinin feryadı, pazardan yapılan bir canlı yayındaki emekli bir teyzemin 10 misli fiyatla aldığı meyvenin ve sebzenin pahalılığından yakınması, bir mahalle pazarının ardından fakir insanlarımızın geri kalan artıkları toplaması, İstanbul’da boğazın serin sularına dökülen taze meyve ve sebzeler görüntüleridir.

İşte tüm bunlar televizyon ekranında ayrılan sınırlı dakikaların veya saniyelerin içinde gözümüzün önünden geçer ve gider. Günlük gazetelerde ise ikinci sayfalarında veya bölge sayfalarında küçük bir haber olarak yer alır. Bu haberler çoğu yayıncıya cazip gelmez.

Bu resim yıllardan beri böyledir, haller kanunda gerekli değişiklikler yapılsa da, belediyeler üretici örgütlerine hallerde yer verdiklerini söyleseler de, zabıta ordusu şehir sınırlarında kayıt dışı girişleri tespit etmeye kalksalar da, yaptıkları mimari açıdan düzenli haller ile sistemi düzelttiklerini söyleseler de sorun hep devam etmektedir.

Çünkü yaş meyve ve sebze pazarlamasında üreticinin karşılaştığı sorun tarımın temel sorunlarındandır. Bunlar;

Finansman Sorunu; Üreticilerimizin büyük bir bölümü küçük üreticidir. Üretim için gerekli finans kaynaklarına sahip değildir. Bu durumda ya bankalardan ya da komisyonculardan kredi almak zorundadır. Nitekim önemli bir kesimi bu kaynağı komisyonculardan sağlamaktadır. Bankalarda kredi almada güçlükleri vardır. Başka çaresi de yoktur. Bu anlaşmalar da fiyat oluşumumda üretici aleyhine gerçekleşir. Zaman zaman ürününü komisyoncuya teslim eden üreticiden yapılan yasal bazı kesintiler de eklenince üretici zararlı bile çıkar.

Örgütlenme Sorunu; Üretici pazarla ilgili tüm aşamaları bireysel olarak aşmaya kalkmakta, yetersiz pazar bilgisi ve pazarlama gücü ile ürününü değer fiyattan pazarlayamamaktadır. Üreticinin bu durum karşısında örgütlenmesi ve birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Bunun adı da tüm dünyada olduğu gibi kooperatiflerdir. Üretici kooperatifi aracılığı ile üretimdeki bilgi eksiğini gidermeli, ucuza girdi bulmalı, ürününü tek elden pazarlamalı, gerekli pazar analizleri yaptırabilmeli, üretimin çok olduğu dönemlerde ürününü ya doğrudan ya da işleyerek depolamalı, tüccarın karşısına çıkabilmeli ve hale geldiğinde daha güçlü şekilde yer bulabilmelidir.

Konu hakkında üniversitelerimizde ve araştırma kuruluşlarımızda birçok araştırma yapılmıştır. Hepsinde de ana tespit finans ve örgütlenme konusunda yoğunlaşmaktadır.

Dünyada bu konuda üretilen çözümlerde kooperatifler sistem içinde yer almaktadır. Kooperatifler sahip oldukları gerek paketleme tesisleri ve işlettikleri haller ile kırsaldan başlamak üzere etkin görevler üstlenmektedirler. Pazarda dengeyi üretici ve tüketici adına koruyan ve devam ettiren örgütler kooperatiflerdir.

Başta AB olmak üzere yaş meyve sebze üretiminin büyük ölçüde yapıldığı ülkelerde kooperatiflerin bu alanda etkinliğini görebiliriz. Pek tabii ki özel kesimde, yatırımcılarda özellikle büyük yerleşim alanlarındaki hallerde yerlerini almakta ve gerçek bir serbest piyasa ortamı ve fiyat oluşumu sağlanmaktadır.

Bu uygulamalarla birlikte dünyada hızla gelişen haberleşme ve bilgisayar teknolojisi ile yaş meyve ve sebze pazarlamasında açık artırma şekil değiştirmiş, elektronik ortama girmiştir. Elektronik ticaret ile pazarlama daha güvenli ve hızlı hale gelmiştir. Kayıt dışılık gündemden kalkmış, her üreticinin ve her pazarlama kanalının kayıtları olan bir yapı kurulmaya başlanmış, arz ve talepler elektronik ortamda ele alınmaya başlamıştır.

Avrupa’da yaş meyve ve sebze üretiminde ve pazarlamasında etkin ülkelerden biri Hollanda da açık artırma ile yaş meyve ve sebze pazarlama uygulamaları adeta tarih olmuş, pazarlama internet üzerinde yapılmaya başlanmıştır. Kooperatiflerin uygulamaları bile şekil değiştirmiştir. Bu ülkenin bir kooperatif kuruluşu olan the greenery’nin sayfasını lütfen ziyaret edin ve değişimi görün. (http://en.thegreenery.com/home) Kooperatifin ortakları kendi üretim dallarına göre üretici dernekleri yani bize göre üretici birlikleri kurmuşlar ve kooperatiflerinin ticaretini destekleyen çalışmalar içine girmişlerdir.

İngiltere’de durum pek farklı değildir. Kooperatifler tarla ve bahçeden üretimin son halkasına kadar sistemin içindedir. (http://www.co-operative.coop/farms/grown-by-us/product/)

Güney Kore’de belediyelerin yaptığı paketleme ve pazarlama tesislerinin önemli bir kısmı kooperatiflere tahsis edilmiş ve işletilmektedir. Bu kooperatiflerin sahip oldukları büyük hipermarketlerde de pazarlanmaktadır. Sistem kooperatif bankasının gücü ile de finanse edilmektedir. (http://www.nonghyup.com/eng/main/main.html )

Yaş meyve ve sebze pazarlamasında devletin asıl görevi pazarlamanın kayıtlı bir şekilde üreticiden tüketiciye kadar olan zincir içinde sistemin sağlıklı olarak, gıda üretim ve tüketim kurallarına göre çalışması ve gerekli vergilerin alınabilmesidir. Bugüne kadar bu görev mevcut uygulamalar ile başarılamamıştır. Çünkü sistemin üç ayağından biri olan üretici ayağı boşta kalmıştır.

Yukarıda belirttiğimiz ülkelerdeki yapılanları yapmak günümüzde o kadar da zor değildir. Yeter ki insanlarımıza ve kooperatiflerimize güvenelim. Sanayide, ticarette ve bankacılıkta bugüne kadar olan olayların ekonomik bedellerini görmeden kooperatiflerimizi yargılamayalım.

Çözüm kooperatiflerin geliştirilmesi ve de devreye girmesinin sağlanması, kooperatif bankasının da zaman içinde devreye sokulması, hallerin kooperatiflerin yönetimine verilmesi olmalıdır. Bu da sözle değil ortakların geleceğe yönelik olarak eğitilmesi, kooperatiflerin üst örgütlenmesinin desteklenmesi olacaktır.

Lütfen çevre ülkelere ve de dünya ya bakalım. Global dünyanın yıkıcı rekabeti ve finans dünyasının aşırı kar hırsı içinde, kooperatifçiliği ekonomik siyasetin sığ sularında yıpratırken asıl yıprananın bu ülkenin insanları ve geleceğimiz olacağını unutmayalım.

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..